Tarih, kayıp hazineler konusunda oldukça zengin örneklerle doludur. Kayıp hazine deyince çoğumuzun aklına altınların, elmasların, yakutların bininin bin para olduğu sahneler ya da gizemli maceralar gelse de; kimi zaman bir kitap, bir film bobini bile servet değerinde olabilir?. Bu kültürel cevherleri bulmak için bir harita ve kürekten daha fazlasına ihtiyacınız olacak. Ama bize güvenin, çaba vermeye değecek. O halde birbirinden ilginç kayıp hazineler listemize fazla heyecan yaratmadan başlayalım!
1. Çok pahalı bir omlete ne dersiniz?? Adeta bir servet değerinde olan Fabergé yumurtası, kayıp hazineler arasında en ilginçlerinden biri!
Kayıp bir Paskalya yumurtasının aslında hazine değerinde olabileceğini söylesek inanır mıydınız? House of Fabergé adlı bir Rus mücevher firması, 1885’ten 1917’deki Rus Devrimi’ne kadar Çar’ın ailesi için 50 adet İmparatorluk yumurtası üretmişti. Birbirinden değerli taşlarla bezeli olan ve günümüzde milyon dolarlık ederi olan bu yumurtaların 8 tanesi sonradan kayboldu.
Stalin döneminde devletin hazinesini güçlendirmek için bu değerli yumurtalar satışa sunuldu ve yabancılar Fabergé yumurtalarını adeta havada kaptı. Günümüzde 50 orijinal yumurtadan 10 tanesi Kremlin Sarayı’nda bulunuyor, kalan 40’taneden 32’si ise müzelerde sergileniyor. Geriye kalan 8 yumurta ise kayıp ve adeta bir servet değerinde!
2. Efsane yönetmen Alfred Hitchcock’un filminin kaybolan bobinleri de milyonlarca dolar değerinde!?️
Kayıp hazineler deyince aklımıza genelde altın, elmas gibi değerli taşlar geliyor ama hazine, kimi zaman bir sanat eseri olabilir. Örneğin sinemanın dahi yönetmenlerinden Alfred Hitchcock’un henüz 24 yaşındayken editörlükten set tasarımcılığına yönetmen yardımcılığından senaristliğe kadar pek çok kısmında çalıştığı “The White Shadow” filminin kayıp parçaları bir hazine niteliğinde!
Filmin sonradan kaybolan parçalarının bir kısmı, Yeni Zelandalı film koleksiyoneri Jack Murtagh sayesinde yıllar sonra bulunmuştu. Hitchcock filmlerinin müptelası olan Murtagh’ın ölümünden sonra torunu Tony Osborne aracılığıyla film arşivine bağışlandı. Ancak filmin hala kayıp olan 3 bobini milyonlarca dolar değerinde!
3. 1983’te kaybolan 18 ayar altından yapılmış Dünya Kupası, başlı başına bir kayıp hazine!
1970’te Brezilya şampiyonayı 3. kez kazanınca Dünya Kupası almış ve kupa, Brezilya Futbol Konfederasyonu’nda kurşun geçirmez cama sahip özel bir dolapta muhafaza edilmişti. Ancak dolabın çerçevesi tahtaydı ve 1983’te genel merkeze giren dört hırsız güvenlik görevlisinin üstesinden gelerek kupayı çaldı.
Sonradan hırsızlar tutuklansa da 18 ayar altın kupa, kayıplara karıştı. Polisler kupanın eritildiğine inansa da bu değerli kupa, kayıp hazineler listemizde yerini almaya hak kazanıyor?
4. Kimsenin okumadığı bir klasik roman hem gerçek hem de mecaz anlamda kayıp hazineler listemizde yerini aldı bile?
Kitaplar bize farklı dünyaların kapılarını araladığı için başlı başına bir hazinedir ama kayıp olanları kimi zaman maddi olarak daha değerli olabiliyor. Arthur Koestler’ın 1940’ta yazdığı “Darkness at Noon” adlı kitabının kayıp Almanca el yazması da bunlardan biri.
