Hikayemizin baş karakteri Jason Kingsley İngiltere’nin köklü oyun şirketlerinden birinin sahibi ve CEO’su. Bir şirket CEO’sundan takım elbiseli, kravatlı ve imajındaki ciddiyeti bozmamasını bekliyorsanız baştan belirtelim; yanılıyorsunuz. Jason son derece alışılagelmişin ötesinde yaşayan ve giyinen ve hatta bunu özel yaşamından iş yaşamına taşıyan kelimenin tam anlamıyla bir çılgın. Mel Gibson’ın “Bravehart”ından fırlamışcasına şirketinin kapısından şövalye kılığıyla girip çalışanlarının yanından usulca odasına ilerleyebiliyor. Biz de bu zamanın ötesinden teknoloji dolu iş yaşamına sahip çılgın CEO’dan bahsedelim istedik.
Şövalyemiz Jason Kingsley İngiltere’nin en büyük oyun şirketlerinden Rebellion Development’ın sahibi ve CEO’su.
Kingsley özel yaşamında, özellikle hafta sonları orta çağ şövalyeleri gibi dolaşıyor.
Elinde mızrakları ve üzerinde zırhıyla at üstünde dolaşıyor ve mızrak savaşları yapıyor.
53 yaşındaki CEO, girdiği düellolarda hiç atından düşmediğini ve 3.7 metre uzunluğundaki mızrağıyla rakiplerini yere düşürdüğünü büyük bir gururla anlatıyor.
25 bin sterline(yaklaşık 115 bin Türk Lirası) özel olarak yaptırdığı zırhını iş yerinde de zaman zaman giyen CEO, şövalye ruhunu iş yaşamına da yansıtıyor.
Jason’ın 1992 yılında kardeşi Chris Kingsley ile kurduğu şirketi Rebellion Development’in yıllık cirosu 25 milyon sterlin civarında ve şirketin 220 çalışanı var.
Çocukken kardeşiyle sürekli şövalyecilik oynadığını belirten Kingsley, Oxford Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra şirket kurmaya karar verdi.
Kingsley şövalye ruhunun iş dünyasına rehber olabileceğini düşünüyor.
Kingsley’e göre, şövalyeliğin iş dünyasına rehber olabilecek üç temel özelliği var: Cesaret, dürüstlük ve nezaket.
Kingsley, ayrıca cesaretini şu sözlerle açıklıyor;
“İş yaşamında şüphesiz cesur olmak gerekiyor. Girişimci olmak ve fırsatları yakalamaktan söz ediyorum. Yeni alanlar keşfetmek, yeni pazarlar aramak. Cesaret, lider olmanın temel unsuru. Dürüstlük sırlarınızı başkalarına vermek demek değildir. İnsanlara adil davranmaktır. İşimde sadece kendim için en iyi olanı değil, iki taraf için de iyi olanı hedefliyorum. Bu adilane ve doğru bir şey. Karşı taraf fayda sağlarsa, yeniden gelir ve benimle iş yapmaya devam eder. Nezaket de insanlara iyi davranmayı kastediyorum.”
Kaynak; 1