1895 Hindistan doğumlu düşünür ve konuşmacı Jiddu Krishnamurti; daha 13 yaşındayken “Theosophical Society” adlı mistik derneğin temsilcilerinden biri tarafından fark edildi. Star of the East adıyla yeni bir örgüt kurmak üzere olan dernek, bir mesih beklentisi içinde olan tüm dünya gizemcilerini aynı çatı altında toplamayı amaçlıyordu. Krishnamurti’yi dünyanin evrensel öğretmeni, geleceğin kurtarıcı gurusu olarak eğitmeye çalışan ve onu bu şekilde tanıtan theosophical society yeni kurduğu “Doğu Yıldızı” örgütünün başkanlığına bu delikanlıyı getirdi. Senelerce eğitim ve konuşmalarına devam eden Krishnamurti, zamanla derneğe yabancılaştı ve kendisine manasızca tapan müridlerinden rahatsızlık duymaya başladı. İnsan için koşulsuz ve mutlak bir özgürlüğün arayışında olan Krishnamurti, hakikate yolun; hiçbir din, ideoloji, lider ya da kitaptan geçtiğini düşünmüyordu. Bunların sadece ikinci el insanlar yaratmada yardımcı araçlar olduğunu düşünmekteydi.
“Tek amacım var: insanın özgürleşmesi; insana sınırlarını yıkmak konusunda yardımcı olmak” diyen düşünür; bu sebeplerle ünü tüm dünyaya yayılmış ve sayısı 30 binlere ulaşmış, kendisini mesih ilan etmiş müridlerine tarikatını dağıttığını açıklayan son konuşmasında; “Şimdi bir başka örgüt kurup bir başkasının gelip sizi kurtarmasını bekleyebilirsiniz. Kendinizi içine kapatmak için kafesler örmeniz beni ilgilendirmez. Benim tek istediğim insanların koşulsuz ve mutlak bir özgürlüğe kavuşmasıdır” diyerek tarikatını feshettiğini açıklamıştır.
İşte konuşmalarının bant kayıtlarından derlenmiş kitaplarından 12 şahane alıntıyla Jiddu Krishnamurti.
1. Eğer sevginiz var ise, ne yaparsanız yapın, risk yoktur
Eğer sevginiz yok ise, dünyadaki bütün tanrıların peşinden de gitseniz, bütün toplumsal etkinliklere de katılsanız, yoksulu kalkındırmağa da çalışsanız, siyasete de atılsanız, kitaplar ya da şiirler de yazsanız, ölü bir insansınız demektir. Eğer sevginiz var ise, ne yaparsanız yapın, risk yoktur, çatışkı yoktur. O zaman sevgi erdem’in özüdür.
2. Zihinsel çatışma aslında sahte bir sürece zamanınızı ve enerjinizi harcayışınızdır
Sizler enerjinizi çatışkıya direnç göstermeğe harcıyorsunuz. Bu çatışkı, hırs olabilir, düşmanlık olabilir, şiddet olabilir. Bu çatışkıya direnç gösterdiğinizde, zihniniz halen çatışkı içindedir. Dolayısıyla şiddetin önlenişi için yapılan çalışmalarda zamanınızı ve enerjinizi harcayışınız, aslında sahte bir sürece zamanınızı ve enerjinizi harcayışınızdır. Dolayısıyla bunu görmek önemlidir. Bu süreçten özgür olmak önemlidir.
3. İnsan geçmişin kölesidir
Düşünce zamandır. Düşünce deneyim ve bilgiden doğar. Bunlar zaman ve geçmişten ayrılamaz. Zaman insanın psikolojik düşmanıdır. Bizim eylemlerimizse bilgi ve zamana dayalıdır. Dolayısıyla insan her zaman geçmişin kölesidir.
4. Yaşamı kavramlar şekillendirir
Bir insanın yaşamı algılayışı, o insanın zihninde varolan kavramlar tarafından şekillendirilir.
