Dev yaz tatillerinde duvar üstüne oturup hayal kuran şeye çocuk denir. Hatırlasanıza neler geçerdi aklımızdan… Hiçbir şey bulamazsak evde dizili ansiklopedilere bakıp da, üff neler var, hepsini nasıl öğreneceğiz, kim bilir neler kaçıyor? Hayvanlar, ormanlar, göller, denizler denizler denizler…
Uçsuz bucaksız denizler, uçsuz bucaksız hayaller, kimsenin bilmediği maceralar demekti. Artı o denizler ve maceralar uzak değil. Sadece o çocuk kafasını, yaşama dair merakı ve heyecanı yeniden yakalamak gerek. Çünkü internetin sunduğu yığınlar dolusu bilginin belki de en verimli kullanım alanı gezmek görmek kafasında.
Ah o gemide sen de olsaydın?
Phileas Fogg’u hatırladınız mı? İlk ismini İstanbul’un Metrobüs fiyaskosundan hatırlayabilirsiniz. Kendisi esasında 80 Günde Devri Alem’in ana karakteriydi. Sadık uşağı Passepartout (paspartu) ile birlikte dünyayı 80 günde dolaşmak için arkadaşlarıyla bir iddiaya girmişti. Tam o kafada bir macera yaşamak mümkün, iddia kısmı da size kalmış.
Dev bir gemi, dev bir deniz, dev bir tecrübe
Seyahatin türlü sebepleri var. Temel sebep uzaklaşmak, geride bırakmak. Bu tip bir kargo gemisiyle uzaklaşmanın felsefesini baştan yazabilirsiniz. Escapizm’e giriş 101. Peki nasıl oluyor da oluyor? Kastımız tabii ki gemiye kaçak girmek değil.
Boğaz’dan geçen o dev kargo gemilerinin bambaşka dünyaları var
Dev bir kargo gemisinin hiç yakınından geçtiniz mi bilmiyoruz ama inanın çok farklı bir tecrübe. Kült gerilim serisi Alien’ı “Yaratık” bilirsiniz. Filmdeki dev uzay gemisi Nostromo’nun o dev kütlesiyle uzayın karanlığında ağır ağır ilerleyişini hatırlayın. İşte bu durumun denizdeki hali. Üstelik gizli görevde falan da değil, tatildesiniz; çünkü kargo gemisinde bir yolcu olmak da mümkün.
Dışarıdan görünen üst üste dizilmiş Tetris blokları gibi bir yük gemisi
Bu tip gemileri üzerilerinde Maersk ya da Evergreen gibi isimler yazan renk renk konteynerlerden hemen hatırlayacaksınız. İşte o dev konteynerlerin ardında geminin farklı katları ve serbest alanları var. Üstelik gemilerin 12 – 20 kişi arası yolcu taşıma hakları bulunuyor.
Her limanda ayrı hayat, devam edip etmemek size bağlı
Gemilere yolcu ya da mürettebat olarak kabul edilebiliyorsunuz. Mürettebat olmak için tabii ki belgelere ihtiyacınız olacak, bizim noktamız ise işin yolcu kısmı. Dünyada okyanus aşan ortalama 30.000 büyük kargo gemisi var, bunlardan sadece %1 kadar yolcu da taşıyor. İlk aşamada mutlaka okyanus geçmeniz gerekmez; hatta başlarda daha kısa mesafeler tercih edebilirsiniz. Önceden de dediğimiz gibi baktınız size göre değil, ilk limanda inersiniz.
İneceğiniz limanın okyanusun diğer ucunda olmadığına emin olun
Aslında kargo gemilerinin yolcu taşımasında ilk başlarda turistik bir etki ön planda değildi. Solas denilen (international convention for the safety of life at sea) düzenlemeye göre belirlenen bir yolcu taşıma sayıları vardı ve eğer bu sayıda boşluk kalırsa, talebe göre durum değerlendiriliyordu. Ama son dönemlerde işin turizm ayağını da göz önüne alan firmalar öne çıkmaya başladı. Tercih sizin, iki tip firmayı da tercih edebilirsiniz. İşin turizm ayağına da önem verip, konforlu yolculuk imkanları sunanlar, ya da size sadece bir yatak ve yemek sunanlar. İkisinde de kazanacağınız deneyim benzersiz olacak.
Sonsuz bir güverte, spor salonu, kütüphane ve size ait güneş, ay, yıldızlar…
Maersk ve Evergreen demiştik ya işte bu tip şirketlerden biri de CMA CGM . 2013 yılında tam 874 yolcu taşımışlar. Seyahat edebileceğiniz kargo gemilerinden biri 365 metre uzunluğunda. Bu mesafe yan yana 4 futbol sahası ediyor. Geminin kaptanıyla yolcular her gün mutlaka bir araya geliyor, istekleri ve rahatlıkları konusunda sohbet ediliyor.
