18. yy Aydınlanma Çağı’nın en etkili düşünürlerinden biridir Jean-Jacques Rousseau. Her aydın kişinin başına gelen gibi, o da bir kesim tarafından yere göğe sığdırılamazken, başka bir kesim tarafından hayatının bir bölümünde büyük tepki çekmiştir. Bunun sebebi ise hiç şüphesiz aydınların, zamanlarının geleneksel düşünce tarzının ötesine geçebilme özelliğine sahip olmalarıdır. Bu pek çoklarının başını derde sokmaya yetecek bir yetenek.
Rousseau, ölümünün ardından kısa bir süre sonra patlak veren Fransız Devrimi’nin de yapı taşlarını oluşturan birçok eser kaleme almıştır. En önemlileri; eğitim üzerine kaleme aldığı Emile, modern siyasi ve sosyal düşüncenin temelini oluşturan Toplum Sözleşmesi ve mektup roman türündeki, romantik akımının kurgusal edebiyatta gelişim göstermesinde müthiş etkili olmuş kitabı Julie veya yeni Heloise olarak örnek verilebilir. Aynı zamanda otobiyografisi olan İtiraflar’da yaşamına dair önemli düşüncelerine yer verir. Birçok kişinin bilmemesine rağmen Rousseau, aslında bir de önemli bir müzisyen ve bestecidir. Bu konuda oldukça uzun süre çalışmış ve eserler üretmiştir. En meşhuru Le Devin Du Village’dir.
Cenevreli feylesofun hayatına ve çalışmalarına kendi sözlerinden oluşturduğumuz bir listeyle göz atıyoruz.
“Ben uzun zaman çocuk kaldım ve bunu birçok açıdan hala hissediyorum.”
Jean-Jacques Rousseau, 28 Haziran 1712’de Cenevre’de doğdu. Annesi Suzanne Bernard doğumundan kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. Babası, saat tamircisi Isaac Rousseau ise Fransız bir kaptanla girdiği kavga nedeniyle düştüğü hapis korkusuyla geri gelmemek üzere Cenevre’den kaçtı. 1742’ye kadar Cenevre’de içlerinde sekreterlik, öğretmenlik ve müzikle ilgili işlerin yanı sıra çeşitli mesleklerde çalıştı.
Rousseau’nun okumayı nasıl öğrendiğine dair hiçbir fikri olmamasıyla birlikte, 5-6 yaşlarındaki okuma sevgisini, babasının onu yüreklendirmiş oluşundan hatırladığını söylemiştir.
“Çocuk yetiştirmek bir meslektir, bu yolda zaman kazanabilmek için nasıl zaman harcayacağımızı bilmemiz gerekir.”
JJ Rousseau ve Theresse Levasseur, Paris
1742’de Paris’e, müzisyen ve besteci olmak amacıyla gitti. İki yılın sonunda tekrar döndüğündeyse hayat boyu eşi olacak kadınla tanıştı: Therese Levasseur. Hepsini yetimhaneye bırakmak üzere birlikte beş çocuk sahibi oldular.
“Çocuklara bilim öğretmemeliyiz; ancak tadına bakacakları kadarını vermeliyiz.”
Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev, ilk baskı
Dijon Akademisi’nin 1750 yılında düzenlediği bir deneme yarışmasında kazanan yanıt Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev, ilk büyük felsefi başarısı olmuştur. Bu çalışmasında bilim ve sanatın ilerleyişinin, erdem ve ahlakın yozlaşmasına yol açtığını savunmaktadır. Sanıyoruz bu, tarih boyunca aynı yönde gelişti ve biz bulunduğumuz zaman diliminde de olabilecek en berbat halini yaşıyoruz. Zamandan laf açılmışken, Platon veya Sokrat’ın (kimin dediği kesin olmamakla birlikte) söylediği bir söz vardır: “Şimdiki çocuklar lüksü seviyor. Kötü davranışları, otoriteyi aşağı görme eğilimleri var; büyüklerine saygısızlar ve çalışılacak yerde çene çalmaya bayılıyorlar.”
