Japonya’daki insanların dünyadaki diğer insanlardan daha fazla yaşadığı bir sır değil. Batılılar bugüne kadar Japonlar’a bakıp bu özelliklerine imrenmiştir hep. Peki nasıl oluyor da 2. Dünya Savaşı’nın bıraktığı yıkımdan buralara gelebiliyorlar? Net bir cevabı yok ama yapılan araştırmalar bazı ipuçları veriyor.
1. Çok fazla sebze yiyorlar
Bizim bol şekerli, doymuş yağı yüksek, sağlıksız yemeklerimizin aksine Japonların geleneksel yemekleri bolca pirinç, sebze ve balık içeriyor. Eh, haliyle vitamin ve mineral eksikliği de çekmiyorlar pek.
2. Yemeklerini pişirme yöntemleri farklı
Yağlı kızartmalar gibi sağlıksız yöntemlerin Japonların pek adeti değildir. Fiberi bol bakliyatları haşlama gibi sağlıklı yöntemlerle hazırlayıp balık ve sebzelerin yanına ekleyerek iyice kaliteli bir öğün hazırlıyorlar.
3. Çokça sağlıklı çay içiyorlar
Kahveye kötü gözle bakmasalar da Japonların kültüründe çay çok büyük bir yer kaplar ve Japon çaylarının içinde kahveden çok daha fazla antioksidan bulunur. Bu en çok da Japonların “matcha” isimli özel (ve pahalı) baharatlı çayı için geçerli. Bu çay için yapraklar özel yöntemlerle yetiştiriliyor.
4. Taze besinler tüketiyorlar
Yiyecekleri gerçekten çok taze ve mevsimine uygun. Tarıma elverişli küçük bir ada olmanın faydalarını burada fazlasıyla görüyorlar. Ne sebze için ne balık için ne de başka şeyler için çok da uzağa gitmeleri gerekmiyor.
5. Porsiyonları daha küçük
Porsiyon kontrolünün Japon mutfağında önemli bir yeri var. Japonların katı görgü kuralları bulunur. Bunlardan bazıları da yemek çubuklarını dikkatli kullanmak, pirinci küçük tabak veya kaseden yemek, yemeği çok fazla süslememek, yemekleri farklı tabaklarda servis etmek, tabağı tamamen doldurmamak ve büyük porsiyonlar kullanmamak bulunuyor. Uzun yaşamlarında “hara hachi bu” atasözlerinin de katkısı olduğunu söylüyorlar. Bu sözün anlamı ise “karnını %80 doyur”.
6. Daha fazla yürüyorlar ve ayakta duruyorlar
Japonya’da araba bir lüks olarak görülür. Günlük rutinleri genelde şu şekildedir: uyanmak, tren istasyonuna yürümek, tren beklemek, trende ayakta durmak, işlerine başlamak… Japonya’da toplu taşıma bir norm haline gelmiş. Neredeyse herkes bisiklet ve tren kullanıyor. Çalışanların büyük bir kısmı da işlerini ayakta yapıyor.
7. Her sabah radyo eşliğinde spor yapıyorlar
Japonlar ciddi ciddi büyük gruplar halinde toplanıp sabah radyoda bir eğitmenle birlikte egzersiz rutini gerçekleştiriyorlar. Halkın büyük çoğunluğu bu rutine dahil oluyor ve her kesim için birçok zorluk derecesi bulunuyor. Eh, faydaları da aşikar.
8. Sağlık hizmetleri çok daha ucuz
Bu konuda lafı fazla uzatmaya gerek yok. Japonlar diğer ülkelerin çoğundan kat kat ucuza sağlık hizmeti alıyor ve bu sayede bizim hayatımızda nadiren yer alan, aslında düzenli olarak yapılması gereken check-up için her ay hastaneye gidiyorlar.
9. Dışarıda daha fazla vakit geçiriyorlar
Neredeyse her yere yürüyerek gitmelerinin yanında bir de bu var. Japonlar genelde birbirlerini eve davet etmek yerine dışarıda buluşup zaman geçirirler. Sosyalleşmenin uzun yaşama etkisi test edilmese de duygusal olarak iyi etkilediği kesin.
10. Temizliğe çok önem veriyorlar
Japonların temizlik konusunda ciddi anlamda takıntılılar. Yaz günlerinde genelde 2 kez duş alırlar. Asırlardır var olan gelenekleri Şintoizm’in büyük bir kısmı saflık, temizlik gibi kavramlardan oluşuyor.
11. Tuvaletleri bizim alaturka tuvaletlere benziyor
Evet. Alaturka bağırsaklar için daha sağlıklı bir pozisyon oluşturuyor. Japonya’da da ülkemizdeki gibi hem klozetler hem de eski tarz tuvaletler hala mevcut durumda.
Kaynak: 1