Asla bir mavi tur değil
Size vaat edilen 5 yıldızlı bir otel konforu değil; zaten bu bir alternatif seyahat kafası. Unutmayın ki gemide yaşayacaklarınızı başka bir alanda deneyimleme olanağınız yok. Kendinize ait bir kompartımanınız var. Beş yıldızlı değil ama makine dairesinde de yatmıyorsunuz. Aksine bu bölüm makine dairesine en uzak bölgede olduğu için gürültüden de etkilenmiyor. Bu yüzden geminin bu bölümüne şato adı veriliyor.
İndiğinizde sizi bekleyen tur otobüsleri olmayacak
Yüzlerce liman arasında gidip gelen binlerce gemi var bu yüzden planlamanızı önceden yapmalısınız ve dediğimiz gibi limana indiğinizde dikkat etmeniz gereken noktalar var. Mesela bir yabancı olduğunuzu düşünün, bindiğiniz gemi İzmit Limanı’na yanaşıyor ve siz de oh ne güzel hemen inip bir İstanbul turu yaparım diye planladınız. Turist kafasıyla İzmit – İstanbul arasının 5 saati aşacağı muhtemelen atlanacaktır. Büyük limanların genellikle şehir dışında olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor.
Jules Verne kafasını hayata geçirmek bile mümkün
Güzergahlar 2 hafta da sürebiliyor 100 gün de. İki liman arasındaki en kısa mesafeyi memleketten uzaklaşma gazınıza göre kendiniz belirleyebilirsiniz. Gerçi cruise gemisi konforu beklemeyin dedik ama kargo gemisinin de hakkını çok yemeyelim. Örneğin cruise gemilerindeki fare deliği gibi kabinlere göre kargo gemilerindeki kabinler daha geniş. Hem cruise ile tura herkes çıkar, esas hikaye kargo da. Yıllar boyu ekmeğini yiyebileceğiniz bir macera. Anlat anlat bitmez.
Dünyanın en iyi yemeğini denizciler yapar
İşin turizm ayağını kuvvetlendirmek isteyen firmalar, günlük 100 Euro’ya 85 günde dünya turu planları bile yapıyor. Bu fiyat alternatif bir seyahat için fazla gelebilir ama örneğimiz işin lüks tarafından. Bu tip durumlarda kabinler oldukça konforlu, buzdolabı, çalışma masası ve oturma bölümü var. Yemekler de çok başarılı; çünkü denizci milleti gerçekten de dünyanın en iyi yemeklerini yapıyor. Ayrıca aşçı farklı bir milletten de olabilir. Örneğin bir limanda indiniz ve başka bir kargo gemisiyle rotanızı değiştirdiniz. Bindiğiniz yeni geminin aşçısı Filipinli de olabilir İrlandalı da.
Personelin işi gücü var hizmet beklemeyiniz
Gemide yeni bir yüz görmek personelin hoşuna gidecektir ama içeride animasyon ekibi hayali kurmamak gerekiyor. Gemide her şeyin tıkır tıkır işlemesi gerektiği için herkesin görev alanları var. Bu alanların hepsine girme izniniz olmayacak. Dikkat edilmesi gereken noktalardan biri köprü üstü ve güverte. Buralara hangi saatlerde ve ne kadar çıkma izniniz olacağı çok önemli. Tercih tabii ki istediğiniz her saatte olmalı. Makine kontrol ve kargo kontrol odalarına da girebiliyorsanız tadından yenmez. Çünkü gemide görebileceğiniz diğer insanlar bu noktalarda olacak. Unutmadan kimi gemilerde yüzme havuzu bile olduğunu eklemeyi unutmayalım.
Güvenliğimi kim sağlayacak
Gemide uyulması gereken kurallara uyduğunuz takdirde bir güvenlik sorununuz olmayacak. Tabii bir de dış güvenlik faktörleri var. Açık denizde yük gemilerine karşı korsanlık bazı bölgelerde hala çok yaygın. Örneğin Aden Körfezi’nden geçerken gemiler olabildiğince hızlanıyor, bu süre içinde güverteye çıkmak yasaklanıyor.
Tabii rota tercihi size kalmış, mutlaka korsanlarla dolu bölgelerden geçmek gibi bir zorunluluğunuz yok. Somali ve Nijerya gibi ülkeleri seçip Tom Hanks’in oynadığı Kaptan Phillips kafası yaşamak isteyeceğinizi sanmıyoruz. Bu noktada gemide yolcu sigortasını ve sigortanın kapsamlarını da sormanızı öneririz.
Ekşi’den kaptan memo‘ya yardımları için teşekkür ederiz.
Konu hakkında araştırmalara İngilizce olarak buradan, Almanca olarak da buradan başlayabilirsiniz. İşi büyüteceğim diyorsanız Patagonya buzul yolu için sizi buraya alalım.