Yuvarlarsak 2400 yıl önce söylenmiş… Garip öyle değil mi?
“Daha iyi olmayabilirim, fakat en azından farklıyım.”
Le Devin du Village’dan bir sahne
Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev, büyük tartışmalara yol açtı. Aydınlanma Çağı’nın yaşandığı bir dönemde ilerlemenin önünü tıkadığı ve bunun başlı başına bir tezat olduğu iddiasıyla pek çok kişi kendisine karşı çıkmıştı. Ancak Rousseau, bu kadar olay yaratmış ve tanınıyor olmasına rağmen sıradan bir hayat sürdürmeye devam etti. Müziğe olan ilgisi de katlanarak devam ediyordu ve bu sırada Le Devin du Village (Köy Kâhini) operasını yazdı.
“Bir toprak parçasını çitle çevreleyen ilk insan, ‘Bu benim,’ demiş ve diğer insanların buna inanacak kadar naif olduklarını keşfetmiştir. İşte o adam, sivil toplumun gerçek kurucusuydu.”
Eşitsizliğin Kökeni, 1755 Hollanda baskısının kapağı ve ilk sayfası
1753 yılında Rousseau, Dijon Akademisi’nin düzenlediği yeni bir deneme yarışmasına katıldı. Eşitsizliğin Kökeni adıyla yazdığı denemenin kazanacağından çok emindi. Çünkü bu çalışması ilkine göre daha uzun ve felsefi açıdan daha derindi. Ancak, akademideki jüri üyeleri dönemin geleneksel düşünce yapısına tam anlamıyla aykırı ve gereksiz uzun buldukları gerekçesiyle çalışmadan sıkılarak okumayı bile bitirmeden bir kenara fırlattılar. Bunun üzerine Rousseau denemesini yine de bastırdı ve pek çok kişi tarafından okundu, büyük ses getirdi. Entelektüel bir figür olma yolunda yerini sağlamlaştırdı. Eşitsizliğin Kökeni’nde, insanların, doğası gereği iyi olduğunu, fakat günümüzün toplum yapısının yarattığı karmaşık tarihsel olaylar nedeniyle yozlaştıklarını anlatmıştır.
“İyi bir aşk mektubu yazabilmek için, söylediğinin ne anlama geldiğini bilmeden başlamalı ve ne yazdığını bilmeden bitirmelisin.”
Sophie d’Houdetot
İkinci denemesinin yayınlanışının ardından bir yıl sonra, dönem filozoflarının arkadaşı olan Madam D’Epinay tarafından, kırsaldaki evine davet edildi ve eşiyle birlikte burada bir yıl yaşadı. Bu sürede Sophie d’Houdetot adında bir kadınla ilişki yaşadı. Madam D’Epinay ve içlerinde Diderot’un da bulunduğu çeşitli konuklarla yaşadığı kavgalar yüzünden 1757’de bu evden ayrılmıştır.
“Erdem bir savaş halidir ve içinde yaşamak için her zaman kendimizle mücadele etmeliyiz.”
Julie veya Yeni Heloise, ilk baskı
Rousseau, Madam D’Epinay’ın yanından ayrıldıktan sonra yakınlardaki bir kasaba olan Montmorency’deki Lüksemburg Dükü’nün evine geçti. En önemli çalışmalarını ise bu evde gerçekleştirdi. Ancak ilk olarak, 1761’de yüz yılın en çok satan kitabı mektup roman türündeki Julie veya Yeni Heloise’yi yayınladı. Rousseau, bu kitabı bir roman olarak kaleme almış olsa da aslında kitabın içinde bir felsefi teorinin yayılmış olduğu fark edilir. Yapıtıyla, kişinin ahlaki değerlerindeki özerkliği ve gerçekliğini araştırmıştır. Arthur Schopenhauer’e göre gelmiş geçmiş en iyi dört romandan biridir.
“İnsan özgür doğdu ve her yerde zincire vuruldu.”
