Japonya, gıpta etmekte hiç haksız olmadığımız ülkelerden biri. Genelde atom bombası, teknoloji, gurur gibi kavram ve olaylarla hatırımızda simgelediğimiz Japonya, bir başka özelliği ile gönlümüzü fethetmeyi sürdürüyor.
Çöp kutularının ve konteynerlerin yok denecek kadar az olmasına rağmen cillop gibi temiz sokakları ve caddeleri ile hayran kaldığımız Japonya’nın bu özelliğini ve sebeplerini anlatmaya çalışalım.
Japonya’yı temiz tutmak yasal olarak zorunluluk
Japonya ile ilgili hüzünlerimizin kaynağını oluşturan ve ona olan ilgimizi güçlendiren “atom bombası” bir dönüm noktası… Çünkü bu bombanın atıldığı 2. Dünya Savaşı sonrası ayağa kalkmak zorunda olduğunu fark eden Japonlar, sanayileşmeye öncelik verdiler. Fakat bu durumun yaratabileceği kirliliği de gözardı etmeksizin önlem alma gerekliliğini de masada tuttular. Dünyanın neredeyse geri kalanından oldukça farklı değil mi?
Sanayileşme ile birlikte ortaya çıkan atık sorununu sümen altı etmediler. Aksine, bu konuda 1990’lı yıllarda Savaş sonrası yıllarda birçok tasarıyı yasalaştırdılar ve temizliği yasal güvence altına aldılar. Yasal düzenlemeler konuyla ilgili tek çözüm olmayacağı için de bir dizi bilinçlendirme programını uygulamaya koyan Japonlar, birçok konuda olduğu gibi bu konuda da farklarını ortaya koydular.
Bu arada gaza gelip Japonya’ya gitmek isterseniz uçak yolculuğunun yaklaşık 11-12 saat olduğunu bilmelisiniz.
Japonya otomat cenneti oldu
Yemek kültürü, toplumdan topluma değişir. Japonya’da daha farklı bu kültür.
Teknolojinin gelişimi, hayatın hızlanması derken çok da sofra sohbetinin olmadığı Japonya’da türlü yemek ve içecek seçeneği sunan otomatlar var sokaklarda. Neredeyse her yerde…
Dışarıda ayak üstü yemek yemenin yaygın olduğu bu topraklarda beklenen sokakları çöp götürmesidir. İyi de o işler öyle olmuyor. Çünkü orası Japonya…
Japonya’da çöpleri ayrıştırmak vatandaşın da görevi
“Çekik gözlü” bu arkadaşlar dışarıda yemek yemeyi bayağı olağan görüyor. Ancak önemli bir farkla…
Ayakta yemenin vakit kazandıracağını düşünseler de yürürken yemek yemeyi pek uygun bulmuyorlar. Sokak satıcısından (aklınıza tükürük köftesi gelebilir ama oralarda aramayın) ya da otomatlardan alınan yiyecekler ayaküstü lezzetler tatmak için birer durak. Çünkü Japonlar, yiyecekleri bitene kadar bu noktalarda bekliyor. Ardından ambalaj, şişe vs. gibi çöplerini bu satıcıların durduğu yerde ya da otomatların yanındaki geri dönüşüm kutularına atıyorlar. Aksini yapmak sadece kanuna aykırı olmak değil, ahlaki anlamda da yanlış görülüyor. Yani, çöp ayrıştırmak bir kültür haline gelmiş Japonya’da.
Belli ki bize olan uzaklıkları sadece coğrafi değil.
Geri dönüşüm kutuları evlerde
Japonya’da evler geri dönüşüm kutularıyla dolu. Sokakları kirletmenin ne kadar ciddi sonuçları olabileceğini fark ettikleri için evlerde çöp ayrıştırmayı sağlayan geri dönüşüm kutuları mevcut. Üstelik, ülkenin her kentinde “Gomi Rehberleri” var.
Gomi Rehberleri, vatandaşa ya da turiste hangi çöpü hangi kutuya atması gerektiğini anlatan afiş ve bilgilendirme kağıtlarının adı. Sorumluluktan kaçmak adet değil o uzak diyarlarda.
