Asıl adı Yosif Visaryonoviç Cuğaşvili olan Gürcü asıllı Josef Stalin, Sovyetler Birliği döneminin en çok konuşulan kişilerinin başında yer alır. Sovyetler Birliği’ni yönettiği dönem boyunca diktatörlük rejimi ile hüküm sürmüş ve iktidarı süresince totaliter politikalar uygulamıştır. Stalin, Sovyetler Birliği’nin yükselmesini sağlayan lider olsa da, iktidarı boyunca milyonlarca Sovyet ve başka ülkelerin vatandaşlarının ölümünden sorumludur. “Josef Stalin kimdir?” sorusuna kimi insan ‘mükemmel bir lider’ derken, kimisi ise ‘eli kanlı bir diktatör’ diyor. Bu nedenle yaşanan her şeyi ve Stalin’in yaptıklarını anlattık ve ne düşüneceğinize kendiniz karar verin istedik.
İşte hayatı ve yaptıkları ile Josef Stalin kimdir?
Josef Stalin kimdir ve nerede doğmuştur?
Josef Stalin kimdir tam olarak öğrenebilmek için hayatının ilk yıllarına bakmakta fayda var. Asıl adı Yosif Visaryonoviç Cuğaşvili olan Stalin, 18 Aralık 1878’de Gürcistan’ın Gori şehrinde doğdu. 7 yaşında geçirdiği çiçek hastalığı, yüzünde kalıcı izler bıraktı. 10 yaşında gittiği rahip okulunda Rusça eğitim aldı. 12 yaşında iki at arabası kazası geçirdi ve bunun sonucunda sol kolu sakatlandı ve asla tamamen iyileşemedi. 16 yaşında Gürcü Ortodoks Rahip Okulu’na gitmeye hak kazandı, ancak otoriteye karşı geldiği için atıldı.
Vladimir Lenin’in eserlerinden etkilendi
Okuldan atıldıktan sonra Lenin’in eserlerini okuyan Stalin, Marksist bir devrimci olmaya karar verdi. İleride Josef Stalin kimdir sorusunun sorulmasına neden olacak kararı tam da bu anda vermişti. Tiflis’teki RSDİP örgütüne katıldı ve 1901 yılında Tiflis’te Çarlık askerleri tarafından bastırılan 1 Mayıs gösterilerini örgütledi. Daha sonra Batum’da eylemlere katıldı. 1903 yılında Bolşeviklere katıldı ve kararlığı ile çok kısa sürede Lenin’in dikkatini çekti. İlerleyen zamanda Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin (RSDİP) Kafkas bölge temsilcisi oldu. Bu süre zarfında profesyonel devrimci kimliğini lekelemeden grev örgütleme, propaganda, banka soygunu gibi yasadışı faaliyetlerde bulundu.
1905 Devrimi sonrasında eylemlerine devam etti ve partide yükselmeye devam etti
Josef Stalin kimdir anlamak için eylemlerine bakmaya başlayalım. Stalin, 1905 Devrimi sırasında Tiflis’teydi. Aralık ayında Finlandiya’da yapılan Bolşevik konferansına delege seçildi ve 24 Aralık 1905 günü Tampere’de yapılan toplantıya katıldı. Tiflis’e döndüğünde Karayüzler ve Çarlık’a bağlı askerler devrimi bastırmış ve katliamlara başlamıştı. Stalin, katliamı yöneten Çarlık komutanı General Fyodor Griyazanov’a düzenlenen başarılı suikastta yer alan kişilerden biri oldu. 1906 yılı Nisan ayında Stockholm’de yapılan 4. Kongreye katıldı. 1906 yılında evlendi ve bu evlilikten bir oğlu oldu.
Bolşevik Parti banka soygunlarını yasakladı, bu nedenle bir süreliğine partiden resmen istifa etti. Daha sonra bir banka soygunu düzenledi ve Bakü’ye kaçtı. Stalin, Bakü’de yeraltı faaliyetlerinde bulundu ve Çarlık taraftarlarına karşı örgütlenmeyi hızlandırdı. 1907’de Stepan Şaumyan ile birlikte Birleşik Krallık’a geçerek 5. Kongreye gözlemci delege olarak katıldı. Aynı eşi tifo yüzünden vefat etti ve bu olay Stalin’i çok üzdü.