Toplum Sözleşmesi, ilk baskı
1762 yılında ise hayatının en büyük iki çalışmasını yayınladı. Bunların ilki, siyasi felsefe üzerine olan Toplum Sözleşmesi Nisan ayında basıldı. Bu teziyle Rousseau, Eşitsizliğin Kökeni’nde açıkladığı ticari toplumun yarattığı problemler karşısında kurulacak bir siyasi topluluğun en iyi şekilde olabilmesinin yollarını teorileştirerek anlatmıştır. Toplum Sözleşmesi, Avrupa’da ve özellikle de Fransa’da birçok politik reformun gerçekleşmesinde rol oynadı. Esas olarak, ilahi bir gücün verdiği yetkiye dayanarak halkı yönetme hakkına sahip olduğunu iddia eden hükümdarlara karşı yapılmış bir çalışmadır.
“Bir çocuğa öğretilmesi uygun olan tek ahlaki ders -hayatın her anındaki en önemli ders- şudur: ‘Asla birini incitme.’”
Emile ya da Eğitim Üzerine, ilk baskının kapağı
Mayıs ayına gelindiğindeyse, “tüm yazdıklarım arasında en iyisi ve en önemlisi” olarak nitelediği Emile ya da Eğitim Üzerine basıldı. Bu tezinde, eğitimin doğası ve insanın doğası konularını ele aldı. Anne babaların çocuklarını nasıl eğitmeleri gerektiği üzerine görüşlerini belirtmenin yanında, dönemin sosyal, siyasal ve dinsel kurumlarına sarsıcı eleştirilerde bulunmuştur. Emile, 1789’da çıkacak olan Fransız Devrimi sırasında yeni ulusal eğitim sistemi kurulabilmesi üzerine büyük bir ilham kaynağı olmuştur.
İçinde bulunan “Savoyard Vekilinin İnanç Mesleği” bölümü nedeniyle kitap, Paris ve Cenevre’de yasaklanmış ve 1762’de alenen yakılmıştır. Bunun üzerine Rousseau, Fransa’dan kaçmak zorunda kaldı.
“Yalnızca geçimini düşünen birisinin, onurlu düşünebilmesi çok zordur.”
Kaçışının ardından Rousseau, İsviçre’ye yerleşti ve 1764 yılında İtiraflar isimli otobiyografisini yazmaya başladı. Ancak, İsveçli yetkililerle yaşadığı sorunlar nedeniyle burayı da terk etmek zorunda kaldı. Berlin ve Paris’te geçirdiği zamanın ardından David Hume’un davetiyle İngiltere’ye gitti. Hume ile anlaşamamaları üzerine, 1767 yılında Paris’e kaçak yollardan giriş yaptı.
“Bu dünyada çok fazla acı çektim, yeni bir tanesini umut edemem.”
Fransan’ın güneydoğusunda geçen üç yılın ardından 1770’de Paris’e geri döndü ve yaşayabilmek için müzik üzerine çalıştı. Bu zaman diliminde Rousseau: Jean-Jacques’ın Yargıcı ve Yalnız Walker’ın Hayalleri kitapları üzerine çalışsa da tamamlayamamıştır. 3 Temmuz 1778 tarihinde çıktığı bir yürüyüş sırasında, yaşadığı kanamadan dolayı bu dünyadan ayrıldı. İtiraflar, ölümünün ardından üç yıl sonra basıldığı gibi, pek çok çalışmasının basımına 19. yy içinde devam edilmiştir.
Bonus: Köy Kahini
Jean-Jacques Rousseau’nun yazmış olduğu Le Devin du Village operasının uvertürü. Senaryosu ve müzikleriyle birlikte yazdığı bu operayı Kral Louis XV öyle sevmiştir ki Rousseau’ya yaşam boyu emeklilik ödülü vererek onurlandırmıştır. Ayrıca bu çalışmanın bir parodisi 12 yaşındaki Mozart tarafından yapılmıştır…
Tadını çıkarın.