Kadın yönetmenler, sanatsal vizyonlarını ekrana taşıyarak modern dönemin en iyi korku filmlerinden bazılarının imzacısı olmaya devam ediyor. Kadın korku sinemacıları, izleyicileri en karanlık ve zaman zaman bilinmeyen korkularının derinliklerine sürükleyen sürükleyici atmosferler yaratma konusunda özgün birer hikaye anlatma yeteneği taşıyorlar. Bugün de birbirinden eşsiz konulara ve benzersiz tekniklere sahip, insan ruhunu korkutabilecek şeylerin sınırlarını sürekli olarak zorluyan ve genişleten, kadın yönetmen imzalı 7 korku filmine göz atacağız. Korku türünde silinmez izler bırakan ve onların izinden giden çeşitli film yapımcılarına da ilham veren bu filmlere hep beraber bir göz atalım.
Bugün tanıtacağımız filmlerde, bir şeyin saplantılı bir şekilde peşinde koşmanın kendi korkunç sonuçlarını ortaya çıkarmasından acımasız cinayetlerin kara komik anlatımına, bir evin görünüşte güvenli sınırları içinde gizlenen davetsiz misafirlere kadar geniş bir konu aralığı var. Yer yer çeşitli ve karmaşık temaların bir arada ele alındığını da göreceğiz. Sadece korkuya yolculuk etmeyeceğiz, aynı zamanda görsel hikaye anlatımının tam anlamıyla gerçekleştirilmiş harikalarına da göz atıyor olacağız. Kadınlar tarafından yönetilen çok daha fazla harika korku filmi var, ancak bu yedi olağanüstü eser, modern çağda izleyicilerde korku uyandıran şeyi yeniden icat ediyor. Korku alt türlerini yeniden tanımlıyor ve korku türünün onu yaratan yaratıcı zihinler kadar çok yönlü ve sınırsız olduğunu kanıtlıyor.
Bu yazımıza da bir göz atmak isteyebilirsiniz: Başarılı Kadın Yönetmenlerin Elinden Çıkmış 18 Sinema Klasiği
1- Bodies Bodies Bodies / Katil Kim? (2022) – IMDB: 6.2
A24’ün en iyi korku filmlerinden biri olan ve seyircilerine kahkaha da attıran Bodies Bodies Bodies, bir kasırga nedeniyle elektrikleri kesik bir şekilde uzak bir malikanede mahsur kalan bir grup arkadaşın, karanlık bir hal alan bir cinayet oyununun içerisinde sıkışıp kalmalarını konu ediniyor. Hollandalı kadın yönetmen ve aktris Halina Reijn’in yönettiği ve beğeni toplayan bir senarist olan Sarah DeLappe’nin yazdığı film, karşılıklı suçlamaların başladığı ve arkadaşların güvenlerinin sınandığı bir atmosferi yaşatıyor. Bu esnada arkadaş grubunun dinamiklerini de mizahi bir şekilde ele alıyor. Bencil modern çağa keskin bir bakış atarak, yaşam-ölüm durumlarında dostluk ve ihanet arasındaki ince çizgiyi ortaya koyuyor. Bodies Bodies Bodies, malikanedeki herkesin şüpheleri giderek tırmanırken rahatsız edici derecede komik ve gergin bir atmosfer yaratıyor.
2- Saint Maud / Azize (2019) – IMDB: 6.7
Saint Maud, kanserden ölmek üzere olan bir dansçının bakımıyla görevlendirilen genç, içine kapanık ve son derece dindar bir hemşire olan baş karakterin ürkütücü bir incelemesidir. Maud kısa sürede dansçının bir lanete kapıldığını düşünmeye başlayacak ve kendisini bu lanetten kurtarma gücüne yalnızca kendisinin vakıf olduğuna dair sarsılmaz bir inançla hedefini gerçekleştirmeye koyulacaktır. Film, psikolojik terörü içgüdüsel body horror teknikleriyle birleştirerek yalnızlık ve saplantı hakkında çarpıcı ve son derece rahatsız edici bir sinematik deneyim yaratır. Bu film, izleyiciyi hem inanç hem de umutsuzluk dolu bir sorgulayıcı yolculuğa çıkaran İngiliz senarist ve kadın yönetmen Rose Glass’ın eseridir.
3- Ghostwatch (1992) – IMDB: 7.4
BBC, bir ‘doğaüstü olayı soruşturmak’ için bütün bir gecesini ayırıyor. Dört saygın sunucu ve bir kamera ekibi, ‘Britanya’daki en perili ev’in ardındaki gerçeği keşfetmek için yola koyuluyor, böylelikle kimsenin yanına bile yaklaşamadığı bu evin içerisinde muhtemelen gizli olduğunu düşündükleri bir aldatmacayı ortaya çıkarmayı bekliyorlar. Durumu kontrol altında tuttuklarını düşünüp kendilerini güvende sandıkları anda; 90 dakika sonra BBC’nin de ülkenin de tepeden tırnağa sarsılacağından kimsenin haberi yoktu.