Koestler, bu kitabı Fransa’da arkadaşı İngiliz heykeltıraş Daphne Hardy ile birlikte yaşarken kaleme almıştı. Kitabın Almanca el yazması yayıncıya gönderilmiş ama çift, Hardy’nin İngilizce’ye çevirdiği bir kopyasını saklamıştı. O yıllarda Naziler Paris’e doğru ilerlerken Koestler ve Hardy, Hardy’nin el yazmasını aldığı ve Birleşik Krallık’a giden bir gemiye binerek Bordeaux’ya kaçmaya çalışmıştı. Ancak bindikleri araç torpido ile batırılınca Koestler, hem el yazmasını hem de sevgilisi Hardy’yi kaybetti. Sonradan haberlerin yanlış olduğunu öğrense de 20. yüzyılın en büyük romanlarından birinin Almanca el yazması versiyonu kayıplara karışmış oldu.
5. Kayıp hazineler kimi zaman dünyanın en eski kuşuna ait bir fosil olarak da karşımıza çıkabiliyor. Özellikle o dönem dünyada sadece 3 tanesi bulunmuşsa…
1956’da Alman taş ocağı işçileri “en eski kuş” olduğu bilinen Arkeopteriks (Archaeopteryx)’in “Maxberg örneği”ni buldular. Ama araya ticari kaygılar girince 20. yüzyılın en önemli paleontolojik buluntularından biri umutsuzca kaybolmuş oldu. Taş ocağının sahibi Eduard Opitsch, önce onu bir jeoloğa verene kadar iki yıl boyunca anonim bir kaya parçası olarak depoda sakladı.
Bu sırada paleontologlar, fosilin bir Archaeopteryx olduğunu anladılar. O zamanlar bu, bilinen üçüncü Archaeopteryx fosiliydi, dolayısıyla bilim camiası bu keşif için çıldırdı. Opitsch ise bulduğu örneği en yüksek teklifi verene satmak için bir plan hazırlarken Maxberg Müzesi’nin sergilemesine izin verdi. Bu esnada bir Alman müzesi 10 bin dolar teklif etti ancak ünlü huysuz Opitsch, beklenmedik bir şekilde vergi ödeme fikrine karşı çıktı. 1974’te Archaeopteryx’i aldı ve eve gitti.
Bu değerli fosili kimseye göstermemekte kararlı olan Opitsch, öldükten sonra fosil bulunamadı. Fosil dedektifleri tarafından hala araştırılan bu değerli fosil de kayıp hazineler tarihine geçmiş bulunuyor?
6. Kayıp hazineler deyince akıllara şüphesiz ekranların sevilen ismi Johnny Carson’un günümüze ulaşamayan şakaları da geliyor
Johnny Carson, NBC kanalında 1962 ile 1992 yılları arasında “The Tonight Show” adlı efsane bir talk show programı yapıyordu. İzleyenleri gülmekten kırdıran şakaların yer aldığı program, o yıllarda kasetlerle yayımlanıyordu.
Program milyonlar kazansa bile 50 defaya kadar boşaltılıp yeniden kullanılabilen kasetler 300 dolara mal oluyordu (bugünün parasıyla yaklaşık 2000 dolar). Kaset sistemi yüzünden efsane sunucu Johnny Carson’ın şakalarının yüzde 90’ı kaydedilemedi ve tarihe karıştı?
7. Bir hırsız yüzünden kaybolan bir sanat eseri ve bu sırada yaşanan olaylar silsilesi ise kayıp hazineler tarihine geçen başka bir vaka…
Belçika’nın Gent şehrinin Piskoposu bir sabah, St. Bavo Katedrali’nde bulunan “The Adoration of the Mystic Lamb” adlı pano şeklinde yapılmış sanat eserinin “The Just Judges” adlı bölümünün çalındığını duydu. Bu olaydan sonra Piskopos, hırsızın eseri iade etmek için bıraktığı fidye notlarını gördü. 1 milyon Belçika frangı isteyen notu Piskopos kabul etti.
Piskopos, fidyenin 25 bin frangını toparlayabildi ama parasını 1 milyona tamamlayamadı. Bunun yerine polis, piskoposa bir kuruş bile fazla olmaksızın 225 bin frank daha teklif ederek sert oynaması için baskı yaptı. Hırsız ise bu tekliften etkilenmeyerek “İstediğimiz şeyin aşırı ya da gerçekleştirilmesi imkansız olmadığını düşünmeye devam ediyoruz.” şeklinde bir not bıraktı. Ardından kilise, bir ödeme planı için fidyeyi teslim etme teklifini reddettikten sonra hırsız yazışmayı bıraktı ve sanat eserini sakladı.
