Maalesef ki acı gerçeği kabul etmemek mümkün değil: edebi kanon, günümüzde bile erkekler tarafından kaleme alınan yapıtların egemenliğinde kalmaya devam ediyor. Tarih boyunca Jane Austen’den Brontë kardeşlere ve daha nicelerine kadar, birçok kadın yazar çığır açan başarılardan payını alsa da adını şöhret salonuna kazıyan her kadın, bunu ancak kendi cinsiyetinden dolayı karşılaştığı çeşitli engelleri aştıktan sonra yapabildi. Zamanın farklı dönemlerinde, kadınların eğitim hakkı, temsil edilmeleri ve sosyal erişimleri erkek egemen toplum tarafından reddedildi. Çalışmaları hafif, önemsiz, hatta fazla romantik ya da entelektüel değeri olmadığı gerekçesiyle kayda değer bulunmadı. Mary Anne Evans gibi bazıları, sesini duyurabilmek için George Eliot takma adını kullanarak bir erkek kılığında yazmaya ihtiyaç duydu. Halbuki sadece hakkını alamamış olmakla kalmayıp, biz okuyucuların kendi deneyimlerini derinleştirme fırsatından da mahrum bırakılan kadın yazarlar tarafından kaleme alınan o kadar çok parlak eser var ki. Biz de bu doğrultuda, günümüzde ve gelecekte tam bir klasik kabul edilen ve edilecek olan kadın yazarlar tarafından kaleme alınmış en başarılı eserler listesini hazırladık.
Middlemarch – George Eliot
Mary Anne Evans, diğer endişelerinin yanı sıra, Middlemarch adlı eserini, kadın yazılarının kesinlikle daha hafif ve romantik olduğu fikri nedeniyle tamamen reddedileceğinden korktuğu için, 1871 ve 1872 yıllarında George Eliot adı altında sekiz ayrı parçada yayınladı. Kitap, hayali bir Midlands kasabası olan Middlemarch’ta geçiyor ve George Eliot, bireysel trajedilere, küçük başarısızlıklara, küçük zaferlere, sıkıntılı evliliklere ve seçimlerin önemi gibi meselelerle aslında sadece bir kasabanın sakinlerine değil, tüm insanlığa ışık tutuyor. Middlemarch; din, idealizm ve siyasi reform konularını kapsayan geniş ve kapsamlı bir anlatıyı takip ediyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Frankenstein – Mary Shelley
Artık çoğu kişi Mary Shelley’nin Frankenstein’ını, bir karakterin zaten bildiğimizin ötesinde bir dünyayı keşfetmesini sağlayan merkezi bir anlatı ile ilk saf bilimkurgu eseri olarak görüyor. Frankenstein, sadece kültür üzerinde sonradan oluşan etkisi açısından önemli olmakla kalmaz, aynı zamanda Shelley’nin başlangıçta anonim olarak yayınlanan eseri hem duygusal canlılığı hem de felsefi imaları bakımından da oldukça şaşırtıcıdır. Yanlış anlaşılmanın ızdırabını hissettiren bu kitap, aynı zamanda insanın dizginlenemez gücünü de hesaba kattığımız bir eserdir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Bülbülü Öldürmek – Harper Lee
Pulitzer Ödüllü Bülbülü Öldürmek, Harper Lee’nin başarısı sayesinde tarihteki yerini alan eserlerdendir. Amerika’nın güneyinde geçen hikâye, ırksal adaletsizliği tasviri ile 1960’lar için şaşırtıcı derecede açık sözlü bulunmuş, fakat yine de inkâr edilemez bir şekilde sosyal bir etki yaratmıştır. Bülbülü Öldürmek, okurları insan davranışının köklerine, masumiyete ve deneyime, nezakete ve zulme, sevgiye ve nefrete, mizaha ve acımaya götürüyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Jane Eyre – Charlotte Bronte
Bugün hala birçok yönden modern hissiyatı veren Jane Eyre, Charlotte Bronte’nin orijinal olarak “Currer Bell” mahlası altında yayınladığı bir eserdir. Hikâye, sanki kendi dünyasının sırlarını bizimle paylaşıyormuş gibi psikolojik olarak çok samimi hissettiren birinci şahıs bir anlatımla anlatılırken, Jane Eyre’yi okul yıllarından başlayıp sonrasında delicesine aşık olduğu Bay Rochester’ın malikanesinde işe başlamasına kadar takip ediyor. Bronte’nin kendi hayatından ilham alarak kaleme aldığı eser, edebiyatın en güçlü romanlarından biridir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Sevilen – Toni Morrison
