Türkiye siyasi hayatı hepimizin başına belâ. O partisi, şu partisi de değil genel olarak hepimizin içinden hepsinin sıfatına karşı “Bi bitmediniz!” diye haykırmak geliyor. “Hak ettiğimiz gibi yönetiliyoruz”culardan da değiliz. Hiçbir toplum, ülke, insan, hayvan, börtü böcek bu kadar kötü yönetilmemeli. Böylesine bir çürümüşlük sadece kötülük üretiyor ve bu kötü hayatı kimse hak etmiyor.
Dünyada Türk siyaseti kadar konforlu bir alan büyük ihtimalle yoktur. Hesap verme yok, bedel ödeme yok. Koca ülkenin tüm imkânlarını yöneten bir kitleden bahsediyoruz. Her gün gazetelerde televizyondalar, bağırıyor çağırıyor, kavga ediyorlar. Peki sonuç? Genel hatlarıyla iyi yaşıyor muyuz? Mutlu muyuz? Kavgasız gürültüsüz bir günümüz geçiyor mu? Tamam, baş kötü belli ama sorun sadece son 10 yıl, 50 yıl da değil, yaşam standartlarımız neden yüzyıllardır berbat? Osmanlı’nın en güçlü döneminde bile halk yine fakir, yine muhtaç.
Adaletli ve huzurlu yaşamı görmek için neden yüzyıllardır öbür dünyayı bekliyoruz? Bu dünyanın bu dandik hali neden sadece bize reva? Özetle, gün yüzü göremeyecek mi bu millet karrşim! Bu siyasetçiler ne iş yapar? Hem işini bu kadar kötü yapıp hem de bu kadar denetimsiz olan başka bir yaşam alanı, meslek grubu, insan formu olabilir mi?
Oturduk hayal kurduk. Normal şartlarda işleri güçleri bambaşka olan insanları topladık, ülkeyi ellerine bıraktık. Evet ülke yönetmek başka bişey, evet politikanın dinamikleri başka, evet evet evet… Ne olmuş? Yahu zaten bin yıldır iyi yönetilmiyoruz, ne kaybederiz. Hayali bile güzel değil mi? Kabul edeceklerinden de değil ya, olsun…
Cumhurbaşkanı – İlber Ortaylı
Kabul edelim çoğunluğun ortak hayali. Hem Türkiye’nin birleştirici gücü, hem onlar konuşur İlber Hoca yapar, hem de onu başkan yaptıracağız! Hepsi birarada. Adam adeta yeni Türk büyüğü. Aslında Başbakan da olur ama o işe pek de heves edeceğini sanmıyoruz. Hoca için fuzuli yorgunluk. Cumhurbaşkanı iyi.
Başbakan – Emre Kongar
Öyle ıslık çalınınca toplanan çakma akil adam takımından değil. Her devrin adamı barlasgillerden hiç değil. Toplansalar hepsi Whitewalkers sürüsüyse, Emre Baba adeta bir Jon Snow! Üstüne bir de Tyrion kurnazlığı. Delikanlılıksa delikanlılık, monşerlikse monşerlik, yerellikse yerellik hepsi Emre Baba’da.
Milli Eğitim Bakanı – Osman Şahin
Köy Enstitülerine hem öğrenci hem öğretmen olarak devam etti. Anadolu aydınlanma hareketini ve Anadolu’nun ciğerini biliyor. Devletin kara yüzünü de, aydınlık yüzünü de yaşayarak görmüş. Yazar, eğitmen, aydın. Daha ne olsun? En azından 15 yılda eğitim alanında değişen 7 bakan ve 20 sınav sistemi gibi bir garabetten kurtuluruz.
Orman ve Su İşleri Bakanı – Çağan Şekercioğlu
Akademisyen, ekolog, ornitolog (kuş bilimci), doğa koruma bilimci, doğa fotoğrafçısı ve Türkiye’nin ilk tropik biyoloğu. National Geographic kâşifi ve Doğu Anadolu’da yaptığı başarılı koruma projeleriyle adını tüm dünyaya duyurdu. Ormanları inşaatlara teslim etmeyecek biri olduğu kesin. Sıkıysa bir avuç alanı elinden almaya çalışın, ayılarını üzerinize salar!
Diyanet İşleri Başkanı – İhsan Eliaçık
Din bezirgânları ondan nefret ediyor. Bu sebep bile yeter. İnsanların temiz duygularını kullanıp kendilerine saray yapanlar, yardım parası toplayıp kendi kasalarına cukkalayanlar onun gibilerden korkuyor. Çünkü adam sahici, samimi, adil, dürüst. Dinin emrettikleri onda var, emretmedikleri yok. Gerçi hoca Diyanet’in dev bütçesinin büyük kısmını muhtemelen milli eğitime ve sağlığa aktarır. Sonrası da malum…
Çevre ve Şehircilik Bakanı – Mücella Yapıcı
Belki de dünyanın gördüğü en geniş yürekli mimar, aktivist. Aslında o da hepimiz gibi sonradan aktivist oldu. Gezi’de ayarlarımızla oynadıklarında şehrimizin son kalesini vermemek için çıktık sokağa. Vermedik. İstanbul’u ve kent bilincini ondan bir kere dinleyenin midesi ne Kadir’i ne de Melih’i bir kere daha görmeyi kaldırır. Beton ve kartonpiyer değil, yaşanabilir nefes alan medeni şehirler için, Mücella Abla’nın çiçekleriyiz!