Stalin, Bakü’de kaldığı dönemde Müslüman işçiler arasında örgütlenme faaliyeti gösterdi. Parti içindeki işçiler tarafından seviliyordu, ancak partili aydınlar, kaba davranışları ve sertlik yanlısı politikaları yüzünden Stalin’den hoşlanmıyordu. Burada kaldığı sürede Karayüzler örgütü ile mücadele etti ve Bolşevikler için petrol madeni sahibi zenginlerden zorla para topladı. Bu yıllarda Kafkasya’daki parti tabanında Lenin’den sonra en etkili kişiydi. Bu bile Josef Stalin kimdir sorusunu bir nevi cevaplıyor.
1911 ve sonrasında parti içindeki rolü büyüdü ve “çelik adam” anlamına gelen Stalin adını kullanmaya başladı
Stalin, ilk kez 1911’de Bolşeviklerin büyük örgütlerinin bulunduğu Moskova veya St. Petersburg’a gitmek istediğini belirtti. Bunun üzerine 1911 Eylül ayında Sankt-Petersburg örgütüne katıldı. Bu dönemde Çarlık rejimi, Bolşevik Duma vekili olan Ohranka ajanı Roman Malinovski sayesinde tüm Bolşevik liderleri yakalamayı başardı. 1912’den sonra yazılarında ve parti içinde Rusça “çelik adam” anlamına gelen Stalin takma adını kullanmaya başladı. Temmuz ayında yakalanıp Sibirya’ya sürgün edildi, ancak kısa sürede kaçmayı başardı.
Bu dönemde Bolşevikler ile Menşevikler arasında birlik sağlanmasını savundu. Ancak Lenin aksini düşünüyordu, bu nedenle Stalin’i Krakow’a çağırdı ve onu ikna etmeye çalıştı. Stalin, Krakow’da bulunduğu süre boyunca Viyana’daki Bolşeviklerin yanına gitti. Burada ünlü eseri Marksizm ve Ulusal Sorun’u yazdı.
Şubat 1913’te Sankt-Petersburg’a döndü. Burada tuzağa düşürüldü ve 4 yıl boyunca çok soğuk bir yer olan Kureika köyüne sürgün edildi. 1916 yılının Aralık ayında 1. Dünya Savaşı yüzünden zor durumda kalan Çarlık rejimi tarafından askere alınmak üzere tüm siyasi sürgünler ile birlikte çağrıldı. Şubat 1917’de Krasnoyarsk’a ulaştı, fakat sakat olan sol kolu nedeniyle orduya alınmadı. Şubat Devrimi patlak verince hürriyetine kavuştu ve 12 Mart’ta Sankt-Petersburg’a gitti.
Ekim Devrimi
Josef Stalin, 1917 Şubat Devrimi’nin ardından birlikte sürgünde olduğu birkaç arkadaşı ile Sankt-Peterburg’a döndü. Bu dönemde Bolşevikler Şubat Devrimi’ne hazırlıksız yakalanmışlardı. Lenin ve birçok lider, Batı Avrupa ülkelerinde ve Rusya içinde sürgündeydi. Yönetimi ele alan kişiler, Vyaçeslav Molotov ve Aleksandr Şlyapnikov oldu. Stalin, Kamenev ve Muranov’un şehre gelmesiyle Pravda’nın başına geçip mevcut hükumete karşı ılımlı bir yaklaşım sergiledi. Bu sırada hala Menşeviklerle birlik olunmasını öneriyordu. İsviçre’de sürgünde olan Lenin, bu olaylara hiçbir şekilde müdahale edemiyordu. Lenin ve diğer sürgünler, büyük bir uğraşın ardından Nisan ayında Sankt-Peterburg’a geldi. Lenin ilk olarak hükumet yanlısı politikayı reddetti. Artık hükumete destek verilmeyecek, aksine hükumetin Sovyetlere verilmesi için örgütlenmeler başlayacaktı. Stalin bu dönemde toplanan Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi 6. Kongresinde Lenin’in Geçici Hükûmet tarafından aranması üzerine teklif edilen ve Lenin’in teslim olmasını içeren görüşlere şiddetle karşı çıktı. Kovuşturmaya uğrayan Bolşeviklerin toparlanmasını ve Lenin’in gizli bir şekilde saklanmasını sağladı. Bu dönemde Lenin Finlandiya’da yeraltında olduğundan Sverdlov’la birlikte partinin yönetimini üstlendi. Kornilov Olayının bastırılmasından sonra popülerliği olağanüstü derecede artan Bolşevikler Ekim Devrimi ile iktidarı aldı. Artık iktidar Lenin’in liderlik ettiği Bolşeviklere geçti. Lenin’in başkanlığındaki ilk Sovyet hükumeti olan Sovnarkomu’nun onaylandığı kongrede Stalin, Milliyetler Halk Komiseri olarak görev aldı. Stalin hızla yükseliyor ve yıllar sonra Josef Stalin kimdir diye sorulmasına neden olacak eylemleri gerçekleştirmeye adım adım yaklaşıyordu.