Toni Morrison’ın Sevilen kitabı ilhamını 1856’da Kentucky’de kölelikten kaçan ve özgür bir eyalet olan Ohio’ya kaçan Margaret Garner’ın gerçek hikayesinden alıyor. Bununla birlikte hikâye, en büyük kızı olduğuna inandığı kötü niyetli bir varlığın evine musallat olduğu, eskiden köle olan Sethe adında bir kadına odaklanıyor. Morrison, köleliğin Afrikalı-Amerikalı kolektif hafızasında yarattığı anlaşılması çok güç travmayı, büyülü gerçekçilik duygusuyla mükemmel bir şekilde aktarıyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Sevgili Arsız Ölüm – Latife Tekin
Kitabın Tanıtımından: Sevgili Arsız Ölüm, Türk edebiyatının önemli kadın yazarlarından olan Latife Tekin’in 1983 yılında yayınlanan ilk romanıdır. Aktaş ailesinin köyden kente göçünü, yaşama çabalarını, korkularını, aile bireylerinin giderek yalnızlaşmasını konu edinen Sevgili Arsız Ölüm, yazarının hayatına dair somut izler barındırması bakımından bir soy hikayesi ve biyografi olma özelliği taşıyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Damızlık Kızın Öyküsü – Margaret Atwood
Televizyon dizisine uyarlanmasıyla birlikte son yıllarda popülerliği gittikçe artan Damızlık Kızın Öyküsü, aslında Margaret Atwood’un toplumsal cinsiyet politikalarına yönelik eleştirel analizinin başarısı sayesinde dünya edebiyatında klasikler arasında yer alıyor. Kadınların tamamen erkeklere boyun eğdirildiği totaliter bir devlet tarafından kontrol edilen yakın bir geleceği tasvir eden 1985 yılında yayınlanan Damızlık Kızın Öyküsü, günümüz dünyası şartlarında daha öngörülü ve alakalı bir yaklaşım haline gelmiş görünmektedir. Margaret Atwood’un bu eseri, dünyamızın tam bir distopyaya kaymasının çok fazla zaman almadığını sürekli olarak hatırlatıyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Mrs. Dalloway – Virginia Woolf
Edebiyatın en keskin zekalarından biri olan ve 1970’lerde feminist harekete ilham veren Virginia Woolf, bilinç akışının bir anlatı aracı olarak kullanılmasına öncülük etmekle kalmadı, aynı zamanda cinsellik, akıl hastalığı ve cinsiyet rolleri hakkında açıkça konuşmak için kullandı. Roman, büyük ölçüde, biri Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere’de yüksek sosyete bir kadın olan Clarissa Dalloway ile savaş bunalımından muzdarip bir gazi olan Septimus Smith adlı iki karakterin iç düşüncelerini takip ediyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Aşktan ve Gölgede – Isabel Allende
1984 yılında Şilili yazar Isabel Allende tarafından kaleme alınan Aşktan ve Gölgeden’in olay örgüsü hem Allende’nin sürgün edilmeden önce Şili’de bir gazetede çalışırken hem de daha sonra Venezüella’daki yazarlık kariyeri boyunca topladığı gazetelerden, dergilerden ve röportajlardan alınan haber yazılarından esinlenmiş bir kurguya sahiptir. Oldukça hareketli ve canlı bir anlatıya sahip olan Aşktan ve Gölgeden, Şili’de Pinochet diktatörlüğü döneminde demir yumrukla yönetilen ve ona meydan okumaya cesaret edenlerle dolu bir ülkenin silinmez zemininde geçen bir romantizm, cesaret ve trajedinin hikayesidir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Küçük Kadınlar – Louisa May Alcott
Louisa May Alcott’un klasikler arasında yerini alan Küçük Kadınlar, March kız kardeşlerin İç Savaş sırasında New England’da hayatta kalma mücadelelerini anlatmasının yanı sıra kardeşlik, aile, dayanışma ve koşulsuz sevgi gibi temaları başarılı bir şekilde işleyen bir romandır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Doğu Ekspresinde Cinayet – Agatha Christie
