Hipster’lar için cennet anlamına gelen Karaköy her köşe başında mantar gibi biten ve bir hamburgere 30 lira bayıldığınız aşşıırı kuul kafeleriyle adeta bir dünya harikası. Daha önce Karaköy’de takılmanız için gerekli şartları sıralamıştık hatırlarsınız, zira öyle Karaköy’e gidip gelişigüzel takılamazsınız, göze batarsınız mazallah.
Aynı şekilde şu Karaköy’ün ekmeğini ben de yiyim, bir mekan açayım da benim de başıma talih kuşu konsun diyorsanız onun da bazı kuralları, şartları var. Geçen gün Facebook’ta denk geldiğimiz ve herkesin deliler gibi paylaştığı bir ileti de hislerimize tercüman oldu. Yazar Emre Öztürk‘ün izni ve harika tespitleriyle işte karşınızda Karaköy’de mekan açma rehberi.
1. Zemini sanayi tipi beton yapıyoruz ya da bildiğin düz şap atıyoruz
2. Elektrik kablo kanallarını metal döşüyoruz, birkaç tane akkor ampül koyuyoruz sağa sola
3. Sıvayı kırıp eski tuğla bulmaya çalışıyoruz bulamadıysak o duvarı siyaha boyuyoruz
4. Hurdadan eski bir motosiklet, traktör, bisiklet artık ne oldurabildiysek bir vasıta bulup içeriye bir yere konduruyoruz
5. Kahvaltıyı küçük kullanışsız geometrik şekilli minik tabakların içine koyup insanları aç bırakıyoruz
6. Mekanının adını mutlak suretle “M” harfi ile başlayan antin kuntin bişey koyuyoruz. Örn: Münhasır, Mükellef, Mana, Maya, Mualla, Moloz, Mancınık, Müteahhit artık Allah ne verdiyse
7. “Siklemeyen Garson” istihdam ediyoruz. Olmazsa olmaz, insanlar sipariş verince ondan borç para isteniyomuş gibi davranmalı her defasında. Bu çok önemli
8. Tuvaletlerdeki muslukları seçerken insanlara kadınlar hamamındaymış hissini veren, kapansa da sürekli akıtan musluklar olmasına dikkat ediyoruz
9. Üst kattaki ağaç gövdesinden kesit alınarak yapılmış uzun masaya Macbook’la çalışan birkaç kişi, alt kata ise Mimar Sinan Güzel Sanatlar’dan bir iki hipster konuşlandırdınız mı, işte tamam!
Karaköy’deki mekanınız işlemeye hazır duruma geldi. Doya doya tadını çıkarın