Stalin’in iktidar dönemi
Stalin, 1922 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri seçildi. Bu karar Stalin’in iktidara yürümesinde önemli bir etken oldu. Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri makamı daha sonra Stalin’in iktidarı ile birlikte Sovyetler Birliği’nin en yüksek yönetim merci oldu.
Lenin’in 21 Ocak 1924’teki erken ölümünden sonra kolektif bir yönetim idareyi devraldı. Birlik ve beraberlik yönünde verilen onca demeç partideki rekabeti gizlemeye yetmedi. Trotski’nin uzlaşmaz tavırlarına karşı Zinovyev ve Kamenev de Stalin ile ittifak kurdu. Bu ittifak Trotski’yi sürgün etmeyi başardı. 1927’de Stalin’in mutlak iktidarına geçilirken ekonomik alanda da 1. Beş Yıllık Plan kabul edildi. Sanayi ve tarım alanında ayrı ayrı belirlenen planın normları hızlı bir kalkınmayı hedef alıyordu. Buradan itibaren Josef Stalin kimdir sorusu sıkça sorulacaktı. Lenin, enerji ile kalkınmanın gerçekleşebileceğini düşünüyordu ve Stalin de bunu destekledi. Ülkenin her yerinde hidroelektrik santralleri kuruldu. Sanayide ağır sanayi üretimine öncelik verildi. Tarımsal alanda ise kolektivizasyona geçilerek topraklar sovhoz ve kolhoz olarak iki kısma ayrıldı. 210 bin kolhoz çiftliği ve 6 bin tarım istasyonu kuruldu. Bu istasyonlarda 500 bin kadar traktör mevcut hale getirildi. Kolektif üretim tarımsal üretimi artırmakla birlikte eski toprak aristokratlarının koletivizasyona katılmayı reddederek sabotaj ve yağma faaliyetlerine başlamaları bazı bölgelerde verimi düşürdü. Özellikle Batı Ukrayna’da kolektif çiftlikler yağmalanarak tarlalar ve istasyonlar ateşe verildi. Bu durum bölgede kıtlığa yol açarken Stalin’in sert tedbirler almasına sebep oldu. Yağma ve talan hareketlerine girişenler çalışma kamplarına gönderildi. Böylece Birinci Beş Yıllık Planın hedeflerine dört yıl üç ay gibi bir sürede ulaşıldı.
1933’te başlatılan 2. Beş Yıllık Plan döneminde SSCB’de 4500 fabrika ve enerji tesisi yapılarak hizmete açıldı. 3. Beş Yıllık Plan’ın 1938-1941 arasındaki döneminde 3000’e yakın sanayi tesisi kuruldu. Böylece 2. Dünya Savaşı öncesi planlı dönemde 9000 dolayında büyük ölçekli sanayi tesisi açılmış oldu.
