Yok İsveçliler dünyanın en mutlu insanları, Yok Danimarkalıların huzuru sarışın bebeklerinin gözlerinden dünyayı aydınlatıyor, yok Norveçler zaten Elf, yok eğitimleri şöyle, yok doğaları böyle… Bitmiyor. Gün geçmiyor ki İskandinav yöresinden gökyüzüne yeni bir iyilik haresi yayılmasın.
Ama yalan yok, yazılanlar anlatılanlar doğru. Kuzey ırkı modernizmin insan üzerindeki baskılarıyla en sıkı mücadele eden insanlardan oluşuyor. Zamanında uyguladıkları sol politikalar ve eşitlikçi toplum anlayışı bugün yaşamın her alanında kendini gösteriyor.
Peki onların diğer milletlerden farkı ne? Hadi kendimizi geçelim. Bizim özellikle son yıllarda medeni toplumlarla aramızdaki uçurum kat be kat arttı. Ama örneğin bir Alman, Fransız ya da Amerikalıyla, İskandinavlar arasında ne gibi farklar var? İskandinav neden bir ortama girdiğinde çevresine huzursuzluk, kibir, ya da negatif enerji yaymıyor?
Bu soruların cevabı İskandinav ırkının dünya görüşünde gizli. Toplumsal hayatı ve insani ilişkileri düzenleyen bir dizi kural, kuzeylilerin hayatında hayli etkin rol oynuyor. 10 maddeden ibaret bu kurallar dizisine Jante Kuralları ya da Jante Kanunları diyorlar. Peki nedir bu Jante Kuralları?
1. Kendinin özel olduğunu zannetme
10 kuralın tamamı kişinin “yapmaması” gereken davranışlar üzerine. Yapılması gerekenler kişiye kalmış.
2. Kendini bizimle aynı konumda zannetme
Kurallar, toplumsal birliktelik için insani hırsların dizginlemesi amacını güdüyor.
3. Kendini bizden daha akıllı zannetme
Örneğin kişinin zaten yapması gereken ya da çok iyi yaptığı bir işin sonucunu duyurma çabası toplum tarafından uygun karşılanmıyor.
4. Kendini bizden daha iyi olarak hayal etme
Aslında kurallardan bazıları bizdeki tassavvuf inancıyla da örtüşüyor. Bir fark var kuzeyliler bu kuralları modern hayatın içine gayet düzgün şekilde adapte etmeyi bilmişler.
5. Bizden daha çok bildiğini zannetme
Aslında bunlar yüzyıllardır sert kuzey coğrafyasında yaşayan toplumların sosyal hayat içinde yazılı olmadan uyguladıkları kurallar.
6. Bizden daha önemli olduğunu zannetme
1933’te Norveçli / Danimarkalı yazar Aksel Sandemose yazdığı bir roman vesilesiyle bu kuralları yazılı hâle getirmiş.
7. Herhangi bir konuda iyi olduğunu düşünme
“Kendi yolunu kesen göçmen” adlı romanda bahsedilen bu kurallar, aslında yazarın yaşadığı yer olan Nyköping Mors’daki hayatın bir derlemesi gibidir. Yazar eserinde olayların geçtiği yerin adını Jante olarak değiştirince ünlü Jante Kuralları ilk defa yazılı hâle gelir.
8. Bizimle alay etme
Kuzeyliler aile içi ilişkilerinde, çalıştıkları işlerde ya da sosyal hayatın herhangi bir alanında bu kurallara uygun olarak yaşarlar.
9. Başkalarının seni umursadıklarını zannetme
Bu kurallara uymak için fazladan bir dikkat ya da çaba harcamazlar. Kurallar artık yaşamlarının normal bir parçası olmuştur.
10. Bize ders verebileceğini zannetme
Bugün benzer kurallar bir çok toplumda dillendirilse de kabul etmek gerekir ki gerçek hayatta kimse artık bu tip davranış özelliklerini takmıyor. Sosyal medya kanunlarının hayatın merkezine Jante kanunlarından daha fazla yerleştiği bir gerçek.
Sosyal medyanın gücü yadsınamaz ama bu güç hayatlarımıza bireycilik, her ortamda öne çıkma, benmerkezcilik gibi davranışları pompalıyor. Gelişmiş toplumlar arasında İskandinavlar Jante kurallarına en uygun yaşayanlar. Onlara en yakın olanlar ise özellikle Konfüçyüs öğretilerinin izinden giden uzak doğu toplumları olabilir. Zamanında Anadolu toplumunda da hayli etkin uygulanan bu davranışların birgün yine ait olduğu topraklara geri gelmesi dileğiyle.