Şimdiye kadar Agatha Christie’nin en iyi eserlerini okumuş ve her ayrıntısını ezbere biliyor olabilirsiniz, hatta kimi zaman hikayenin gidişatını okumadan önce bile anlayabilirsiniz. Ancak Agatha Christie’nin Doğu Ekspresinde Cinayet romanı, karmaşık ve kendinden emin olay örgüsüyle hala okuyucuları heyecanlandıran eserlerdendir. Doğu Ekpresinde Cinayet’te ünlü Belçikalı dedektif Hercule Poirot, treni yoğun kar yağışı tarafından engellendikten ve bir yolcu ölü bulunduktan sonra kendisini bir cinayet mahallinin ortasında bulur, üstelik tüm şüpheliler hala trendedir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Gurur ve Önyargı – Jane Austen
Jane Austen, iki zorlu edebi alanda tarihin en büyük ustalarından biri olmaya devam ediyor: romantizm ve sosyal hiciv. Gurur ve Önyargı, Austen’in bir yazar olarak gücünün zirvesinde olduğu eseridir. Roman boyunca keskin zekalı kahramanı Elizabeth Bennet’in gözünden, Regency dönemi İngiltere’sinde aristokratların hem bir rüya hem de bir saçmalık olan hayatlarına tanık oluruz. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Sırça Fanus – Sylvia Plath
Özellikle genç bireyler arasındaki popülaritesiyle ünlü olan Sylvia Plath’ın Sırça Fanus’u, yetişkinliğe giriş olasılığını şekerle kaplamak için hiçbir girişimde bulunmadığı için ergenlik döneminde olan bir bireye oldukça hitap eden bir eserdir. Büyük hayallerle geldiği New York’ta kimlik arayışı peşinde ürkütücü bir yola giren duyarlı ve hevesli genç bir kadın olan Ester’in üniversite yıllarını, erkeklerle ilişkilerini, yaşadığı çöküşü, intihar girişimlerini ve gördüğü psikolojik tedavileri zaman zaman mizahi bir bakış açısıyla anlatıyor Sylvia Plath. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Beşinci Çocuk – Doris Lessing
İngiliz yazar Doris Lessing’in insandan daha aşağı görünen bir bebeğin doğumunu konu alan çağdaş gotik korku hikayesi olan Beşinci Çocuk, toplumun kendi vahşetini tanıma konusundaki isteksizliğini anlatıyor. Kitabın Tanıtımından: Beşinci Çocuk; okurları, kökleri derinlere uzanan evrensel korkularıyla yüzleştirirken annelik, toplumsal normlar, ahlaki seçimler ve aile ilişkileri gibi pek çok zorlu mesele üzerine düşündürüyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Güzelliğe Dair – Zadie Smith
Atlantik’in iki yakasında geçen Zadie Smith’in üçüncü romanı Güzelliğe Dair; aile hayatı, evlilik kurumu, kişisel ve politik olanın kesişimi ve insanların aldatmaları üzerine yazılmış dürüst ve parlak bir analizdir. Güzelliğe Dair romanında Smith, muhafazakâr Kipps ailesiyle liberal Belsey ailesi arasındaki tuhaf ilişkiyi oldukça komik bir dille işliyor. Kitabın tanıtımından: Howard Belsey ile Monty Kipps’in akademik bir çerçevede başlayan Rembrant çatışmaları, Kipps ailesinin Londra’dan Belsey’lerin yaşadığı New England’a taşınmasıyla yepyeni bir boyut kazanıyor. Smith bu romanında, “güzellik” kavramını sanattan bedenine uzanan geniş bir yelpazede irdeliyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Mary Anne Evans, diğer endişelerinin yanı sıra, Middlemarch adlı eserini, kadın yazılarının kesinlikle daha hafif ve romantik olduğu fikri nedeniyle tamamen reddedileceğinden korktuğu için, 1871 ve 1872 yıllarında George Eliot adı altında sekiz ayrı parçada yayınladı. Kitap, hayali bir Midlands kasabası olan Middlemarch’ta geçiyor ve George Eliot, bireysel trajedilere, küçük başarısızlıklara, küçük zaferlere, sıkıntılı evliliklere ve seçimlerin önemi gibi meselelerle aslında sadece bir kasabanın sakinlerine değil, tüm insanlığa ışık tutuyor. Middlemarch; din, idealizm ve siyasi reform konularını kapsayan geniş ve kapsamlı bir anlatıyı takip ediyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Artık çoğu kişi Mary Shelley’nin Frankenstein’ını, bir karakterin zaten bildiğimizin ötesinde bir dünyayı keşfetmesini sağlayan merkezi bir anlatı ile ilk saf bilimkurgu eseri olarak görüyor. Frankenstein, sadece kültür üzerinde sonradan oluşan etkisi açısından önemli olmakla kalmaz, aynı zamanda Shelley’nin başlangıçta anonim olarak