Ghostwatch, mockumentary de denen, korkunç bir içeriğe sahip bir sahte belgeseldir. Haftalar öncesinden kaydedilmesine rağmen, film canlı yayın gibi sunuldu. Bu esnada izleyiciler koltuklarına yerleşip olan biteni büyük ihtimalle ‘gülmek için’ izlemeye karar verdiler. Program kayda değer bir ilgi gördü, öyle ki bunun sonucunda yayın gecesi BBC santraline, programın gerçekçiliği üzerinden şikayet ve övgü içeren yaklaşık bir milyon arama yapıldı. Ghostwatch, İngiltere televizyonunda asla tekrar gösterime girmedi. Bu eserin yönetmen koltuğunda ise Lesley Manning oturuyordu.
4- The Babadook / Karabasan (2014) – IMDB: 6.8
Babadook, bir bekar annenin oğluna uyku vaktinden hemen önce anlattığı hikayedeki korkunç karakterin gerçek olduğuna oğlunun ikna olmasını ve ardından gelişen trajik olayları konu alan sıkı örülmüş, dramatik olarak ilgi çekici, yetkin bir korku filmidir. Yazar-yönetmen olarak ilk uzun metrajlı filminde Jennifer Kent, ustalıkla ürkütücü ama derin ve tamamen sürükleyici bir şey yaratır. Aile ilişkilerini merkeze alan en iyi korku filmlerinden biri olan Babadook, korkuların altında ebeveynliğin rolünü ve çocukların sıra dışı yaratıcılığını korkutucu bir hikaye eşliğinde anlatıyor. The Babadook; modern çağın ötesinde, tüm zamanların en başarılı korkunç eserleri arasında da adından söz ettiren en iyi korku filmlerinden biridir.
5- Titane (2021) – IMDB: 6.5
Titane, izleyicileri arabalara tutkun olan bir kadının bir gecede yaşadığı anlaşılmaz olayları ve kesintisiz dehşeti, gerçeküstü aldatmacalarla dolu bir gecelik yolculuğuyla seyircilere aktarıyor. Filmin olay örgüsünün canlılığı, inanılmaz olduğu kadar ağzı açık bırakacak kadar yoğun. Tam bu sebeple Titane’ın bu kadar etkileyici bir film olarak adlandırıldığını görüyoruz. Titane, yoğun, benzersiz kanlı sahnelerinde veya psikopatik yönler geliştirmiş olan karakterlerin sürükleyici ve rahatsız edici etkileşimlerinde rahatsız edici anlardan kaçınan bir film değil. Yine de, rahatsızlığa değecek bir derinlik duygusunu ortaya çıkarmayı başarıyor. Kolay bir seyirlik değil, ama onu bu kadar ilgi çekici kılan şey tam da bu. Titane, kadın yönetmen Julia Ducournau’ya Cannes Film Festivali’nde en prestijli ödül olan Altın Palmiye’yi kazandırdı. Ki bu ödül, bir filmin alabileceği en kıdemli ödüller arasında yer alır.
6- Jennifer’s Body / Kana Susadım (2009) – IMDB: 5.5
Jennifer’s Body, hem bir ilk gençlik komedisinin hem de çılgın ve aksiyon dolu bir korku filminin unsurlarını ustaca harmanlayan tarzıyla, özellikle ilk gençlik çağlarında bu filmi izlemiş olanlar için kült bir filmdir. Hikaye, erkek sınıf arkadaşlarının etine düşkün bir iblis tarafından ele geçirilmesiyle hayatı korkunç bir hal alan Anita’nın (Amanda Seyfried) ve onun en yakın arkadaşı olan Jennifer’ın, (Megan Fox) etrafında dönüyor. Diablo Cody tarafından yazılan ve Karyn Kusama tarafından yönetilen bu film, korku ve kan saçarken zekice, aynı zamanda keskin bir mizah anlayışına da sahip. Filmden alıntı yapılabilecek replikler o kadar fazla ki sonsuz bir hazine gibi. Ayrıca filmin olağanüstü oyuncu kadrosu ve seyircilere sunduğu kahkaha dozu da Jennifer’s Body’i üst düzey bir korku komedisi haline getiriyor.
7- Master / Usta (2022) – IMDB: 5.3
Son dönemin öne çıkan oyuncularından Regina Hall; bu filmde, seçkin bir okul olan New England Üniversitesi’nin ilk siyahi dekanı olmaya hak kazanmış bir kişilik. Ve kendisi açıklanamayan olaylar ortaya çıktığında etrafındakilerden şüphelenmeye başlıyor. Filmin hikayesi ayrıca, yaklaşık 60 yıl önce okulun ilk siyahi öğrencisinin intihar ettiği odada kalmak üzere görevlendirilen birinci sınıf öğrencisi Jasmine’i de takip ediyor. Kadın yönetmen Mariama Diallo’nun dijital platformlar üzerinden yayınlanan ilk uzun metrajlı yazar-yönetmen filmi, bağnazlığın rahatsız edici derecede yaygın olabileceği bir ortamda ötekileştirilmenin yarattığı izole edici duygunun üzerine gidiyor. Master, derin diyaloglara ve düşündürücü bir anlatıma sahip; New England’ın ürkütücü ve gizemli tarihinden ve geleneklerinden ilham alan ürpertici bir atmosferle örtülü iyi bir korku filmi.