Adalet Bakanı – İlhan Cihaner
İlhan Cihaner’i kumpasla makamından aldıran özel tombikli Zekeriya şu anda, “Imı dimıkrısi, ıma ösgurluk, ıma adil yırgılama” diye debelenirken, İlhan Cihaner meclise girdi. İlahi adalet dedikleri bu olsa gerek. Kumpasçı Zekeriya’nın da bir gün adil yargılanması dileğiyle. İlhan Cihaner’in başkanlığında hepsi mümkün. Ayrıca kendisi listede şu an aktif siyasetle ilgilenen tek isim.
Kültür ve Turizm Bakanı – Fazıl Say
Anadolu ve dünya turnesine çıkan bir kültür bakanı düşünün? Hoş olmaz mı? Kıyılarını ranta değil halka açmış bir sahil şeridi, binlerce yıllık tarihiyle barışık bir kültür politikası düşünün. Fazıl Say yine piyano çalsın, beste yapsın, o sırada hissetikleriyle de karar alsın uygulatsın! Dvorak – Symphony No. 9 çalarken doğayı insanla buluştursun, Prokofyev çalarken kaçak göçek yapıları yıktırsın. 🙂
Kalkınma Bakanı – Emin Çapa
Kalkınma Bakanlığı diye bakanlık mı varmış dediğinizi duyar gibiyiz. Maliye tamam, Ekonomi tamam ama Kalkınma? Kalkınmadan bihaber olmamızın nedeni maliyemizin de ekonomimizin de tırt olması. İç ve dış dinamiklere hakim Emin Çapa hepsinin üstesinden gelir.
İçişleri Bakanı – Dolmabahçe Camii Müezzini Fuat Yıldırım
Aslında Diyanet de olurdu ama ülkenin en kutuplaşmış, baskının en yoğun olduğu döneminde bile dik durduğu için tercihimizi İçişlerinden yana kullandık. O da herkes gibi satılmış davranabilir, muktedirin yanında yer alabilirdi. Vicdanın, sağduyunun ve ahlakın ne demek olduğunu o gün herkese gösterdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı – Ali Tezel
9 yaşında bir çocuğun cingözlüğü, 15 yaşında bir ergenin enerjisi ve 50 yaşındaki bir bilgenin tecrübesi. Hepsi onda saklı. Prim gününüzü söyleyin, adınızı ve TC’nizi girin, sabah kahvaltıda ne yediğinizi bildirsin. O derece konusuna hakim ve etkili.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı – Cem Seymen & Defne Koryürek
Gidiyor bir tarlaya anlatıyor da anlatıyor. Toprağı, tarımı ve bu ülkeyi ne kadar çok sevdiği konuşurken gözünden ve sesinden dökülüyor, döküldüğü yerden minik minik Cem Seymen’ler bitsin de hep birlikte bir ekip kurup tarihte tarımın kalbi olmuş Anadolu’nun dertlerine çare olsunlar. Cem Seymen görevini Fikir Sahibi Damaklar’dan Defne Koryürek ile dönüşümlü yürütecek. En çok yorulan görevi diğerine devredecek.
Maliye Bakanı – Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu
Kabineyi en çok zorlayacak isim; çünkü adam komünist. Ama İlber Hoca ve Emre Kongar ile ortak bir dil geliştirebilirler; çünkü diyalektik bunu gerektirir. Ovacık’da organik tarımla üretime geçen Maçoğlu’nun Tarım Bakanımız Cem Seymen ile de hayli üretken bir diyalog kuracağından ve kalkınmamızın verimli Anadolu topraklarından başlayacağından eminiz. 🙂
Milli Savunma Bakanlığı – Çarşı
En fantastik seçim belki de bu oldu. Olsun varsın, sonuçta hayal ediyoruz. Gezi’de Beşiktaş sokaklarını sonuna kadar savunan, Taksim’e 1 milyon insanla çıkartma yapan, kendi savaş uçağı, topu tüfeği olmasa da, dozerden POMA yapan bir oluşumdan bahsediyoruz. Güvenimiz tam.
Dışişleri Bakanı – Tolga Tanış
Hollywood filmlerinden alışkın olduğumuz siyasetin gizli koridorlarından son derece cool bilgilerle geliyor… Washington restoranlarında Türkiye hakkında ahkam kesen düşünce kuruluşlarıyla, yabancı ülkelerin Dışişleri temsilcileriyle yakın temas halinde. Kim ne diyor, neden diyor iyi biliyor. Hem kapalı kapılar ardını kokluyor hem sahada etkin, daha ne olsun.
Gençlik ve Spor Bakanı – Nasuh Mahruki
Üniversitelerin doğa ve dağcılık kulüpleriyle başlayan macerası, ülkenin en etkili sivil dayanışmalarından birine dönüştü. Devletin hazırlıksız ve aciz kaldığı afetlerde AKUT ile birlikte yaşamlar kurtuldu. Gençliğin ve sporun potansiyelini Nasuh Mahruki’den daha iyi bilen var mıdır emin değiliz.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı – Serdar Kuzuloğlu
Adı üstünde internet ekipler amiri. Bulut teknolojisiyle ilgili söyleyeceklerinin Binali’den daha derinlikli olacağından eminiz.
Şimdilik bu kadar… Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (bakanlığa gel) ve Sağlık Bakanlığı gibi bir iki makam şimdilik boşta. Önerilere açığız…