“Satın alma, sahiplen!” sloganlarıyla yuva arayan kediler, köpekler için ömürlük aileler arıyoruz. Kimilerine özel bakım gerektiği için seçici de davranıyoruz. Ama işin özünde, insanlar hayatlarını birlikte geçirecekleri hayvanı kendileri seçiyor. Bu canlar da o kadar sevgi dolular ki “Ben bu insanı beğenmedim, tüyü beyaz değil!” gibi sebeplerle burun kıvırıp terk etmiyorlar. Kendilerini üzen, bırakanlara karşı bile hala içten sevgilerini duymaya devam ediyorlar. Neyse, konudan uzaklaşmadan soralım; “Peki hayvanlar insanlarını kendileri seçseydi?”
Kenya’da çocuklar için gönüllü olarak çalışan bir organizasyonun üyesi adamın, onu insanı olarak kabul eden kedisiyle olan hikayesi bu.
Bundan 4 buçuk yıl önce yolda minicik ve sıska haliyle miyavladığı adamın ilgisini çeken sarman yavru, ondan mama koparmayı başarıyor.
Ardından bu adamın içindeki iyiliği de görmüş olsa gerek, onu evine kadar takip ediyor.
Kenya’da bu süreçte gecekondu mahallesinde küçücük bir odada yaşayan adam bir kediyi sahiplenme düşüncesini aklına bile getirmezken onu yatağının üzerinde buluyor.
Bırakmaya kıyamadığı kedinin bir süre dişi olduğunu sanıp Nala ismini taktıktan sonra maalesef değiştiremiyor da sonradan.
Ona özel kedi mamaları ve kedi kumu, kabı bulmak oldukça zor oluyor. Zira Kenya’da ev kedisi diye adlandırılan şanslılar bile o kadar bakılmıyor.
Her biri çevredeki fareleri ve haşereleri yakalaması için bakılırken, karnını da bunlarla doyurur düşüncesi hakim maalesef. Bu yüzden Nala, bulunduğu bölgede paşalar gibi yaşıyor.
“O laptopın üzerine yattıysa, işler biraz daha bekleyebilir.”
4 yaşına gelen ve herkesin sağlıklı olduğu için şaşırdığı Nala, zamanında doğru bir seçim yapmanın rahatlığını yaşıyor.
Sahibi ise çok sevdiği kedisinin onu bulup ısrarla evine kadar takip ettiği için kendini şanslı görüyor.
Kaynak: 1