yayınlanan eseri hem duygusal canlılığı hem de felsefi imaları bakımından da oldukça şaşırtıcıdır. Yanlış anlaşılmanın ızdırabını hissettiren bu kitap, aynı zamanda insanın dizginlenemez gücünü de hesaba kattığımız bir eserdir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Pulitzer Ödüllü Bülbülü Öldürmek, Harper Lee’nin başarısı sayesinde tarihteki yerini alan eserlerdendir. Amerika’nın güneyinde geçen hikâye, ırksal adaletsizliği tasviri ile 1960’lar için şaşırtıcı derecede açık sözlü bulunmuş, fakat yine de inkâr edilemez bir şekilde sosyal bir etki yaratmıştır. Bülbülü Öldürmek, okurları insan davranışının köklerine, masumiyete ve deneyime, nezakete ve zulme, sevgiye ve nefrete, mizaha ve acımaya götürüyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Bugün hala birçok yönden modern hissiyatı veren Jane Eyre, Charlotte Bronte’nin orijinal olarak “Currer Bell” mahlası altında yayınladığı bir eserdir. Hikâye, sanki kendi dünyasının sırlarını bizimle paylaşıyormuş gibi psikolojik olarak çok samimi hissettiren birinci şahıs bir anlatımla anlatılırken, Jane Eyre’yi okul yıllarından başlayıp sonrasında delicesine aşık olduğu Bay Rochester’ın malikanesinde işe başlamasına kadar takip ediyor. Bronte’nin kendi hayatından ilham alarak kaleme aldığı eser, edebiyatın en güçlü romanlarından biridir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Toni Morrison’ın Sevilen kitabı ilhamını 1856’da Kentucky’de kölelikten kaçan ve özgür bir eyalet olan Ohio’ya kaçan Margaret Garner’ın gerçek hikayesinden alıyor. Bununla birlikte hikâye, en büyük kızı olduğuna inandığı kötü niyetli bir varlığın evine musallat olduğu, eskiden köle olan Sethe adında bir kadına odaklanıyor. Morrison, köleliğin Afrikalı-Amerikalı kolektif hafızasında yarattığı anlaşılması çok güç travmayı, büyülü gerçekçilik duygusuyla mükemmel bir şekilde aktarıyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Kitabın Tanıtımından: Sevgili Arsız Ölüm, Türk edebiyatının önemli kadın yazarlarından olan Latife Tekin’in 1983 yılında yayınlanan ilk romanıdır. Aktaş ailesinin köyden kente göçünü, yaşama çabalarını, korkularını, aile bireylerinin giderek yalnızlaşmasını konu edinen Sevgili Arsız Ölüm, yazarının hayatına dair somut izler barındırması bakımından bir soy hikayesi ve biyografi olma özelliği taşıyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Televizyon dizisine uyarlanmasıyla birlikte son yıllarda popülerliği gittikçe artan Damızlık Kızın Öyküsü, aslında Margaret Atwood’un toplumsal cinsiyet politikalarına yönelik eleştirel analizinin başarısı sayesinde dünya edebiyatında klasikler arasında yer alıyor. Kadınların tamamen erkeklere boyun eğdirildiği totaliter bir devlet tarafından kontrol edilen yakın bir geleceği tasvir eden 1985 yılında yayınlanan Damızlık Kızın Öyküsü, günümüz dünyası şartlarında daha öngörülü ve alakalı bir yaklaşım haline gelmiş görünmektedir. Margaret Atwood’un bu eseri, dünyamızın tam bir distopyaya kaymasının çok fazla zaman almadığını sürekli olarak hatırlatıyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Edebiyatın en keskin zekalarından biri olan ve 1970’lerde feminist harekete ilham veren Virginia Woolf, bilinç akışının bir anlatı aracı olarak kullanılmasına öncülük etmekle kalmadı, aynı zamanda cinsellik, akıl hastalığı ve cinsiyet rolleri hakkında açıkça konuşmak için kullandı. Roman, büyük ölçüde, biri Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere’de yüksek sosyete bir kadın olan Clarissa Dalloway ile savaş bunalımından muzdarip bir gazi olan Septimus Smith adlı iki karakterin iç düşüncelerini takip ediyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
