Güney Kore sinemasının yıldızı Choi Eun-hee, sadece filmlerde değil, gerçek hayatta da inanılmaz bir senaryonun başrolündeydi. Onun hikayesi, bir aksiyon filminden fırlamış gibi: kaçırılmalar, gizli ajanlar, hapis hayatı ve tabii ki, Kuzey Kore’nin gelecekteki lideri Kim Jong Il’in tutkulu film merakı. İşte, Choi Eun-hee’nin hayatındaki bu sıra dışı döneme dair tuhaf ve şaşırtıcı detaylar…
Choi Eun-hee kimdir?
Choi Eun-hee, 1926 yılında Güney Kore’nin Gwangju kentinde doğdu. Sinemaya adım attığı andan itibaren ışığı parlayan bir yıldız oldu. 1960’lı ve 70’li yıllarda Güney Kore sinemasının altın çağını yaşadığı dönemde en tanınmış aktrislerden biri haline geldi. Ancak hayatı, 1978 yılında Hong Kong’da ansızın değişti.
O gün, yeni bir film projesi için Hong Kong’da bulunuyordu. Bir iş görüşmesi yapacağını düşünerek heyecanla buluşma yerine gitti. Ancak işler hiç de planladığı gibi ilerlemedi. Birdenbire, güçlü adamlar tarafından kollarından yakalandı ve bir tekneye sürüklendi. Ne olduğunu anlayamadan kendisini Kuzey Kore’ye götüren bir kargo gemisinde buldu.
Choi, Kuzey Kore’ye götürüldüğünde, eski eşi ve ünlü yönetmen Shin Sang-ok da benzer bir kaderi paylaşıyordu
İkili, Kuzey Kore’nin film endüstrisini “modernize etmek” için kaçırılmıştı. Kim Jong Il, Batı sinemasının büyük bir hayranıydı ve Kuzey Kore filmlerinin “ağlama sahneleriyle” dolu olmasından hiç memnun değildi. Choi ve Shin’e düşen görev, bu durumu değiştirmekti. Tabii, bu “görev” biraz zorakiydi.
Choi, daha sonra anılarında, Kim Jong Il’in kendilerine saygı duyduğunu ve sanatsal özgürlük tanıdığını söylese de kaçırılma travmasını asla unutamadığını itiraf edecekti. Kim, “Neden tüm filmlerimiz aynı ideolojik olay örgüsüne sahip?” diye hayıflanırken, Choi ve Shin’den “sanatsal değeri yüksek” filmler yapmalarını istiyordu. İkili, Kuzey Kore’nin ilk aşk filmlerini çekerek, adeta bir sinema devrimi yarattı.
Choi ve Shin, Kuzey Kore’de geçirdikleri sekiz yıl boyunca hem hapis hayatı yaşadı hem de film çekmeye zorlandı
Shin, propaganda filmleri çekmeyi reddettiği için neredeyse beş yıl hapis yattı. Ancak sonunda, Kim Jong Il’in ısrarlarına boyun eğerek, birlikte yaklaşık 20 film çektiler. Choi, 1985 Moskova Film Festivali’nde “Salt” adlı filmdeki rolüyle en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı. Bu ödül, Kuzey Kore sineması için büyük bir gurur kaynağı oldu.
1986 yılında, Choi ve Shin, Viyana’da bir film festivaline katıldıkları sırada, beklenmedik bir hamle yaptı: kaçtılar! ABD büyükelçiliğine sığınarak, Kuzey Kore’nin sıkı gözetiminden kurtuldular. Bu kaçış, adeta bir film sahnesi gibiydi. İkili, ABD’de 10 yıl geçirdikten sonra, 1999’da Güney Kore’ye döndü.
Choi Eun-hee, hayatının son yıllarında bile Kuzey Kore ajanları tarafından kovalandığına dair kabuslar gördüğünü itiraf etti
Ancak, oyunculuğun “harika bir insan” için yaratıldığını savundu. Ona göre, iyi bir oyuncu olmak için nazik bir kalp, görünüm, konuşma, beceriler ve yazma yeteneği gerekiyordu. Choi, tüm zorluklara rağmen, sanatın gücüne olan inancını hiç kaybetmedi.
Choi Eun-hee, 92 yaşında hayata veda ettiğinde, ardında sadece filmler değil, inanılmaz bir hayat hikayesi bıraktı. Onun hikayesi, sanatın gücünü, direnişi ve özgürlüğü anlatan bir destan gibi. Kaçırılıp Kuzey Kore’de film çekmeye zorlanan bu efsanevi aktris hem sinema tarihine hem de dünya tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Choi Eun-hee’nin hayatı, bir film senaryosu olsa, kimse inanmazdı. Ama bazen gerçek hayat, kurgudan çok daha şaşırtıcı olabiliyor. İşte bu yüzden, onun hikayesi sadece bir aktrisin değil, bir dönemin de hikayesi. Ve bu hikâye asla unutulmayacak.