Kedilerin tahmin edilemezliğinden mi, bağımsız ruhlarından mı, yoksa sadece o ağır karakterize duruşlarından mı bilinmez, sanat – kedi arasında hep bir yakınlık kurulur. Yazarların, oyuncuların kedileri fotoğraflanır, hem görsel hem yazılı alanda konu edilir. Sanatçı ve kedi arasında her zaman şık, rahat ve huzurlu bir anlam bütünlüğü varmış gibi hissedilir, o birliktelik kişiye bunu hissettirir.
Bu bütünlük yeterli gelmemiş olacak ki, kediler bir de ünlü tablolara monte edilmiş. Sarmanın biri tarihten bu yana en ünlü tabloların içine başrol olarak kıvrılıvermiş.
Mona Lisa – Leonardo da Vinci (1503-1506)
Escaping Criticism – Pere Borrell del Caso (1874)
The Persistence of Memory – Salvador Dali (1931)
The Creation of Adam – Michelangelo (1511-1512)
Bogatyrs (Heroes) – Victor Vasnetsov (1898)
Olympia by douard – Manet (1863)
Lady with an Ermine – Leonardo da Vinci
Liberty Leading the People – Eugne Delacroix (1830)
The Birth of Venus – Sandro Botticelli (1486)
Whistlers Mother – James McNeill Whistler (1871)
Twelfth Night (The King Drinks) – David Teniers (1634-1640)
The Kitchen Maid – Johannes Vermeer
The Venus of Urbino – Titian (1538)
American Gothic – Grant Wood (1930)