İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana dünya üzerinde pek çok şey değişti. Bilim ve teknoloji düşünce pratiklerinden, gündelik yaşamdaki en ufak detaylara kadar pek çok unsuru değiştirdi veya dönüştürdü. Ancak insanlığın binlerce yıllık tarihsel macerasında, halen değişmeyen şeyler de var. Örneğin günümüzde dahi dünyanın ataerkil bir toplumsal düzen içerisinde yer aldığı söylenebilir. Ancak bunun bazı istisnaları yok değil. Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki 12 adasından biri olan Karpathos (Karpat / Kerpe) Adası, Bizans döneminden bu yana anaerkil toplumsal düzenin egemen olduğu bir topluluğa ev sahipliği yapıyor. Adadaki Olimpos köyünde, uzun yıllardır “kadınların sözü geçiyor.” Olimpos köyü neredeyse tüm dünyada egemen olan ataerkil düzene rağmen, anaerkil düzeni korumaya yüzlerce yıldır devam ediyor. Detaylara birlikte bakalım.
Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki 12 adasından biri olan Karpathos Adası, modern zamanlarda eşine az rastlanır bir topluluğa ev sahipliği yapıyor
Adadaki Olimpos köyünde yaşayanlar, Bizans İmparatorluğu döneminden bu yana anaerkil toplumsal düzeni devam ettiriyor. 300 kişinin yaşadığı köydeki toplumsal yaşam, kadınlar tarafından şekillendiriliyor.
Bizans döneminden bu yana süregelen anaerkil sistem, yüzlerce yıldır varlığını korumayı başarmış
Örneğin adanın Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde kaldığı uzun yıllar veya İtalyan etkisinin hissedildiği dönemler, Olimpos köyünün kadim toplumsal düzenini değiştirmeyi başaramamış. Bununla birlikte Karpathos Adası, günümüzde anaerkil sistemin devam ettiği tek Ege Adası olarak da dikkat çekiyor…
“Olimpos köyünde iş başında kadınlar var”
Olimpos’un 60 yaşındaki sakinlerinden Rigopoula Pavlidis, adadaki toplumsal yapıyı “Burada iş başında kadınlar var, eşim bensiz hiçbir şey yapamaz, vergisini bile ödeyemez.” sözleri ile özetliyor.
Karpathos Adası’ndaki toplumsal düzen, Yunanistan’ın geri kalanından da oldukça farklı
Örneğin adada, ülkenin geri kalanından farklı bir miras sistemi uygulanıyor. Ailedeki maddi zenginliğin sahibi konumunda bulunan annenin mirası, yalnızca ailenin büyük kızına aktarılıyor. Bununla birlikte kadınların idaresinde bulunan işletmelerin yönetimi de yine ailenin büyük kızına devrediliyor. Ancak Karpathos Adası’ndaki gündelik yaşamda anaerkil sistem ile birlikte ortaya çıkan başka uygulamalar da var.
Adadaki erkekler, evlendikleri kadının evine taşınıyor
Öte yandan kadınlar evlilikten sonra da annelerinden gelen soyadını kullanmaya devam ediyor.
1950’li yıllarda erkeklerin Amerika Birleşik Devletleri’ne ve diğer Avrupa ülkelerine göç etmeleri, adadaki anaerkil yapının daha da güçlenmesine neden olmuş
Olimpos köyü sakinlerinden Anna Lentakis, Olimpos köyündeki anaerkil sistemi bir anlamda mecburi kılan durumu “Bu durum kadınları çiftliklerin başına geçmeye zorladı, alışmaktan başka seçeneğimiz yoktu, hayatta kalabilmemizin tek yolu buydu.” sözleri ile özetliyor.
Yani Karpathos Adası, hem köklü bir geleneğin hem de çeşitli zorunlukların sonucunda, anaerkil bir yapıya ev sahipliği yapmayı sürdürüyor. Ancak bölgede eşsiz olan bu yaşam biçiminin eleştirilen yanları da var.
Karpathos Adası’ndaki anaerkil yapı, yalnızca en büyük kız çocuklarına “yaşam hakkı” tanıyor
Adadaki kadınlara, en büyük kız kardeşlerine hizmet etmek gibi bir misyon yüklenmiş durumda. Adada yaşayan bazı insanlar bu uygulamanın bir tür sosyal kast sistemi yarattığını düşünüyor, bu nedenle Karpathos Adası’ndaki anaerkil sistemin eleştirilmesi gereken tarafları olduğunu belirtiyor…
Kaynak: 1