Stalin’in uyguladığı Büyük Temizlik’te binlerce Kızıl Ordu personeli infaz edildi. 1937’de imzalanan genelge ile Sovyet karşıtı suç içeren olaylara karışan suçlulara ve isyancılara karşı eyleme geçildi
Stalin’in uyguladığı Büyük Temizlik ile ordudan çok sayıda deneyimli ve eğitimli subay ve er öldürüldü. Tutuklanan 90 generalden sadece 6’sı, 180 tümen komutanından 36’sı ve 57 kolordu komutanından 7’si hayatta kaldı. Toplam olarak yaklaşık 30 bin Kızıl Ordu personeli idam edildi.
1937 ortalarında Tuhaçevski Olayı yaşandı ve bu olayda ordunun Japon desteğiyle hükûmete darbe girişimi ortaya çıkarıldı. Bu olaydan bir ay sonra siyasi polis örgütü NKVD’nin başındaki Yejov, Stalin’e Batı Sibirya’da Japon destekli bir isyan çıktığı haberini verdi. Daha sonra Stalin, Sovyet karşıtı suç içeren olaylara karışan suçlulara ve isyancılara karşı eyleme geçileceğini belirten bir genelge imzaladı. İmzalanan genelgenin ardından ülkenin her köşesinden isyan ve komplo haberleri gelmeye başladı. Stalin doğal olarak devletin güvenlik örgütünün raporlarına inanıyordu. Ancak gerçekte Yejov ve NKVD içindeki birçok görevli kendi komplolarını hayata geçiriyordu. Yejov Nazilerle işbirliği içindeydi ve hükûmeti devirmek isteyen “sağcı” bloka mensuptu. Stalin ise bunları bilmiyor ve ilk başlarda her gönderilen rapora inanıyordu. 1938’den itibaren bu durum yavaş yavaş fark edilmeye başlandı.
İlerleyen zamanda baskıların ve temizliklerin son bulması emredildi. 1939’da Yejov ve zulümden sorumlu diğer yöneticiler yargılanıp idam edildi. Aynı yıl, suçsuz yere tutuklanan ve çalışma kampına gönderilen 100 bin kişi serbest bırakıldı. Daha sonra davaları tekrar incelenen yüz binlerce kişi de özgürlüğüne kavuştu. Bu olaylar yüzünden bir yıl içinde 600 binden fazla insan öldü.
Barbarossa Harekatı ve Stalin’in emriyle gerçekleşen iğrenç zulümler
Nazi Almanyası, 22 Haziran 1941’de Barbarossa Harekatı ile Sovyet topraklarına girdi. Hitler’in Saldırmazlık Paktı’na güvenen Stalin bu ani saldırı karşısında çok büyük bir şok yaşadı ve hazırlıksız yakalandı. Naziler kısa sürede Leningrad ve Moskova önlerine ulaştı. Leningrad şehri ablukaya alındı. Ancak Sovyetler, Moskova’da güçlü bir savunma hattı kurdu. Stalin, Hitler’in saldırısından sonra Müttefikler’in yanında yer almayı tercih etti.
Naziler, Moskova’ya girmeyi başaramayınca 1942 yılında Stalingrad’a yöneldi. Hitler, Merkezi Rusya’yı doğudan abluka altına almayı ve Hazar petrollerine ulaşmayı amaçlıyordu ve bunun için ordusuna hücum etmesini emretti. Volga nehrinin iki yakasında kurulan şehrin batı yakası Nazi güçlerinin denetimine girdi ve şehirde partizan savaşları başladı. Binlerce subayını partizan direnişinde kaybeden Naziler bozguna uğradı ve geri çekilmeye başladı. Kızıl Ordu, 1943’te Nazi güçlerini Sovyet topraklarından defetti. Stalin, Kızıl Ordu’ya Berlin’e kadar ilerleme emri verdi. Kızıl Ordu askerleri, düşman toprakları ele geçirildiğinde sistematik tecavüz ve yağma yaptılar.