5. Yaptığımız şey, birlikte düşünmek, sorunları ve krizleri birlikte gözlemlemek
Ben buraya sizi eğlendirmeğe gelmedim. Burada entelektüel bir oyun oynamıyoruz. Sizin ne çeşit bir inanca sahip olmak zorunda olduğunuzu ya da sorunlarınızı çözecek bir lideri nasıl aramak gerektiğini göstermeye çalışmıyoruz. Belirli bir yönde düşünesiniz ya da belirli bir bakış açısından bakasınız diye propaganda yapmıyoruz. Burada yaptığımız şey, birlikte düşünmek, sorunları ve krizleri birlikte gözlemlemek. Yaşamda karşılaştığımız savaşı, yıkımı, çürüyüşü, din adına yapılan sunilikleri birlikte gözlemlemek.
6. En yüce gerçeklik, düşüncenin erişebileceğinin ötesindedir
En yüce gerçeklik hakkında hiçbir şey söylenemez, hatta onun üzerine düşünülemez. Çünkü en yüce gerçeklik düşüncenin erişebileceği yerin ötesindedir.
7. Çoğumuz ikinci el insanlar haline geldik
Çoğumuz ikinci el insanlar haline geldik. Okuyoruz, üniversiteye gidiyoruz, büyük oranda bilgi biriktiriyoruz. Bu bilgiler başka insanların düşündüklerinden ve söylediklerinden oluşuyor. Topladığımız bilgileri başkalarının söyledikleriyle kıyaslıyoruz. Orijinal hiçbir şey yok. Yalnızca tekrar ediyoruz, tekrar ediyoruz… Ve biri bize düşünce/düşünmek nedir diye sorduğunda cevap veremiyoruz.
8. Taklit etmek insanı özgürleştirmez
Önemli ve anlamlı olan, geleneğin yarattığı değerleri ve insanların söyledikleri tüm o iyi, faydalı, kayda değer şeyleri kabullenmeden araştırabilmektir. Kabul ettiğiniz anda uyum göstermeye, taklit etmeye başlarsınız. Ve bunlar insanı asla özgür ve mutlu kılmaz
9. Otoriteyi reddedebiliyor musunuz?
Otoriteyi reddedebiliyor musunuz? Reddedebiliyorsanız, nesillerdir içinizde taşıdığınız yanlış bir şeyden kurtulmuşsunuzdur demektir. O zaman ne olur? Daha çok enerjiniz, daha çok kapasiteniz, daha çok gayretiniz olur, kuvvetiniz ve canlılığınız artar.
10. Değişmesi gereken şey, büyük biri olma, başarılı biri olma isteğimizdir
Yoksulluk toplumun suçudur, açgözlü ve kurnaz kimselerin diğerlerini sömürüp yükseldikleri bir toplumun kabahatidir yoksulluk. Anlaşılması gereken husus, neden yoksulların ve zenginlerin olduğu değil, başarı hırsıdır. Değişmesi gereken şey, büyük biri olma, başarılı biri olma isteğimizdir. Büyük biri, başarılı biri olma dürtüsü olduğu sürece zenginlik ve yoksulluk olacaktır
11. Yaşamak doğru olanı aramaktır
Yaşamak insanın doğru olanı kendi çabasıyla bulmasıdır. Bunu da ancak özgür olduğunuzda yapabilirsiniz.
12. İşte bu yüzden okumak, gökyüzüne bakmak, bu yüzden şarkı söylemek zorundasınız
Yaşamın bütününü anlamanız gerek, yalnızca küçük bir parçasını değil. İşte bu yüzden okumak, gökyüzüne bakmak, bu yüzden şarkı söylemek, dans etmek, şiirler yazmak, acı çekmek ve anlamak zorundasınız; çünkü tüm bunlar hayattır.
Bonus 1: Bu sabah ki konuşma sona erdi.
“Bir öğretmen öğrencileriyle her sabah iyilik, güzellik ve sevginin doğası üzerine konuşuyordu. bir sabah, tam konuşmasına başlarken, pencere pervazına bir kuş kondu. Bir süre şakıdı ve uçtu. Öğretmen öğrencilerine şöyle dedi, Bu sabah ki konuşma sona erdi.”
Büyük Bonus : Eğitim, Din ve Korkunun Kökeni Üzerine
https://www.youtube.com/watch?v=rfTnCM20uXI