Jean Michel Basquiat, eylemleriyle grafiti sanatının ruhuna en yakışan isimlerden biri olduğunu ispat etmiş bir kişilik. Aynı zamanda bir ressam ve 1980’lerin Amerika’sına damga vurmuş bir sanatçı. Peki bir bakıma ‘’avangart’’ diyebileceğimiz Basquiat neler yaptı da böyle tanımlandı? Andy Warhol’la olan dostluğu, Madonna’yla ilişkisi, evden kaçıp sokakları tercih etmesi ve daha nicesine bakacağız.
1. Erken yıllar
Jean Michel Basquiat 22 Aralık 1960’da Porto Ricolu bir anne ile Haitili bir babanın evladı olarak New York Brooklyn’de dünyaya gelir. Çocukluk yıllarında içine girmeye başladığı sanata yönelmesinde annesinin büyük katkısı olur: Annesinin geçirdiği bir trafik kazası, yedi yaşındaki Jean Michel Basquiat’ı kahredeceğinden annesi ona oyalanması için Gray’s Anathomy kitabını armağan eder. İnsan anatomisinin resimlendirilerek anlatıldığı bu çalışma, Jean Michel Basquiat’ın resim ve çizmek üzerine fikirlerini de yeşertir.
2. Sokak sanatçılığına doğru
Basquiat’ın ruh sağlığı da sekteye uğrayan annesi neticede bir akıl hastanesine yatmak zorunda kalır. Haliyle bundan fevkalade etkilenen sanatçı, evi ile ciddi çatışma ve uyumsuzluk yaşadığı okulunu on yedisinde terk eder. Bundan sonra gidilecek yer sokaktır ve Jean Michel Basquiat da bir grafiti sanatçısı olarak mesleğini sokakta icra eder.
3. SAMO karakteri
Henüz reşit olmasına bir yıl kala sokakları evi belleyen ressam New York’u sevmediğini, dostu Al Diaz ile beraber yarattığı meşhur SAMO karakteriyle ifade eder. Daha çok burjuvalara hitap eden ve onların tekelinde olan bir sanat dalgası içinde, Basquiat’ın duvar çizimleri eleştirel nitelik taşır. Manhattan sokaklarında bir Jean Michel Basquiat gümbürtüsü de oluşmaya başlar.
4. Şöhrete doğru
Ressamın keşfedilişi uzun sürmez. Manhattan sokaklarında yaptığı grafitiler büyük beğeni toplamaya, sanatçı da bunlardan para kazanmaya başlar. Bir girişimcilik örneği olarak New York müzelerinin önünde kendi çizdiği kartpostalları ve tişörtleri satar. Bir ressam olarak bilinmesiyse 1980’e rastlar; sayısız sanatçının katıldığı The Times Square Show sergisine o da katılır ve The Radiant Child adlı tablosunun 1981’de bir dergide basılmasıyla dış ülkelerde de bilinmeye başlar.
5. Madonna
Bugün tüm dünyada bilinen, ‘’Popun Kraliçesi’’ lakaplı Madonna’yla da, sanatın canlı olduğu Manhattan sokaklarında tanışır. Madonna henüz bugünkü kadar şöhretli değildir ve 1982’de birlikte olmaya başlarlar.
6. Andy Warhol’la dostluk
1980’lerin Amerikan sanatında ismini söylemeden geçemeyeceğimiz biri var: Andy Warhol. Ressam, yayıncı ve film yapımcısı olan Warhol Pop Art akımının da en seçkin temsilcilerinden biridir. İkilinin arasında sıkı bir dostluğun başlamasına vesile olan olaysa Basquiat’ın özgüveni sayesinde gerçekleşir: Henüz hala sokakta yaşayan Basquiat Manhattan’da tesadüfen Warhol’u görür ve takip eder. Girdiği restorana Basquiat da girer ve yaptığı kartpostalları bir cesaret Warhol’a gösterir. Bu çalışmaları çok beğenen Warhol birkaçını satın alır ve daha sonra farklı tesadüflerin de eseriyle sıkı iki dost olmaya başlarlar.
7. Şöhretin dorukları
Basquiat artık sanatkârlığının doruğuna doğru emin adımlarla ilerler. Sanat eleştirmeni Rene Richard’la tanışan ressam onun da destekleriyle 1980’lerin Amerika sanat camiasında büyük sükse yapar. Sergiler, röportajlar, müzayedelerin ardı arkası kesilmez.
8. Şaşırtıcı yeteneği
Andy Warhol’la olan tanışması artık malumunuz. Ancak ikilinin yolları daha sonra tekrar ve Warhol’un ressama hayranlık duyacağı şekilde bir araya gelir. Ekim 1982’de sanat simsarı olarak bilinen Bruno Bischofberger sanatçıyı Warhol’un fabrikasına götürür ve birkaç polaroid çekimden sonra Basquiat atölyesine döner. Aynı gün yaptığı yeni bir resmi Warhol’a götürdüğünde, Andy Warhol sanatçının hızına şaşakalır. Kendisi de bir ressam olan Warhol, bu sanat erbabını takdir etmekle birlikte beri yandan kıskanır. Aralarında da bu gizli rekabetten ötürü buzlar oluşmaya başlar.
9. Dönemine getirdiği yenilik
Basquiat dönemi için oldukça yeni bir atılım gerçekleştirir ve bunda da başarılı olur. Resimleriyle kelimeleri bir araya getirerek dönemi için taptaze bir yaklaşım yaratır. Basquiat sanat camiasının içine atıldığı andan itibaren şöhrete kavuşmayı arzulamış biridir ve bunu da gerek yeteneği gerek yenilikleriyle başarır. O, artık Amerika’nın en iyi ressamlarından biridir.
10. Reddedildiği mektup
Basquiat’ın Andy Warhol’la beraber 1984’te yaptığı bir kapak konsepti Vogue dergisi tarafından da reddedilir. 19 Kasım 1984 tarihli mektup:
Sevgili Jean Michel,
Ocak sayımızda yer alması için Andy ile birlikte yarattığınız muhteşem tablo için teşekkürler. Vogue’da herkes tarafından büyük bir beğeniyle karşılansa da içindeki kafatasları ve takma dişler, Alex Liberman tarafından 1985’e başlamak için depresif bulundu.Bununla beraber, eğer Andy ve senin için de uygunsa, şimdilik bekleyip ikinizin bir arada çalışacağı yeni bir sayıda bu çalışmayı kullanmayı isteriz. Yardımların için tekrar teşekkürler, en kısa zamanda görüşmek üzere.
Sevgiler,
Anna Wintour
Kreatif Direktör
11. Hazin son
Basquiat’la Warhol’un arasındaki dostluğun yerini zamanla rekabet de alır ve ikilinin aralarının açıldığı bir dönem de yaşanır. Buna karşın Warhol’un 1987’deki ölümü, genç ressamı derinden etkiler ve dostunun yokluğunu hissetmeye başlar. Gerek bunun etkisi gerek o çok merak ettiği sanat dünyasının aslında ticarî bir alem olduğunu kavraması sanatçıyı yıkıma uğratır. 1988’de birkaç uyuşturucuyu bir arada kullanması sonucu zehirlenerek New York’ta hayata veda eder.