Nazi Almanyası’nın müttefiki olan Macaristan, Romanya ve Bulgaristan dahil olmak üzere Kızıl Ordu askerleri işgal ettikleri her yerde 8-64 yaş arası kadınlara toplu veya bireysel olarak tecavüz ettiler ve tecavüz edilen kadınlar çoğu zaman öldürüldü. Toplam 2 milyon Alman kadının tecavüze uğradı tahmin edilmektedir. Nazi Almanyası dışında Macaristan’da 200 bin Macar kadına tecavüz edildi. Kızıl Ordu, müttefiki Yugoslavya’da bile yağma ve tecavüz suçlarını işledi. Stalin tecavüz suçlarını işleyen askerlere karşı herhangi bir ceza vermedi, aksine onlara hak verdi. Yugoslav komünist Milovan Đilas, Kızıl Ordu askerlerinin Yugoslavya’da işlediği tecavüzleri şikayet edince Stalin ona, “Binlerce kilometre yol kat etmiş, kan ve ateşin içinden ilerleyen bir askerin bir kadınla biraz eğlenmesinde ne var?” dedi. Şu ana kadar okuduklarınızın ışığında Josef Stalin kimdir sorusuna cevabınız ne olurdu?
Stalin ve Katyn Katliamı
1939’da ve 1940’ların başında 300.000 Polonyalı tutsak alındı ve toplamda 25.700 Polonyalı tutsağın idam edildiği düşünülüyor. Naziler, 1941 yılında Barbarossa Harekatı sırasında Smolensk şehrini ele geçirdi. Daha sonraki süreçte birkaç görgü tanığının ifadesi üzerine ormanda kazılar yapıldı ve üst üste sıra halinde gömülmüş Polonyalı askerlerin cesetlerini bulundu. Naziler katliamı basın yoluyla dünyaya duyurdu. Sovyet yönetimi, 1990 yılına kadar katliamı yaptıklarını reddedip suçu Nazilere attı. Ancak Mihail Gorbaçov, 1990 yılında yaşananların Sovyet Birliği tarafından gerçekleştirildiğini kabul etti. 1992 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Polonya Devlet Başkanı Lech Walesa’ya infaza dair Josef Stalin’in imzaladığı emrin orijinal belgelerini verdi. 2010 yılında Rusya Parlamentosu yayınladığı deklerasyon ile katliam emrini Stalin’in verdiğini açıkladı.
Stalin döneminde ölen kişi sayısı
Araştırmacılar, Josef Stalin döneminde öldürülen insanların sayısını bulmaya çalışırken 3 ila 60 milyon arasında değişen hesaplar buldular. Resmi kayıtlara göre ise Stalin döneminde 2,9 milyon insan öldü.
Stalin’in ölümü
Stalin 5 Mart 1953’te öldü. Ölümünden sonra Kruşçev, ünlü 20. Kongre ile Stalin’in yanlışlar yaptığını iddia ederek anti-Stalinizasyon kampanyasını başlattı. Kongrede Stalin portreleri ve heykellerinin halkta tepkiye yol açmamak ve infial yaratmamak için sessizce ve yavaş yavaş kaldırılması kararı alındı. Bu kampanya kendisinden sonra gelen Brejnev dönemine kadar sürdü. 1977 yılında Sovyetler Birliği Marşı’nın sözleri de yeniden düzenlendi ve Stalin’e yönelik atıflar marştan çıkarıldı. Daha sonra Gorbaçov döneminde Sovyetler Birliği’nin içinde bulunduğu sorunların sebebi olarak Stalin suçlandı. Stalin öldükten sonra naaşı Lenin’in naaşının yanında kalmıştır. Ancak Nikita Kruşçev’in destalinizasyon politikaları doğrultusunda, 31 Ekim 1961 tarihinde alınan kararla naaşı Kremlin Duvarı Mezarlığına defnedilmiştir. Stalin hakkında neredeyse her şeyi öğrendiniz… Peki sizce Josef Stalin kimdir?
Stalin’in yazdığı eserler
– Anarşizm mi Sosyalizm mi?, 1907
– Marksizm ve Ulusal Sorun, 1913
– Leninizmin İlkeleri, 1924
– Troçkizm mi Leninizm mi?, 1924
– Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm, 1938
– Leninizm Üzerine, 1946
– Marksizm ve Dil Üzerine, 1950
– SSCB’de Sosyalizmin Ekonomik Sorunları, 1952
Kaynak: 1