Yetkililer, hayal kırıklığına uğramış hırsızın bir borsacı, amatör bir sanatçı ve Arsène Goedertier adlı bir polisiye romanının meraklısı olduğuna inanıyor. Hırsızlıktan sadece birkaç ay sonra Goedertier’in ölüm döşeğinde bir itirafta bulunduğu iddia edildi. Ama parçanın nerede olduğunu açıklamadan öldü. Böylece sanat dünyasında bir kayıp hazine daha tarihe kazındı.
8. Marcel Duchamp’ın “Çeşme” adını verdiği pisuvar şeklindeki sanat eseri ise trajik bir şekilde kayıplara karışmış
Sıradan nesnelerin bir sanat eseri olabileceğine inanan Fransız sanatçı Marcel Duchamp, “Fountain” (çeşme/ fıskiye) adlı eserini 1917’de Bağımsız Sanatçılar Derneği sergisine sunmuştu. Ancak bir pisuvar şeklinde olan “Çeşme”, serginin yönetim kurulu tarafından “kaba” bulundu ve sergilenmedi. Hatta o dönem bir dergi makalesinde eser, “intihal, düz bir tesisat parçası” olarak nitelendirildi.
O dönem ünlü fotoğrafçı Alfred Stieglitz, eserin bir fotoğrafını çekse de orijinali kısa süre sonra kayboldu. Birinin bu başıboş pisuvarın çöp olduğunu varsayıp bir kenara fırlattığı düşünülüyor. Yıllar sonra Duchamp, birden fazla “Çeşme” yaratsa da eserin ilk hali hala kayıplara karışmış durumda. Duchamp’ın yeni “Çeşme”leri ise piyasaya çıktıklarında 2,5 milyon dolara kadar fiyatlandırılıyor. Kim bilir Duchamp’ın ilk eseri şimdi değeri ne kadar olur? Muhtemelen o da bir servet değerinde olur?
9. Abraham Lincoln’ün “baskıya uygun olmayan” kölelik karşıtı konuşma metni de tarihin kayıp hazineleri arasında yer alıyor
Abraham Lincoln’ün Illinois Republican Party’nin 29 Mayıs 1856’daki ilk kongresindeki kölelik karşıtı konuşma metni de kayıp hazineler arasında yer alıyor. Konuşma sırasında gazetecilerin büyülenerek Lincoln’ün ateşli sözlerini yazıya dökmek yerine not almayı unuttuğu bile söyleniyor. Bir buçuk saat süren ve ironilerle dolu olan bu konuşma metninin kaybolmadığı, ortadan kaldırıldığı bile söyleniyor. Çünkü Lincoln’ün sözleri köleliğe karşı öylesine şiddetli bir azarlama niteliğindeydi ki, yayınlanması kırılgan bir ulusu sarsma potansiyeline dahi sahipti.
10. Kayıplara karışması en zor hazinelerden biri ise Kehribar Oda! Altı ton kehribarla yapılan bu odanın kaybolması tüyler ürpertiyor
1716’da Prusya Kralı Friedrich Wilhelm, İsveç’e karşı ittifaklarını güçlendirmek için Rus Çarı I. Petro’ya duvarları altın varakla desteklenen altı ton kehribardan yapılmış bir oda hediye etti. St. Petersburg yakınlarındaki bir saraya kurulan oda, sonradan 2. Dünya Savaşı’nda Nazilerin yağmasına uğradı. Ekim 1941’de Naziler Kehribar Odası’nın panellerini Almanya’nın Königsberg kentindeki bir kaleye gönderdiler. Yeniden inşa edilen oda, bir süre Königsberg’de sergilendi. Ve o zamandan beri kimse görmedi!
Pek çok bilim insanı, Königsberg’in 1944’te Müttefiklerin ağır bombardımanı sırasında veya ertesi yıl şehrin teslim olması sırasında odanın yıkıldığını düşünüyor. Başka bilim insanları ise Nazilerin hazineyi Baltık Denizi açıklarındaki sığ bir lagünün içine batıran veya gömen bir tekneyle şehirden gizlice çıkarmaya çalıştığını düşünüyor. Değeri 250 milyon dolar olduğu tahmin edilen Kehribar Oda, sonradan 2003 yılında tam da Saint Petersburg’un 300. doğum gününe denk gelecek şekilde tekrar inşa edildi.
Kaynak: 1