Japonya’da çöplerin yüzde 80’i dönüştürülüyor
Çevre kirliliğinin sınırı geçtiğini bilerek ahlanıp vahlandığımız bu dönemde Japonya, atık sorununun üstesinden gelmiş bir şekilde ders veriyor hepimize. Devlet uygulamalarının yanında vatandaşın da üstüne düşeni yapacak denli bilinçli olması sayesinde çöplerin yüzde 77’si dönüştürülüyor.
Ufak bir karşılaştırma yapmak gerekirse, bu yüzde 77’lik dönüştürme oranının İngiltere’de gerçekleştirilen atık dönüştürme oranının iki katına tekabül ettiğini söyleyebiliriz. Japonya’daki bu dönüşüm oranı ABD’nin atık dönüşüm oranının ise yaklaşık 3 katına karşılık geliyor. Çünkü ABD’deki dönüşüm oranının yaklaşık yüzde 20 olduğu biliniyor. Türkiye?
Listeye dahil edemediğimiz bir oran söz konusu olduğundan liste dışında kalan Türkiye’nin dönüşüm oranını bu seviyelere getirebilmesi için nice baharların geçmesi gerekiyor.
Japonya’daki okullarda temizlik görevlisi yok
Çünkü sınıfın temizliği öğrencilerden soruluyor. Temizlik görevlisinin olmadığı okullarda her öğrenci ve öğretmenler konudan sorumlu tutuluyor.
Öğretmeninde görevlendirmesi 6 ile 12’inci sınıflardaki öğrenciler, gruplar haftanın belirlenen 1 ya da 2 gününde başlıyorlar temizliğe. Eskiden bizim okullardaki “örtü yıkama sırası” gibi. Ama daha köklü ve kesinlik içinde gerçekleştiriliyor bu görev. Öğrenciler, öğle yemeğinden sonra 30 dakikalık temizliğe geçiyor ve yerleri silip, süpürüyor çöpleri boşaltıp tuvaletleri de deterjan reklamlarını hatırlatırcasına temizliyorlar.
Aslan, yattığı yerden belli olurmuş…
Temizlik, öğrenciler için bir zorunluluk ve günlük yaşamın bir parçası
“Ağaç yaş iken eğilir” sözünü doğrulayan bu bilinçlendirme programının küçük yaşlarda aşılanması Japonya için oldukça önemli.
Konuyla ilgili Hiroşima Valiliğinden Maiko Awane kurum çalışanı bakın ne diyor: “12 yıllık okul yaşamı boyunca, ilkokuldan liseye kadar, temizlik öğrencilerin günlük programının parçasıdır… Ev yaşamında da anne ve babalarımız, eşyalarımızı ve mekanımızı temiz tutmamanın kötü olduğunu öğretir… Biz Japonlar, diğerlerinin gözündeki itibarımız konusunda çok duyarlıyız. Diğerlerinin temizlik yapmayacak kadar eğitim almadığımızı, böyle yetiştirilmediğimizi düşünmelerini istemeyiz”
Temiz tutma alışkanlığı “öğreniliyor”
Japonlar, temizlik olgusunu okul yıllarından itibaren içselleştiriyor. O bireylerden biri olan ve profesyonel mesleğini serbest çevirmenlik olan sürdüren Chika Hayashi bu alışkanlığa dair açıklamada bulunuyor: “Bazen okulu temizlemek istemezdim. Ama bunu kabul ettim çünkü günlük rutinimizin bir parçasıydı… Bence temiz bir okula sahip olmak çok iyi bir şey çünkü kullandığımız eşyaları ve mekanları temiz tutma sorumluluğunu almanın bizim için önemli olduğunu öğreniyoruz.”
Örnek davranışlar sergilemek Japonya halkı için kültürel birer gönüllülük oluyor
Ülkenin dahil olduğu çeşitli platformlardaki uluslararası etkinler de Japonlar için ahlaki anlayışlarını sergileme ve böylece dünyaya örnek olma fırsatı veriyor. Örneğin 2014 yılındaki Brezilya Dünya Kupası ve aynı etkinliğin bir sonraki organizasyonu olan ve Rusya 2018 Dünya Kupası‘nda, milli takımlarını destekleyen Japonlar, maç bitimlerinde stattaki çöplerini toplayarak “yok artık…” ünlemlerinin kullanılmasını sağladı ve saygı uyandırdı.
