Vikingler, tarihteki en güçlü halklardan birisiydi. 8 – 11. yüzyıllar arasında kuzeybatı Avrupa’da birçok yeri fetheden Vikingler, hayatlarının büyük bir kısmını denizlerde geçirdiler. Vikingler, İskandinavyalı korsanlar olarak biliniyorlardı. Vikingler kaba, ilkel, medeniyetten uzak bir kavim olarak betimlendirildiler. Göçebe ve savaşçı bir kavim olan Vikinglerin yazılı geleneği olmayışı, kültür izlerinin sürülmesini güçleştirdi. Ancak yine de onlara dair bilinenler bulunuyor. Yazılı kaynakların zayıflığına ve Batılı kaynaklardaki olumsuz Viking imajına karşılık, arkeolojik veriler; incelikli bir Viking maddi kültürünün varlığına işaret ediyor. Yine de Viking savaşçılarından bazılarının oldukça acımasız olduğu biliniyor. Bunlardan biri de tarihteki en acımasız Viking savaşçısı olarak anılan “Kemiksiz Ivar”. Kemiksiz Ivar kimdir?
Vikinglerin altın çağı MS 700’lerde başladı. 8. ve 9. yüzyıllarda Avrupa’ya düzenledikleri seferlerle büyük başarılar kazanan Vikinglerin tarihine dair yazılı kanıt pek fazla değil. Ancak yine de bu kavimin başarıları biliniyor
Kemiksiz Ivar ise Viking tarihinde öne çıkan isimlerden biri. Viking komutanlarından biri olan Ivar’ın 9. yüzyılda İngiliz kıyılarında karaya çıkan Vikingler arasında olduğu düşünülüyor
Ivar hakkındaki bilgiler 2’ye ayrılmış durumda. Bir tarafta terör estirdiği İngiltere, diğer tarafta onun için canını vermekten çekinmeyen Vikingler. İngilizlere göre Ivar cehenneme gönderilmiş bir pagan iken Vikinglere göre ise insanüstü güçlere sahip bir yaşayan tanrı olduğuna inanılıyor.
Kemiksiz Ivar’a bu lakabın takılmasının nedeni ise onun tek başına ayakta duramaması. Ivar birinin desteğini almadan yürüyemiyordu. Ancak buna rağmen güçlü bir savaşçıydı. Ivar’ın doğumuna yönelik efsane ise şöyle;
Ivar’ın annesi bir Şaman olan Aslaug ve babası ise meşhur Viking Kralı Ragnar Lodbrok. Evlenmelerinin ardından Aslaug, kendisiyle birlikte olmak için 3 gün beklememesi halinde çocuklarının engelli olacağı konusunda Ragnar’ı uyarıyor. Ancak Ragnar bu uyarıya kulak asmıyor ve Aslaug ile zorla birlikte oluyor, sonuç olarak Kemiksiz Ivar dünyaya geliyor. Viking geleneklerine göre Ivar gibi doğan birinin öldürülmesi gerekiyordu, yaşamasına izin verilmezdi. Ancak Ivar, Ragnar Lodbrok’un oğluydu. Bu nedenle öldürülmedi.
Tarihçilerin ise bu konuda farklı görüşleri bulunuyor;
Çoğu tarihçi Ivar’da “Cam Kemik Hastalığı” olarak bilinen osteogenesis imperfecta olduğunu düşünüyor. Bu hastalıktan mustarip kişilerin kemikleri cam gibi çok kolay kırılıyor.
Ivar, hastalığına rağmen savaş meydanında bir efsaneydi. Son derece keskin bir zekaya sahipti ve oldukça esnekti. Ayakta bile duramayan Ivar, savaş meydanında adeta terör estiriyordu. Savaşırken, bedenini destekleyen bir kalkan kullanıyordu
Bir Viking olarak hayatı boyunca savaşa hazırlanan Ivar, babasının ölümünün ardından ise Vikingler’in başına geçti ve söz konusu acımasız eylemlerini tam bu dönemde gerçekleştirdi
Kardeşleri, babaları Ragnar Lodbrok öldüğünde Ivar’a liderlik yolunu açtı. O da Vikinglerin başına geçti. Bu Ivar’ın hayatının dönüm noktalarından biriydi. Babası Ragnar Lodbrok, Ortaçağ İngiliz krallığı Northumria’nın karalı Ella tarafından yakalanmış ve İngiltere’nin kuzey-batı sahillerindeki isyan sırasında zehirli yılanlarla dolu bir çukura atılarak öldürülmüştü. Ivar için intikam vaktiydi.
Babasının ölümünden sonra intikam almak isteyen Ivar, İngilizlerin “Büyük Barbar Ordusu” ya da “kemiksiz ıvar Büyük Kafir Ordusu” dediği ordusunu toplamaya başladı. İngiliz Krallığı olan Northumbria ile savaşa girmeye hazırlanıyordu
Düşmanları Ivar’ın zekasını biliyorlardı. Her ne kadar savaş meydanında fiziksel olarak çok fazla hareket edemese de o dönem yaşayan en zeki adamlardan biri olarak anılıyordu.
Ivar ordusunu topladı ve İskandinav işgalcilerinden oluşan bu devasa Viking kuvveti, MS 865’te Britanya Adaları’na çıktı. Northumbria ile yapılan savaşta Kral Ella’yı alt etti. Bazı kaynaklar aralarında bir anlaşma yapıp savaşın sonlandırıldığını söylese de bazı kaynaklarda Ivar’ın Ella’yı ele geçirdiği ve acımasızca öldürdüğü yazıyor;
Efsaneye göre; Ivar; Ella’nın göğüs kafesini, arka tarafından kesip açtı ve akciğerlerini kanat gibi görünecek şekilde dışarı çıkartıp sırtına koydu. Daha sonra Ella’ya acı vermek için yaralarına tuz serpildi. Vikingler bu yönteme “Kan Kartalı” adı veriyor.