Anneniz mi daha titiz babanız mı? Eve kirli geldiğinizde ya da odanızda bulaşık bıraktığınızda kim size daha fazla kızıyor? Kadınlar neden daha fazla iğreniyor? Yapılan araştırmalar, kadınların erkeklere kıyasla daha fazla iğrenme eğilimi gösterdiğini ortaya koyuyor. Ancak bu durumun sadece psikolojik bir fark olmadığını, kadınların hayatta kalma mekanizmalarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu biliyor muydunuz? Özellikle bağışıklık sistemi ve yaşam süresi üzerinde etkili olan bu tepki, kadınların biyolojik olarak kendilerini ve gelecek nesilleri koruma içgüdüsünün bir parçası olabilir. Peki, bu doğal savunma mekanizması kadınların neden daha uzun yaşamalarına katkı sağlıyor? Bu sorunun yanıtı, hem evrimsel süreçte hem de modern bilimde gizli. Kadınlar neden daha fazla iğreniyor?
Araştırmalar, primatlar da dahil olmak üzere birçok memeli türünde dişi bireylerin erkeklerden daha titiz davrandığını gösteriyor
Mesela, dişi gri fare lemurları ve Japon makakları kirli yiyeceklerden uzak durmaya yatkınken, dişi batı ova gorilleri ve zeytuni babunları deri enfeksiyonu taşıyan bireylerden kaçınıyor.
Peki, kadınlar neden daha fazla iğreniyor, bu hassasiyetin sebebi ne? Uzmanlar bu davranışın, dişi bireylerin parazitlerden ve hastalıklardan korunmasına yardımcı olduğuna inanıyor. Fransa’daki Toulouse İleri Araştırmalar Enstitüsü’nden bilişsel ekolojist Cécile Sarabian ise bu davranışın bir adım ötesine geçerek, iğrenme duygusunun kadınların daha uzun yaşamalarında büyük bir rol oynadığını söylüyor. Yani, dişilerin enfeksiyonlardan korunmak için daha dikkatli olmaları, uzun vadede sağlıklarını koruyor.
Japon Makak maymunlarında dişiler daha seçiciyken erkekler daha umursamaz
Cécile Sarabian, 2010’lu yıllarda Kyoto Üniversitesi’nde lisansüstü eğitim alırken Japon makaklarının davranışlarını incelemek üzere Kojima Adası’na gitti. Oradaki gözlemleri, erkek ve dişi makakların beslenme alışkanlıkları arasında belirgin bir fark olduğunu ortaya çıkardı.
Dişi makaklar, yiyecekleri özenle temizliyor ve yiyecekleri ne olursa olsun yutmadan önce dikkatlice kontrol ediyorlardı. Örneğin, yaprak çöpünden buldukları meşe palamutlarını yemeden önce süpürür gibi silmeyi ihmal etmiyorlardı. Erkek makaklar ise tam tersine, yiyecekleri fazla incelemeden hızla mideye indiriyordu.
Bu davranış farklılığının bir sonucu olarak dişi makaklar, dışkı yoluyla bulaşan bağırsak parazitlerine erkeklerden daha az yakalanıyordu. Parazitsiz dişilerin ise daha sağlıklı oldukları, vücut ağırlıklarını korudukları ve daha fazla üreme başarısı gösterdikleri tespit edilmişti.
İlginizi çekebilir:
Uzmanlar Açıklıyor! Yaygın Görülen Hastalıkların Bulaşıcılık Süresi Ne Kadar?
Doğada dişiler daha temkinli
Dişi zeytuni babunlarının davranışları da bu teoriyle uyumlu. Tanzanya’daki araştırmalar, treponema bakterisi nedeniyle şiddetli enfeksiyon geçiren erkek babunların, dişiler tarafından çiftleşme için tercih edilmediğini gösteriyor. Bu bakterinin yol açtığı hastalıklar babunlarda cilt lezyonları oluşturuyor ve oldukça “iğrenç” görünüyordu.
Kongo’daki batı ova gorillerinde ise durum daha ileri bir boyutta. Dişi goriller, hastalık belirtisi gösteren erkeklerden uzaklaşmakla kalmayıp, bazen sağlıklı bir populasyon arayışıyla tüm sürüyü terk ediyor.
