Şimdi şu var ki birbirimizi hiç yemeyelim; izliyoruz. Her olayı, her bilgiyi absorbe etme özelliğimiz bizim genetiğimizde mevcut. Özellikle dehşete kapıldığımız şeylerden alamıyoruz kendimizi. Korku-gerilim ve hatta Gore filmler, sokak kavgaları, kazalar, bu sosyal medyada kimi zaman bilinç yaratmak maksadıyla bile olsa izlendiğinde zihninize, ruhunuza zarar veren vahşet içerikli görseller, videolar, sıradışı her hangi bir form, teşhir v.s… Bir taraftan kimini görmek istemiyoruz ama bakıyoruz da. Hatta bu huyumuz üzerinden kurulan ve milyorların döndüğü o kadar çok sektör var ki… Abi, merak ediyoruz işte.
Hah, işte insanın bu duygusal, dürtüsel refleksini hedef tahtası yapıp, hitabetini sanata çevirmiş ve kitlesine de ‘Al bak, gör ve yorumla’ diyen bir adam bu Witkin. Dehşetengiz işler koymuş ortaya.
İlk ilgi alaka
Daha 4-5 yaşlarında babası oturturmuş karşısına, dergilerden güzel fotoğraf örnekleri sunar, anlatırmış Peter’a. Fotoğrafçılık, zaman içinde yönünü belirlemiş böylece. Baba önemli tabi.
E, peki neden dehşet?
Kendinden yola çıkmış tabi. Küçük bir çocukken evlerinin yakınında gerçekleşen bir trafik kazasına tanık olmuş. Kazada ölen bir kız çocuğunun kopan başı, Peter’ın ayaklarının dibine yuvarlanmış. O kız çocuğunun gözlerini hiç unutamamış Peter. Kim bunu unutabilir ki arkadaş?
Başarıdan mütevellit karar
16 yaşında başlıyor fotoğraf çekmeye ve o yaşta çetiği bir fotoğraf New York, Museum of Modern Art’ta sergileniyor. O da doğal olarak tamam ben bundan sonra bu işi yapıyorum kararını alıyor. Ne oluyor? Büyük iş büyük sorumluluk getiriyor.
Alıştırmalar
Gençliğini okuldan sonra pratiğe adıyor. Bir yandan Pratik yapıyor bir taraftan fotoğrafçılarda renkli baskı, karanlık oda çalışmalarıyla hayatını sürüyor. Ne yapsın?
Askerlikte belli oluyor tabi
Askerliğinde de fotoğraf teknisyenliği yapıyor, burada ilginç bir şey yok. Ancak aynı zamanda askeri kazaları arşivleyen bir grubun, görsellerini de yönetiyor. Şaşırdık mı? Yok.
Profesyonel delilik başlıyor
Askerden dönünce profesyonel fotoğrafçılık yaşantısına başlıyor. Bir dolu çalışması var. Delilik ise Witkin’in fotoğraflarındaki estetiğin ezber bozması sebebiyle, ölüm temasıyla başlıyor. Farklılık özünde mevcut.
Kadavralardan bir evren
Witkin, Meksika’da bir morgda çalışıyor. Bunu fotoğrafının inceliğini geliştirmek, modellerini keşfetmek için yapıyor elbette. Onun estetiği, onun seçimi yadırgansa bile hayranlık uyandırıyor. Ürkütücü ve fakat cesur diyelim bari.
Tepki çeken o efsane ilan
Direkt ilanı yazalım, söze gerek yok.
“Cüceler, vücut bozuklukları olanlar, devler, kamburlar, transseksüeller, sakallı ve çok kıllı kadınlar, kuyruklu, boynuzlu, kanatlı, dört memeli kadınlar, doğumdan dolayı sakat kalmışlar, kolu, bacağı, burnu, kulağı, memesi kopmuş herkes. Aşırı derecede büyük her türlü organı olan herkes. Her tarzda garip ve değişik görünümü olanlar. Ölüler, ölü doğmuş her türlü canlı biçimleri. Hermafroditler, perversion, İsa’nın bedeninin duruşundaki arızaları alan herkes. Aşağıdaki telefon ile temasa geçsin.”
Not: Bu ilanın yayınlanmasıyla, imha edilmesi bir olmuş elbette.
Sanat tarihinde yerini almış ve sükun içinde bir sanatçı olarak işlerini sürdürmüş
Witkin, hep üretmiş ve sanatının arkasındaki felsefeyi algılamak isteyenler için de müthiş bir kaynak olmuş. Eserleri pek çok sergide, koleksiyoncularda, müzelerde sergilenmiş ve sergilenmeye de devam ediyor. Aldığı sürüyle de ödüller ve dereceler var. Adam yapmış.