Johan de Witt, 17. yüzyıl Hollanda’sının en önemli siyasi figürlerinden biri olarak, Hollanda Altın Çağı’nda ülkenin siyasi ve ekonomik sahnesine damgasını vurmuş bir devlet adamıydı. 1653’ten 1672’ye kadar Hollanda Cumhuriyeti’nin “Grand Pensionary” (baş danışmanı) olarak görev yapan De Witt, özellikle denizcilik ve ticaretin güçlendirilmesi konusundaki liderliğiyle tanınmıştı. Ancak, Hollanda’nın İngiltere ve Fransa ile olan çatışmaları ve iç siyasi huzursuzluklar, De Witt’in kariyerini şekillendiren unsurlar oldu. Onun hayatı, dönemin karmaşık uluslararası ilişkileri ve iç çatışmaları arasında bir denge kurmaya çalışmasıyla dikkat çekiyor. Johan de Witt’in yükselişi ve trajik düşüşü, yalnızca Hollanda tarihini değil, Avrupa tarihini de derinden etkilemişti. Zekası, siyasi yetenekleri ve diplomatik becerileriyle başarılı bir liderin tüm özelliklerine sahipti. Babası saygı duyulan bir belediye başkanıydı ve bu siyasi miras, de Witt’in kariyerine güçlü bir başlangıç yapmasını sağladı. Hollanda’nın ekonomik ve kültürel anlamda zirve yaptığı bir dönemde büyüyen de Witt, bu ortamın avantajlarını iyi kullandı. Ancak, ne kadar yetenekli ve kararlı olursa olsun, küçük bir hata onu ve ülkesini felakete sürükleyecekti. İşte başbakan Johan de Witt ve onun korkunç hikayesi👇
Uyarı: Bu içerik hassas bilgiler içerir.
Johan de Witt 1625 yılında Hollanda’nın Dordrecht şehrinde dünyaya geldi
Eğitim hayatında özellikle matematik alanında üstün bir başarı gösterdi. Henüz genç yaşta analitik geometri üzerine bir ders kitabı bile yazmıştı. Babası gibi, de Witt de politikaya yöneldi ve Cumhuriyet’in mali yapısını düzeltmek için matematik bilgilerini ustalıkla kullandı.
Babası, Avrupa aristokrasisine ve özellikle Nassau Hanedanı’na karşıtlığıyla biliniyordu
Johan de Witt de bu düşünceyi benimsedi ve babasının izinden giderek, Hollanda’da monarşi yerine cumhuriyetçi bir sistemi destekledi. Güçlü muhalefeti ve siyasi zekası, onun hızla yükselmesine olanak sağladı. Henüz 28 yaşındayken 1653 yılında Councilor Pensionary unvanını aldı ve Hollanda’nın en etkili liderlerinden biri oldu.
İlginizi çekebilir:
Kuralsız Güreşten Mızraklı Dövüşe: Kanın Gövdeyi Götürdüğü Tarihin En Vahşi 6 Eğlencesi
De Witt, iktidara geldiğinde Hollanda, İngiltere ile savaş halindeydi
Ancak diplomatik becerilerini kullanarak barış görüşmeleri başlattı ve bu çatışmayı sonlandırmayı başardı. Onun liderliğinde Hollanda, “Hollanda Altın Çağı” olarak bilinen bir dönemi yaşadı. Ticaretin merkezi olan Amsterdam, dünyanın dört bir yanına yayılan ticaret yollarının kontrolünü elinde tutuyordu. Özellikle Hollanda Doğu Hindistan Şirketi, ülkenin zenginleşmesinde büyük rol oynadı.
De Witt, başarılı politikaları sayesinde üç kez daha Councilor Pensionary olarak seçildi ve Hollanda’nın Avrupa’daki etkisini artırdı
İngiltere ve Fransa gibi düşmanları birbirine düşürerek ülkesini korumayı başardı. Ancak ne kadar yetenekli olursa olsun, Orange Hanedanı’na karşı sert duruşu, ona karşı olan monarşistlerin nefretini kazandırdı.
İlginizi çekebilir:
Veba, Kıtlık ve Ani Ölüm: Orta Çağ Döneminde İnsan Hayatını Tehdit Eden 9 Şey
1672 yılı, Hollanda için felaketlerle dolu bir yıl oldu. Fransa Kralı XIV. Louis aniden Hollanda’ya savaş ilan etti ve İngiltere de bu saldırıya katıldı
Hollanda donanması güçlü olsa da, kara ordusu büyük ölçüde ihmal edilmişti. Bu durum, Hollanda’nın büyük kayıplar vermesine neden oldu ve halk, Johan de Witt’i suçlamaya başladı. Ülkedeki siyasi kargaşa derinleşti ve halk, daha güçlü bir lider olarak III. William’ı desteklemeye başladı. Bunun üzerine de Witt’in iktidarı sona erdi.
De Witt’in kardeşi Cornelius, halkın desteklemeye başladığı Orange hanedanlığından III. William’a karşı komplo kurduğu gerekçesiyle tutuklandı ve işkence gördü
Johan de Witt, 4 Ağustos 1672’de kardeşini ziyaret etmek için Lahey’deki Gevangenpoort hapishanesine gitti. Ancak bu ziyaret, de Witt için ölümcül bir hata oldu. Kardeşini ziyaret edeceğini öğrenen bir linç çetesi, hapishanenin önünde toplandı. Güvenlik olmadığı için kalabalık hapishaneye girdi ve iki kardeşi dışarı sürükledi. Johan de Witt ve kardeşi vahşice öldürüldü. Eski başbakan ve kardeşini kimi tekmeliyor, kimi kıyafetlerini parçalıyor kimi de bıçakla yaralıyordu. Olayın detayları tam olarak bilinmese de, cinayetlerin aşırı şiddet içerdiği kabul ediliyor. Hatta bazı söylentilere göre, çete üyeleri Johan de Witt’in cesedini oracıkta yemeye başlamış.
Johan de Witt’in trajik sonu, Hollanda tarihinin en karanlık anlarından biri olarak kabul ediliyor
İddialara göre de Witt’in cesedi parçalara ayrılmış ve çeteler her bir parçayı para karşılığında satmış. Bunun da ötesinde çete üyelerinden birinin eski başbakanın gözünü yediği söyleniyor. Bu olaylardan sonra yeni hükümdar William III, çetenin elebaşlarını yargılamak için hiçbir şey yapmayınca olay kapanıyor. Bugün Hollanda’da Johan de Witt’in üç heykeli bulunuyor. Onun için dikilen bu heykeller, bir zamanlar ülkenin en güçlü lideri olan ve halkı tarafından katledilen bu adamın anısına yapılan küçük detaylar olarak kabul ediliyor.
Kaynak: 1