İş dünyası söz konusu olduğunda, ilham alınabilecek pek çok başarı hikayesi bulunuyor. Özellikle dünyaca ünlü markaların yükselmeleri tesadüfi değil. Hepsinin başarı hikayesinin ardında bir azmin hikayesi var. BBC de haftalık olarak The Boss (Patron) isimli bir seri yayınlayarak, dünyanın dört bir yanından iş dünyasının önde gelen isimleri üzerine odaklanıyor. BBC bu hafta ise trambolinle egzersiz şirketi Bounce’un kurucusu Kimberlee Perry’yi serisine taşıdı. Biz de cüzi bir miktarda sermayeyi 15 bin katına çıkaran başarılı iş kadını Kimberlee Perry ve şirketi Bounce’un hikayesini derledik.
Kendi işinin patronu olmak birçok kişinin hayali. Ancak çoğu zaman bunun için ciddi bir sermaye gerekiyor. Birçok kişi yatırım ne kadar büyük olursa, kazanımın da o kadar büyük olacağı görüşünde
Nitekim kazanım için önemli olan yatırımdan ziyade iyi bir pazarlama stratejisi. Kimberlee Perry de bunun en iyi örneklerinden biri
Salgından önce Kimberlee Perry’nin şirketi Bounce hiç internet üzerinden seanslar düzenlemeyi düşünmemişti. Bounce, Tramplende dans dersleri düzenleyen bir şirket, temel amaç ise insanları bir araya getirmek
Özellikle de küçük kasabalarda kendilerini izole hisseden, yeni anne olmuş kadınları.
35 yaşındaki Kimberlee’ye altı yıl önce Bounce’u kurması için ilham verem buydu. 2014’te annelik iznindeyken, doğum sonrası depresyon geçiren Kimberlee, kendisini yalnız hissediyordu ve bu şirketi kurmaya karar verdi;
“Tüm hayatım sporla geçiyordu ve insanlarla iletişim kurmak için kullanıyordum. Avustralya’da spor kültürü çok önemlidir. Ben de 18 yaşında ilk kez Londra’ya geldiğimde, arkadaş edinmek için bir netball kulubüne üye oldum.”
Kimberlee yaptığı egzersizin bebeğiyle birlikte gidebileceği bir egzersiz etkinliği olmadığını fark etti. Ardından ise kendi şirketini kurmaya karar verdi ve yalnızca 200 sterlinlik bir yatırım yaptı
Kimberlee’nin kendi şirketini kurmak istemesinin nedenlerinden biri ise istediği terfiyi bir türlü alamamasıydı; “Kendimi iyi hissetmek istiyordum. Yeni bir anne olarak saatlerinizi, günün büyük kısmını tek başınıza geçiriyorsunuz. Dolayısıyla Bounce’un o zaman hayatımda istediğim her şeyin bir karışımı olmasını istedim; fit olmak, iletişim kurmak ve eğlence.”
Yatırımın ardından spor hocası olmak için bir sertifika alması gerekiyordu. Bu sertifikalar için çok çalıştı ve ardından sekiz tane trombolin almaya karar verdi;
“Trambolinlerle karşılaştım ve eşime ‘Bunlardan sekiz tane almak için ortak hesabımızdan 200 sterlin çekeceğim’ dedim. Delirdiğimi düşündü bence. Ama eklemler üzerinde fazla baskı yaratmazlar ve darbenin yüzde 80’ini emerler. Yani spor yapmak isteyen yeni anneler için mükemmel olacağını biliyordum.”
Kimberlee’nin şirketi ilk dersinin ardından büyük ilgi gördü. Anneler bebekleriyle geldi ve yalnızca birkaç ay içinde talep arttı, dersler fazlalaştı. Kimberlee konu hakkında şöyle söylüyor;
“Birkaç ay sonra talep artınca daha çok sayıda ders yaptım. İnsanlar egzersizin eğlenceli olmasını ve tabii 45 dakikada 600 kalori yaktırmasını seviyorlardı.”
Kazandığı paranın tamamını ise işe geri yatırdı. Daha fazla trambolin satın aldı. Haftada 12 ders yapmaya başladıktan sonra ise ekibini genişleterek dersleri de arttırdı
Ancak rakipleri de benzer işler yapmaya başlayınca Kimberlee, bayilik vermek fikrini inceledi ve bayiilik vermeye başladı.
Kimberlee ve ekibi bugüne dek 700 spor hocası yetiştirdi ve İngiltere’de 320, ülke dışındaysa 20 bayii stüdyoları bulunuyor. Yalnızca 200 sterlinlik bir yatırımla kurulan Bounce, geçen yıl 3 milyon sterlin ciro yaptı
Bayileri Bounce’un bir parçası olabilmek için peşin bir ücret yatırıyor ve bunun karşılığında ekipman ve belli bir coğrafi bölgede faaliyet izni alıyorlar. Bayiler daha sonra gelirlerinden bir yüzde ve işletme bedeli ödüyorlar. Bunun karşılığına işletme yönetimini, derslerin kareografisini, marka yönetimini ve pazarlama faaliyetlerini satın almış oluyorlar.
Kaynak: 1