Araştırmacılar aynı zamanda sahada deneyler yürüterek primatların iğrenme tepkilerini ölçmeye çalışıyor. Bir deneyde, makaklara dışkı yığınlarının üzerine bırakılan yiyecekler sunuldu. Daha az kaloriye sahip olan buğday taneleri çoğu dişi tarafından reddedilirken, 16 kat daha fazla kaloriye sahip olan yarım fıstık neredeyse her durumda kabul edildi. Sonuç olarak, iğrenme tepkisinin bile sınırları var; yeterince büyük bir ödül varsa tüm kurallar esnetilebilir.
İnsanlarda iğrenme tepkisini araştırmak, primatlardaki kadar kolay değil
Kimseye üzerinde dışkı olan yiyecek sunmak etik bir davranış olmaz. Bu yüzden araştırmacılar, katılımcılara iğrenç sahnelerin görsellerini gösteriyor veya belli senaryolar hayal etmelerini istiyorlar: “Yemeğinden solucan çıkması”, “mutfakta fare görmek” gibi.
Batı toplumlarında kadınlar, bu tür testlerde erkeklere kıyasla daha yüksek iğrenme puanları alıyor. Ancak bu sadece Batı’ya özgü bir durum değil. Ekvador’da Shuar topluluğundan bireyler üzerinde yapılan bir araştırma, iğrenme eşikleri düşük olan kişilerin bakteri ve virüslerle enfekte olma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan çalışmada, 75 kişi üzerinde incelenen verilerde, cinsiyetler arasında belirgin bir fark bulamadı. Ancak araştırmayı yürüten Robins, bu durumun katılımcıların yaş aralığının oldukça geniş olmasından kaynaklandığını düşünüyor. Shuar’larda kuşaklar arası yaşam tarzı farklılığı dikkat çekiyor. Toprak zeminlerin yerini betonun alması, temiz suya erişimde ve yemek pişirmede sanitasyonun iyileşmesi gibi modernleşme adımları, Shuar insanlarını patojenler konusunda daha bilinçli hale getirdi.
Robins bu konuda, “Çevrenizi ne kadar fazla kontrol edebiliyorsanız, iğrenme duygunuz o kadar kuvvetli oluyor,” diyor. Yani, yaşam şartları iyileştikçe iğrenme eğilimi de bir anlamda artıyor. Genel olarak iğrenme tepkisinin, primatlarda bağışıklık sisteminin bir öncü mekanizması gibi davrandığı düşünülüyor. Robins bu durumu, “İğrenme tam anlamıyla budur, geçmişte insanlara zarar veren şeylerden iğrenmek üzere programlanmışızdır,” şeklinde açıklıyor. Yani vücudumuz, bir tehdit algıladığında bu tepkilerle bizi korumaya çalışıyor.
Bilim insanları, kadınların hijyen konusunda daha dikkatli olmasının türün devamlılığını sağlama içgüdüsü ile alakalı olduğunu düşünüyor
Araştırmacı Sarabian, kadınların potansiyel enfeksiyon kaynaklarına karşı daha dikkatli olmasının “evrimsel açıdan mantıklı” olduğunu belirtiyor. Sarabian’a göre, doğum yapan ve yavrularına bakan tarafın kadınlar olması, bu duygunun ön plana çıkmasını sağlıyor.
Doğum ve bebek bakımı gibi süreçler, annelerin enfeksiyon kapma riskini artırdığı gibi, aynı zamanda yavrulara hastalık bulaştırma ihtimalini de yüksek hale getiriyor. Bu da kadınlarda iğrenme duyusunun daha hassas hale gelmesine yol açıyor.
Bazı bilim insanları, iğrenme tepkisinin hamilelik döneminde daha da artabileceğini öne sürüyor. Bunun nedeni, hamileliğin erken aşamalarında bağışıklık sisteminin baskılanması ve bu dönemde annenin daha hassas hale gelmesi. Bu durum, annenin hem kendini hem de gelişen embriyoyu korumak için iğrenmeye daha yatkın olmasına neden olabilir.
Yakın zamanda yapılan bir araştırmada, hamileliğin ilk üç ayındaki kadınların iğrenme duyarlılığı incelendi. Araştırma sonucunda, anne adaylarının son kullanma tarihi geçmiş süt, hamamböcekleri gibi potansiyel tehditlerden ne kadar iğrenirse, kanlarında dolaşan bağışıklık tepkisinin de o kadar düşük olduğu görüldü. Bu bulgu, iğrenmenin aslında bir çeşit “erken uyarı sistemi” olarak işlemesiyle açıklanabilir. Kadınlar neden daha fazla iğreniyor yazımızın sonuna geldik.
Kaynak: 1