Japonya FİFA’yı bile kendine hayran bırakan ülke oldu
Japonya Milli Takım oyuncuları da kullandıkları soyunma odalarını temizlemeleriyle taraftarıyla ne kadar uyumlu olduklarını kanıtladılar. Japonya’nın Rusya 2018 Dünya Kupası turnuvasında Belçika’ya son dakikalarda gelen evlat acısı gibi golden sonra elenmesine rağmen temizledikleri soyunma odasına Rusça “Teşekkür ederiz” notunu bıraktıklarını söylesek?
Bu örnek davranışın ardından o dönem FIFA Genel Sekreteri olan Priscilla Janssens, “Bu 94. dakikada mağlup olup kupadan elenen Japonya’nın soyunma odası. Onlar ayrılmadan bütün hayranlarına teşekkür etti, yedek kulübesi ve soyunma odasındaki her şeyi temizleyip bıraktı, ve hatta Ruslara bir teşekkür notu bile bıraktı. Her takıma örnek olacak bir davranış bu. Onlarla çalışmak bir ayrıcalık.” diye tweet atmıştı.
Sadece futbol sahalarında görmediğimiz güzellikler
Konu Japonya olduğunda bir gösteriş ya da tutarsızlık bulmak oldukça zor. Dünya Kupası’ndaki temizlik hassasiyetiyle dikkat çeken Japonlar ülkenin köklü etkinliklerinden biri olan Fuji Rock Festivali‘nde de aynı davranışı sergiliyor ve sanatseverler çöplerini bir çöp kutusu bulana dek ellerinde ya da yanlarında tutuyorlar.
Bir başka örnek; yine bu festivalin resmi internet sitesinde “Başka insanları etkileyebilecek yerlerde sigara içmekten kaçının” notu dikkat çekiyor…
Japonya usulü imece
Dayanışmayı ve ortak aklı temsil eden imece kültürü Anadolu’da da yaygın bir kültür biçimi. En azından yakın zamana dek hissedilir bir imece kültürü olduğu yadsınamaz.
Japonlar, mahallelerde düzenli aralıklarla sokak temizlikleri yapıyor. Ayrıca grip ve benzeri hastalıklara yakalanan Japonlar, hastalığı diğer insanlara bulaştırmamak için ameliyat maskeleri takıyorlar. İnce düşüncenin başkenti diyebilir miyiz?
Japonya ve yaklaşık 400 yıl öncesinden saygı notu
Kültür kavramı 5-10 yıllık birikimleri ifade etmez. Oldukça uzun bir zamana ve yoğunluğa odaklanan kültür, Japonya’nın temizlik ahlakı konusundaki tutumunun çok eskilere dayandığını gösteriyor. Kaldı ki günümüzden yaklaşık 400 yıl önce adaya gelen İngiliz denizci William Adams da bu savı destekliyor.
Adams, 1600 yılında perişan bir halde adaya gelmiş ve yaşadığı zorluklar sonrası belini doğrultmakla kalmayıp hayatını bir Japon ile birleştirmişti. Bir süre sonra “Son Samuray”daki Nathan Algren (Tom Cruise) karakterinin öyküsünü anımsatan şekilde Japon dostu ve ülke vatandaşı olmuştu. Adams, Giles Milton’un “Samurai William” biyografi kitabının da konusu olmuştu. Milton, bu eserinde Japonya’ya ilişkin şu tarihi notları düşmüştü:
“Asiller çok çok temizdi… İngiltere’nin sokaklarında“sık sık insan dışkısının aktığı günlerde, tertemiz kanalizasyonları vardı ve kokulu odunlarla yakılan buhar banyoları yapıyorlardı.”
Temizlik imandan gelir
Bu önermenin sadece İslamiyet’e ya da semavi dinlere ait olmadığı gibi evrensel bir niteliğin kabullenmesiyle benimsenebileceğini ortaya koyan Japonlar, temizlik ahlakını Budizm inancıyla perçinliyor. Çünkü temizlik anlayışı Budizm ve Zen kültüründe oldukça önem taşıyan hassas bir konu.