Herkesin bas bas spor çağrıları yaptığı, sporun sağlığa olan faydalarını sıraladığı şu günlerde, yayın kıçınızı yatın ne sporu dememizi beklemiyorsunuzdur umarım. Spor salonu olmayan okullarda bile “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.” mottosunu her gün gören, beton zemin üzerinde maç yapan, serbest kıyafetle katılabildiği dolayısıyla en sevdiği ders beden eğitimi olan bu ülkenin tüm evlatlarının sporsuz bir hayat düşünebileceklerini sanmıyoruz. Bu kadar teşvik ile sağlık için olmasa da moda diye spor yapmalarına da karşı değiliz.
Sporun her çeşidini desteklediğimizi belirttikten sonra şu vücut geliştirme olayını biraz ele alalım deriz. Kimsenin tercihlerini, inançlarını, çabalarını çöpe atmak gibi olmasın ama bu işe biraz fazla mı kafayı takıyorlar acaba diye düşünmeden edemiyoruz biz yağlı, selülitli, göbekli insanlar.
Evet dozunda baklavalar, adonisler, biceps, triceps hepsine okeyiz ama lütfen abartmayın. Seksist gibi durmayalım ama bu kadar vücut geliştirme kadınlarda pek hoş durmuyor sanki. Hadi feministlik de yapalım, erkekler kadınlar kadar estetik olmadığı için bi’ derece daha katlanılır olsa da kadınlarda hiç durmuyor.