Aslında çağrıştırdığı anlamı bilmesek belki zihnimizde güzel bir dans ya da şehir ismi canlandırabiliriz. Karantina! Bulaşıcı bir hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla belli bir bölgenin kontrol altında tutulması ve giriş çıkışların kapatılması, anlamına geliyor oysa. Tarihçesi ise epey geriye, 14. yüzyıla dayanıyor. Venedikçe kaynaklı karantina kelimesi, bir dönem Avrupa’yı epey ürküten veba hastalığıyla ilişkili. İşte karantina kelimesinin ilginç hikâyesi!
1. Avrupa’nın veba korkusu
Korkmakta haklılar, çünkü eski zamanlarda Avrupa’nın ciddi bir çoğunluğu bu bulaşıcı hastalık nedeniyle öldü. Avrupa’da ‘’Kara ölüm’’ olarak da bilinen vebanın ilkin Çin’de peyda olduğu, İpek Yolu’nu izleyerek 1347’de Avrupa’ya sıçradığı kabul edilir. Veba, gemilerdeki farelerin üzerinde yaşayan pireler tarafından 14. yüzyılda Avrupa’nın birçok liman kentine ulaşmıştır.
2. Venedik
1348 yılında Venedik’e de ulaşan bu hastalık; Fransa, İspanya, Portekiz, İngiltere’ye de hızla giriyordu. Bu nedenle bir önlem almak, hastalığın kente yayılmasını engellemek gerekiyordu. Liman kentlere gelen gemi ve personeller limana alınmadan önce, bulaşıcı hastalık ihtimaline karşı bekletilmeye başlamıştı. Uygulama o dönem ilk önce Venedik kontrolündeki Ragusa şehri limanında başlatılmıştı.
3. Karaya çıkma yasağı
Bu gördüğünüz vebaya karşı bir sembol haline gelen veba maskesi. Hastaların tedavisinde kendilerine bulaşmaması adına hekimler takıyorlardı. Gemi personeli önce 30 gün boyunca gemide bekletilir ve karaya çıkması yasaklanır. İlk önce otuz gün bekletildiği için buna ‘’otuz’’ anlamına gelen ‘’trentina’’ adı verilir. Daha sonra gemi yolcularının bulaşıcı hastalık ihtimaline karşı bu sefer kırk günlük karaya çıkma yasağı uygulanır. Venedikçe ‘’kırk’’ anlamına gelen ‘’cuaranta’’ kelimesinden ‘’cuarantina’’, yani bizim bildiğimiz haliyle ‘’karantina’’ kelimesi türer. İşte karantina kelimesi Venedik’e gelen gemi personelinin kırk günlük karaya çıkma yasağı sonucunda ‘’kırk’’ manasındaki ‘’cuaranta’’ kelimesiyle ortaya çıkmıştır. Gemi personeli şayet bu kırk gün içinde hastalanmaz, ölmezse kente adım atabilirdi.
4. İtalya
İtalya’da da özellikle 16. yüzyılda korkutucu hale gelen vebanın önüne geçmek için hastalar gördüğünüz Poveglia Adası’nda karantina altında tutuluyorlardı. Karantina kelimesi Türkçeye, İtalyancadaki ‘’quarantena’’ kelimesinden geçmiştir. Artık tabii ki daha genel bir anlamı karşılayan kelime, Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğünde şu şekilde geçer: ‘’Bulaşıcı bir hastalığa maruz kalmış veya hastalığın kuluçka süreci içinde hastalığa yakalanmış olma potansiyeli olan insan veya hayvanların bu hastalığı yaymalarının önüne geçmek için hareketlerinin kısıtlanması, hastalığın görüldüğü bölgeden dışarı çıkmalarının engellenmesi.’’
5. Dan Brown – Cehennem
Popüler yazar Dan Brown’un ‘’Cehennem’’ romanında da şu ifadeler yer alıyor: ‘’Ticaret gemilerinin ambarlarındaki sıçanların sırtlarında Çin’den Venedik’e ölümcül salgını getiren, nüfusun yabancı lüks eşyalara tutkusu olmuştu. Ölüleri gömecek toprak kalmamıştı. Hastalığa sıçanların neden olduğunu anladıklarında Venedik gelen tüm gemilerin yüklerini boşaltmadan önce kırk gün açığa demirleyip beklemelerini gerektiren bir kanun çıkarmıştı. Günümüzde, İtalyancası ‘’quarantina’’ olan kırk rakamı, karantina kelimesinin nereden geldiğini hatırlatan tatsız bir kelimedir.’’
6. Isaac Asimov – Bilim ve Buluşlar Tarihi
Ünlü biyokimyacı ve bilim kurgu yazarı Isaac Asimov da bu konuya ‘’Bilim ve Buluşlar Tarihi’’ kitabında şöyle değiniyor: ‘’1333’te Uzakdoğu’da ciddi bir hastalık baş gösterdi. Sıçanları ve insanları sokan pirelerin hasta kanı, hastalanmayanlara aktarmasıyla yayıldı. Bu, hıyarcıklı veba idi… Veba, 1343’de Kırım’a ulaştı ve oradaki Cenovalı tüccarlar hastalığa yakalandılar. Gemilerini İtalya’ya getirmeyi başardılar ve salgın Batı Avrupa’da yayılmaya başladı. Hastalık çabuk öldürüyordu. Bazı tahminlere göre dünyadaki insanların üçte biri öldü (asıl mucize, üçte ikinin kurtulmuş olmasıydı.) 1403’de, Venedik şehri, vebanın tekrar etmesini önleyebilmek için yabancıların belirli bir süre içinde şehre sokulmamasına karar verdi. Bu sürede hastalanmazlarsa, sağlıklı olduklarına karar verilip şehre alınıyorlardı. Bu sürenin 40 gün olmasına karar verildi. Fransızca kırk anlamındaki sözcükten karantina dendi.’’
Kaynak: 1