Bugün yine kadınlar hakkında bir bilirkişi açıklaması duyduk. Brüksel Siyaset Akademisi’nde konunun uzmanı olarak konuşma yapan kişi dedi ki kadınlar en çok batıda eziliyor.
Katılıyoruz. Gün geçmiyor ki dünya tarihinde batıda kadınlar en çok ezilmesin. İnsan utanır yahu. Ne çekti bu batılı kadınlar. İçimiz acıyor. Bişeyler yapmak istiyoruz. Ne gelir ki elden? Bosnalı Müslüman kardeşlerimiz için topladığımız gibi yardım parası toplayalım da batılı kadınlara ulaştıralım diyeceğiz ama batıda siyasetçiler çok ahlaksız oldukları için yardım paralarını batılı kadınlara vermezler de kendileri yerler diye korkuyoruz. Ahh batılı kadınlar ahh. Dualarımız sizinle. Gavurlar mavurlar ama insandır nihayetinde…
Lafı uzatmayalım. Çünkü herkes bilir ki batı memleketlerine gittiğinizde ilk dikkatinizi çeken ezilmiş kadınlardır. Almanyasından İngilteresine, Fransasından İtalyasına bu böyledir. Sokaklar ezik kadın doludur. Bu ezikleri bazı zaman işe giderken, bazı zaman anlamsızca koşarken, ara ara bisiklete binerken ya da uçsuz bucaksız parklarda meczup gibi uzanmış sere serpe yatarken görmek mümkündür. Kim bilir evinde nasıl eziyorlarsa artık, zavallı batılı kadın kendini parka bahçeye salmış.
Bunu bütün dünya bilir. Dünya tarihi de hep bunu yazar. Saf olmayın. O Prenses Diana’yı falan ne ezdiler ne ezdiler. Kadın İngiltere Kraliçesi ve fakat yeraltı geçitlerinde zayi oldu gitti… Ne uygulamalar ne zulümler ah bir bilseniz. Sayalım da görün bakın ve halinize şükredin.
Kadınını okuta okuta süründüren Almanya!
Kadını ezen uygulamalar dedin mi en başta bu Almanlar gelir. Batının göbeğindeki Almanya’da 2 milyon üniversite öğrencisinin yarısını kadınlar oluşturuyor. Ya Türkiye? Üniversiteyi boş verelim ve parantezi daha geniş tutalım. Türkiye’de 15-29 yaş arası kadınların yüzde 52’si ne okuyor ne de çalışıyor. Rakamlar net. Almanya ülkesi kadınlarını okuta okuta eziyor! Bu yüzden yaşam kalitesi ve refah seviyesinde sürünüyorlar. Elmayı tek tek, karpuzu dilim dilim yiyebildiklerini söylemiş miydik? Aç hepsi. Oradaki gurbetçi kadınlarımıza para toplayıp göndermek istiyoruz; ama konuyu biliyorsunuz…
Cennet annelerin ayağının altındadır; ama önce hele bir anne olun…
Anne olduktan sonra (min. 3 tane) Türk kadınlarından iyisi yok. Çok mutlu ve nezih ve huzurlu ve refah içinde yaşıyorlar. Bir de ezik Hollandalı annelere bakalım isterseniz. Hollandalı annelerin %68’i haftada 25 saati geçmeyen yarı zamanlı işler yapabiliyorlar. Ayrıca Hollanda’da devlet babaları da unutmamış. Evde zavallı kadının yanında olsun da kadıncağızı daha çok ezsin diye uygulamalar geliştirmiş. Devlet 96’dan bu yana yeni baba olduğu için yarı zamanlı çalışma hakkı olan erkeklere tam zamanlı çalışanlarla eşit haklar sunuyor. Zalimler! Hep kadın ezilsin diye bunlar.
Ezik kadınlar diyarı Danimarka
Danimarka denilen ülkede “Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı” diye bir bakanlık var. (Bu arada gerçekten var) Bakınız, kadını ezme olayını ne kadar abartmışlar ki, olayın bakanlığını kurmuşlar. Pişkinlik! Bilmezler ki kadın ve erkek eşit değildir. Yaradılıştan farklıdır yahu. Fıtrat!
Sene 2015 daha bunu aydınlatamamış bir zihniyetle karşı karşıyayız. Kadın narindir narin! Bu bakanlığın yaptığı çalışmaya gelin: “Şirket Yönetimlerinde Daha Fazla Kadın Anlaşması.” Büyük şirketler için başlatılan bir düzenlemeye göre anlaşmayı imzalayan şirketler yönetimde kadın temsilini artırmak için somut adımlar atacaklar. İşin özü şu: Yetmedi kadınları çalıştırıp ezdikleri, bir de tepe yönetici yapıp sorumluluk altında inim inim inletecekler.
Kadınımızı ezdirmemek için neler yaptığımızı şu rakamlardan öğrenebilirsiniz: ILO’nun ‘İş Hayatında ve Yönetimde Kadın Raporu’na göre Türkiye, şirketlerdeki yüzde 12.2 kadın yönetici ile 126 ülke arasında 94. sırada yer alıyor. Bu sıralama ile Türkiye, İran, Filistin, Endonezya ve Zimbabwe gibi ülkelerin gerisinde.
Çünkü biz kadınımızı ezdirmeyiz.
Kadın demek ana demek ana demek bebek demek
Kadınlarını ezen batıda bebek ölüm oranları da çok düşük. Sadece 1000’de 4,6. Böylece kadınlar yeterli duygusal olgunluğa kavuşamıyor ve şükretmenin önemini kavrayamıyorlar. Halbuki Türkiye’de bebek ölüm oranı 1000’de 17. AB ortalamasının 3 katından bile fazla. Buna rağmen nüfus artış hızımız falan harika dostum! Demek ki onların kadınları ezile ezile çocuk yapamaz oldu. Yazık ya… Çok ama çok acı bir olay ve maalesef gerçek.
Kadınları röntgen cihazlarında süründürüyorlar!
Türkiye’de rahim ağzı kanseri tarama oranı %11,8, meme kanseri tarama oranı ise 10,7. O da mecburiyetten. Oysa önlem ve erken teşhis adı altında, kadını ezmek için işin içine röntgen ışınlarını bile sokan batıda bu oranlar %54,7 ve 51,4! Bu kadar zalimlik bunca zulüm neden! Batılı kadınlar insan değil mi?
O kadar röntgene sokarsan aile bütçesi tabii ki sarsılır
Cennet ülkemizde kadının sağlığa ayırdığı bütçe sadece ve sadece (en iyi ihtimalle) 671 Euro. Dünya tarihine kadını ezmesiyle geçmiş batıda ise bu rakam tamı tamına 2192 Euro. Ne acılar çekiyorsa artık kadın, hastanelerden çıkamıyor demek ki?!
Bonus: Kadın cinayetleri
Trollüğün bitiği nokta. 2014 yılı insan hakları ihlalleri raporuna göre şiddet, tecavüz ve taciz nedeniyle geçen yıl 296 kadın öldürüldü, 776 kadın da yaralandı. Son 7 yıl içerisinde kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 arttığını ifade eden uzmanlar, cinayetlerde sanıklara tahrik indirimi uygulanmasını eleştiriyor. 2015 yılında bu rakam azalacak gibi durmuyor. Henüz 2015 Şubat ayının yarısında ülkemizde 36 kadın cinayete kurban gitti.
Özgecan’ın acısı hâlâ tazeyken yeni acılar sıralandı. Dünya tarihini, batıyı, doğuyu, güneyi, kuzeyi bir kenara bırakıp hamasetten vazgeçmenin zamanı gelmedi mi?