Psikiyatr Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitabından uyarlanan “Kırmızı Oda” isimli dizi, son dönemin en popüler yapımlarından biri. Cuma akşamlarının en çok konuşulan dizisinin neredeyse her bölümü sosyal medyada gündem oluyor. Ancak dizinin hayranları da kadar eleştirenleri de çok. Diziyi eleştirenler ise genellikle meslek profesyonelleri. Dizideki terapi seansı sahneleri bazı meslek profesyonelleri tarafından eleştiriliyor. Peki bunun sebebi nedir? Psikologlar Kırmızı Oda dizisini neden eleştiriyor?
Kırmızı Oda, yayınlanmaya başladığı ilk günden itibaren büyük beğeni topladı. Psikiyatr Gülseren Budayıcıoğlu’nun “Madalyonun İçi: Bir Psikiyatristin Not Defterinden” adlı kitabından uyarlanan ve onun deneyimlerine dayanan dizi ele aldığı konularla övgü topluyor
Dizinin her bölümü Youtube’da milyonlarca izleniyor. Dizinin başrollerinde, Binnur Kaya, Tülin Özen, Burak Sevinç, Meriç Aral, Halit Özgür Sarı ve Gülçin Kültür Şahin gibi isimler yer alıyor. Ayrıca dizide birçok ünlü isim de konuk oyuncu olarak rol alıyor.
Kırmızı Oda her ne kadar kurgu olsa da, Türkiye’de pek çok kişi terapi seansları hakkında bu dizi sayesinde fikir edindi. Nitekim meslek profesyonelleri bu terapi sahnelerinin ve terapist tavrının pek çok kişi için yanlış bir algı yaratabileceği görüşünde
Bu nedenle de dizi psikologlar tarafından eleştiriliyor. BBC Türkçe’den Özge Özdemir, Kırmızı Oda’nın neden eleştirildiği hakkında psikologlarla konuştu
BBC Türkçe’ye konuşan klinik psikolog Ece Oral Albayrak dizi hakkında şunları söyledi;
“Bu dizi bugün yaşadığımız sıkıntıların aslında geçmişte yaşadığımız aile yapıları, oradan gelen ilişkiler ve geçmiş yaşantılarla ilişkili olduğunu, bugün kurduğumuz ilişkilerin geçmiş ilişkilerden kaynaklanabileceğini göstermesi açısından gerçekçi. Ancak dizinin gerçekçi olmayan yanı terapist ile danışan arasındaki ilişki. Dizideki gibi dostane bir ilişki kurmak için terapiye giden kişi hayal kırıklığı yaşayabilir. Danışanın sadece terapisti tarafından sevgi sözcükleri ya da sarılmak gibi temaslarla rahatlatıldığını fark etmesi durumunda, terapi ve terapiste karşı farklı bir bağımlılık hissinin gelişebilir.”
BBC’nin görüşlerini aldığı Türkiye Psikiyatri Derneği üyesi psikanalist Prof. Dr. Işıl Vahip ise konu hakkında; “Yalancı bir samimiyet zaten dürüst bir şey değil. Arkadaşmış gibi bir hava estirmek uygun değil; çünkü arkadaşı değiliz danışanın.” dedi
Vahip, tedavi danışanın yararının öncelikli olduğunu aktararak şunları söyledi;
“Hastanın bazı istekleri olabilir, örneğin yakınlaşma isteği olabilir, sarılmak isteyebilir. Ancak hastanın o isteğini doyurmak uygun mudur? Neye hizmet edecek? Hasta mutlu, terapist mutlu, ne güzel. Hasta ile terapistin arası iyi, ama hastanın dışarıda çoğu insanla arası kötü. Bu değil ki amaç. O kişi bize insanlar arası ilişkilerini daha sağlıklı düzenleyebilmek için gelmiş.”
Öte yandan diziye sosyal medya üzerinden de bazı ünlü psikologlar tarafından eleştiri geldi. Eleştiren isimlerden biri de Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli’ydi
Arif Verimli sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Kırmızı Oda dizisine atıfta bulunarak; “20 yıllık asistanım geçenlerde ısrarla arayarak o dizideki gibi görüşme yaparsam randevu alacağını söyleyen birine, “Yok efendim, hocamızın odası turuncu. Siz burada hayal kırıklığı yaşarsınız” deyip randevu vermemiş. Kız haklı. Ben panda mıyım önüme gelene sarılayım?” dedi.
Pek çok kişinin Arif Verimli’ye yanıt vermesinin ardından ise Verimli, “Doktorum ben, dümdüz doktorum. Yumoş bir panda değilim” ifadesini kullandı.
Kaynak: 1