1984 yılında Şilili yazar Isabel Allende tarafından kaleme alınan Aşktan ve Gölgeden’in olay örgüsü hem Allende’nin sürgün edilmeden önce Şili’de bir gazetede çalışırken hem de daha sonra Venezüella’daki yazarlık kariyeri boyunca topladığı gazetelerden, dergilerden ve röportajlardan alınan haber yazılarından esinlenmiş bir kurguya sahiptir. Oldukça hareketli ve canlı bir anlatıya sahip olan Aşktan ve Gölgeden, Şili’de Pinochet diktatörlüğü döneminde demir yumrukla yönetilen ve ona meydan okumaya cesaret edenlerle dolu bir ülkenin silinmez zemininde geçen bir romantizm, cesaret ve trajedinin hikayesidir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Louisa May Alcott’un klasikler arasında yerini alan Küçük Kadınlar, March kız kardeşlerin İç Savaş sırasında New England’da hayatta kalma mücadelelerini anlatmasının yanı sıra kardeşlik, aile, dayanışma ve koşulsuz sevgi gibi temaları başarılı bir şekilde işleyen bir romandır. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Şimdiye kadar Agatha Christie’nin en iyi eserlerini okumuş ve her ayrıntısını ezbere biliyor olabilirsiniz, hatta kimi zaman hikayenin gidişatını okumadan önce bile anlayabilirsiniz. Ancak Agatha Christie’nin Doğu Ekspresinde Cinayet romanı, karmaşık ve kendinden emin olay örgüsüyle hala okuyucuları heyecanlandıran eserlerdendir. Doğu Ekpresinde Cinayet’te ünlü Belçikalı dedektif Hercule Poirot, treni yoğun kar yağışı tarafından engellendikten ve bir yolcu ölü bulunduktan sonra kendisini bir cinayet mahallinin ortasında bulur, üstelik tüm şüpheliler hala trendedir. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Jane Austen, iki zorlu edebi alanda tarihin en büyük ustalarından biri olmaya devam ediyor: romantizm ve sosyal hiciv. Gurur ve Önyargı, Austen’in bir yazar olarak gücünün zirvesinde olduğu eseridir. Roman boyunca keskin zekalı kahramanı Elizabeth Bennet’in gözünden, Regency dönemi İngiltere’sinde aristokratların hem bir rüya hem de bir saçmalık olan hayatlarına tanık oluruz. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Özellikle genç bireyler arasındaki popülaritesiyle ünlü olan Sylvia Plath’ın Sırça Fanus’u, yetişkinliğe giriş olasılığını şekerle kaplamak için hiçbir girişimde bulunmadığı için ergenlik döneminde olan bir bireye oldukça hitap eden bir eserdir. Büyük hayallerle geldiği New York’ta kimlik arayışı peşinde ürkütücü bir yola giren duyarlı ve hevesli genç bir kadın olan Ester’in üniversite yıllarını, erkeklerle ilişkilerini, yaşadığı çöküşü, intihar girişimlerini ve gördüğü psikolojik tedavileri zaman zaman mizahi bir bakış açısıyla anlatıyor Sylvia Plath. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İngiliz yazar Doris Lessing’in insandan daha aşağı görünen bir bebeğin doğumunu konu alan çağdaş gotik korku hikayesi olan Beşinci Çocuk, toplumun kendi vahşetini tanıma konusundaki isteksizliğini anlatıyor. Kitabın Tanıtımından: Beşinci Çocuk; okurları, kökleri derinlere uzanan evrensel korkularıyla yüzleştirirken annelik, toplumsal normlar, ahlaki seçimler ve aile ilişkileri gibi pek çok zorlu mesele üzerine düşündürüyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Atlantik’in iki yakasında geçen Zadie Smith’in üçüncü romanı Güzelliğe Dair; aile hayatı, evlilik kurumu, kişisel ve politik olanın kesişimi ve insanların aldatmaları üzerine yazılmış dürüst ve parlak bir analizdir. Güzelliğe Dair romanında Smith, muhafazakâr Kipps ailesiyle liberal Belsey ailesi arasındaki tuhaf ilişkiyi oldukça komik bir dille işliyor. Kitabın tanıtımından: Howard Belsey ile Monty Kipps’in akademik bir çerçevede başlayan Rembrant çatışmaları, Kipps ailesinin Londra’dan Belsey’lerin yaşadığı New England’a taşınmasıyla yepyeni bir boyut kazanıyor. Smith bu romanında, “güzellik” kavramını sanattan bedenine uzanan geniş bir yelpazede irdeliyor. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.