Edebiyatımızda öyle isimler vardır ki; nedendir bilinmez isimleri pek fazla duyulmamıştır. Kerime Nadir de o isimlerden sadece bir tanesidir. Yazın dünyamıza kazandırdığı eserler bakımından da bir hayli nitelikli metinler ortaya koyan Kerime Nadir, yaşamı boyunca edebiyatın doruklarında sevdalı sevdalı dolanmış, kalem oynatmıştır.
Pek çok eseri sinemaya da uyarlanan Kerime Nadir, yazmaya olan sevdasını hiçbir zaman ellerinden ve yüreğinden bırakmamıştır.
Kerime Nadir 1917 senesinde İstanbul’da doğar. Anne babası okumaya meraklı insanlar oldukları için Kerime Nadir de onlardan etkilenerek bilinçli bir çevrede büyür. Fakat bu bilinç, yine de ileride önüne çıkacak olan engelleri durduramaz.
Kerime Nadir, önceleri eserlerini öykü olarak verir. İlk öyküsü Yabancı’yı yazdığında 16 yaşındadır. Ardından Dağ Adamı ve Yeşil Işıklar’ı kaleme alır ancak bu metinler herhangi bir yerde yayımlanmaz.
O yıllarda çıkarılan Yarımay Dergisi yazarları Kerime Nadir’in metinlerindeki konuları, olaylara yaklaşımını ve taşıdığı duygu yoğunluklarını beğenirler. Ancak bu durum ailesini sevindireceği yerde tepki göstermeleriyle sonuçlanır.
Ailesi, Kerime Nadir’in kitaplarının yayımlanmasını engelledikleri gibi yazı yazmasını da yasaklarlar.
Ancak bu yasaklar hiçbir işe yaramaz. Hem okumaya hem de yazmaya devam eden yazar, yasaklı dönemlerinde beş roman ve pek çok öykü kaleme alır. Günden güne zayıflayan kızlarının durumuna üzülen ailesi, sonunda yasakları kaldırır ve kitapların basılması için harekete geçerler.
Böylece Kerime Nadir’in ilk romanı Solmuş Çiçekler, Servet-i Fünûn–Uyanış Dergisi’nde tefrika edilir.
Aynı zamanda Uyanış dergisi için de şiirler kaleme alan yazar, okurlar tarafından bir hayli sevilir ve bu vesileyle pek çok okur mektubu alır.
Kendini geliştirmeyi ihmal etmeyen Kerime Nadir, Saint Joseph Kız Lisesini bitirdikten sonra resim ve tercümanlık üzerine de çalışmaya başlar.
Kerime Nadir’in romanlarının büyük bir bölümü Yeşilçam’da sinemaya uyarlanmıştır. Hıçkırık, Samanyolu ve Funda yazarın en bilinen eserleridir.
Kerime Nadir romanlarının en dikkat çekici yanı ise, yarattığı kadın karakterlerin hepsinin iyi eğitim almış ve güçlü kadınlar olmasıdır.
Arkasında pek çok nitelikli eser bırakan Kerime Nadir’in cenaze törenini, yazar dostu Selim İleri şu sözlerle ifade etmiştir…
“…Şüphesiz yüz binlerce, belki de milyonlarca kişiye eseriyle ses yöneltmiş; bu, okuma alıştırıcısı, okur yaratıcısı romancının cenaze töreni gerçekten hazin bir törendi. Soğuk, adamakıllı ayazlı günde, Şişli Camii’nin avlusu bomboştu diyebilirim. Bir köşede Melisa Erdönmez, Doğan Hızlan, Yaşar İlksavaş ve ben duruyorduk. Uzakta bir başka köşede Kerime Nadir’in yakınları, yayıncısı, sinemadan bir tek vefakâr Bülent Oran… Sinemaya aktarılmış romanları sayesinde üne kavuşmuş nice film yıldızı bu cenazeye gelmeyi herhalde gereksiz, anlamsız bulmuşlardı. Türk sineması o günlerde ‘sosyal içerikli’ filmler dönemini yaşıyordu… Neyse ki tabutuna iliştirilmiş birkaç gelin çiçeği, çok az kişinin katıldığı o cenaze törenine, Kerime Nadir’e yaraşır bir romanesk sunmuştu.”
Kaynak: 1