Nazilerin İkinci Dünya Savaşı döneminde yaptıkları zulüm, bugün tanıklıklarla, geride kalanlarla, her gün çıkan yeni keşiflerle korkunçluğunu hala tam olarak yitirmedi. O dönemin ardından sayısız film, kitap, araştırma yazısı yayımlandı. O günden kalan ve ufak da olsa bir direniş gösterebilenlere bugün büyük ödüller verildi. Böylesi bir hikâyeye sahip kişilerden birkaçı da dönemin İtalyan doktorları. 1943 sonbaharında İtalya’yı da işgal eden Naziler, Romalı doktorların uydurdukları ve Yahudilerde olduğunu söyledikleri bir hastalıkla pek çok insanın hayatını kurtardılar. Bu hastalığın adıysa: K Sendromu. Doktor ve aktivist Adriano Ossicini önderliğinde bir grup cesur İtalyan doktorun türettikleri hayat kurtaran K Sendromu hakkında sayısız malumata buyurunuz.
1. Nazilerin Roma işgâli
1943’ün sonlarından 1944 yazına değin Nazilerce işgâl edilen Roma’da İtalyan Yahudileri toplanmaya ve sınır dışı edilmeye başlanmıştı. Bu süre zarfında 10 bine yakın kişiyi toplama kamplarına gönderilmişti. Bunların çoğu hiç şüphesiz geri dönmedi…
2. Yahudi gettosuna saldırı
İşgâlin son sürat devam ettiği sırada, Naziler Roma’nın Tiber Nehri yakınlarında bir Yahudi gettosuna saldırmıştı. Bilindiği gibi gettolar, kamusal alandan uzak tutulmak istenen kalabalıklara ayrılan yerlerdir. Saldırıdan kaçmaya ve toplanmaya çalışan Yahudiler Fatebenefratelli Hastanesi’nin yakınlarına gelmişlerdi.
3. Doktor Vittorio Sacerdoti ve Giovanni Borromeo
Yahudiler toplandıkça doktorlar da Tiber Nehri’nin ortasında yer alan Fatebenefratelli Hastanesi’nin kapılarını açmışlardı. Bu insanları güvende ve hayatta tutmak için bir plan yapmaya başlayan Doktor Vittorio Sacerdoti ve Giovanni Borromeo adlı doktorların akıllarına bir fikir gelmişti: K Sendromu. Bu hastalığın bulaşıcı, ölümcül olduğunu ve hastanedeki Yahudilerde olduğunu Nazilere söylemişlerdi. Buna göre K Sendromu olanların karantinada tutulması ve kimsenin onlara yaklaşmaması gerekiyordu.
4. Hikâyenin başkahramanlarından Adriano Ossicini
Adriano Ossicini diğer iki doktorla beraber K Sendromu’nun üçüncü fikir babasıydı. Bununla beraber ‘’Syndrome K’’ ismi de ondan gelmişti. Bu üçlü sahte bir hastalık icat ederek toplamda 45’e, kimi kaynaklara göre de 100’e yakın insanın kurtulmasını sağlamışlardı.
5. Albert Kesselring ve Herbert Kappler
Peki neden K Sendromu? Neden A, F, B Sendromu falan değil de K? İsim babası olan aktivist ve doktor Adriano Ossicini ileriki yıllarda bunu dönemin iki Nazi askerinin isminden aldığını söylemişti. Buna göre Nazi komutanı Albert Kesselring ve SS Şefi Herbert Kappler’in isimlerinden harmanlayarak bu adı elde etmişti. Ayrıca K harfi, diğer mültecilerle söz konusu Yahudileri ayırmak için de seçilmişti. Ossicini aynı zamanda bu süreç hakında; Yahudileri korumak için bir hastalık uydurmaları gerektiğini, tıbbî kayıtlarına da bir şeyler yazılmazsa inandırıcı olmayacağını belirtmişti.
6. ‘’Tüberkülozlu gibi öksürün’’
Muhafaza edilmeye çalışılan bir grup Yahudi’nin bu uydurma hastalığa yakalandıkları konusunda şüphe oluşmasın diye bir önlem daha alınmıştı. Saydığımız üçlünün önderliğinde doktorlar, onlara adeta kanser olmuş, tüberkülozlu gibi öksürmelerini söylemişlerdi. Zaten en ufak bulaşıcı bir hastalıktan korkan Naziler için bu inandırıcı olmuştu.
7. Fatebenefratelli Hastanesi
İnsanlık tarihinin önemli anlarına tanıklık ve hizmet eden Fatebenefratelli Hastanesi daha sonra bir ödül aldı. Bu nedenle ki 21 Haziran 2016 senesinde hastane Uluslararası Raoul Wallenberg Vakfı tarafından ‘’Yaşam Evi’’ adıyla onurlandırılmıştı.
8. Fatebenefratelli’nin hayatta kalanları
Hastanenin 21 Haziran 2016 günü ‘’Yaşam Evi’’ olarak ödüllendirilmesi, Fatebenefratelli’nin hayatta kalanlarının da törene katılmasıyla gerçekleşmişti. Nazi zulmünün mağdurları için bir sığınak olmuş olan bu hastane, üç İtalyan doktor ve diğer çalışanların cesaretleriyle birlikte bugün tarihe tanıklık etmeye devam ediyor…