Ülkemiz bulunduğu coğrafya itibarıyla sayısız kültürel hazineye sahip. Geçmişte Anadolu’da ortaya çıkan medeniyetlere ait binlerce eser, bu kültür hazinesinin en önemli unsurlarından. Ancak tarihin derinliklerinde saklı bu hazinelerin bulunması ve gün yüzüne çıkarılması da bir hayli zor. İşte Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu Jale İnan da yaşamı boyunca ülkemizdeki kültür hazinelerini ortaya çıkarmak için büyük mücadeleler veren isimlerden biri. Sayısız tarihi eserin bulunmasına katkı sağladı. Son derece önemli antik kentlerin keşfedilmesine ve bu bölgelerde yapılan kazı çalışmalarına öncülük etti. Bununla birlikte Türkiye’deki tarihi eserlerin korunması için de büyük bir çaba harcadı. Jale İnan, ortaya çıkardığı antik kentler ve tarihi eserlerle, bu eserlerin korunmasına yönelik çabalarıyla, müzecilik alanındaki öncü faaliyetleriyle, kısacası ülkemizin kültür mirasına yaptığı inanılmaz katkılarla adını tarihe altın harflerle yazdırdı. İşte Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu Jale İnan hakkında bilmeniz gerekenler…
Jale İnan 1914 yılında İstanbul’da dünyaya geldi
Babası, İzmir ve İstanbul’daki arkeoloji müzelerinin kurulmasında büyük emeği olan, Türkiye’nin ilk arkeologlarından Aziz Ogan’dı. Jale İnan, babasının müzeci ve arkeolog olması sebebiyle küçük yaşta tarihi eserlerle, müzelerle ve kazı alanlarıyla tanıştı…
Arkeoloji eğitimi almak üzere 1934 yılında Almanya’ya gitti
1935-43 yılları arasında Berlin Üniversitesinde klasik arkeoloji alanında eğitim gördü. İlerleyen süreçte ise Münih Üniversitesinde doktorasını tamamladı. Daha sonra çocukluk yıllarından beri büyük bir ilgi duyduğu arkeoloji alanında çalışmak için Türkiye’ye döndü…
1946 yılında İstanbul Üniversitesinde kurulan Klasik Arkeoloji Kürsüsünde görev aldı
Burada Arif Müft Mansel’in asistanı olarak çalıştı. Mansel ile birlikte Perge ve Side bölgelerinde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında önemli görevler üstlendi. 1975 yılında Mansel’in hayatını kaybetmesi üzerine, kazı çalışmaları Prof. Dr. Jale İnan başkanlığında devam etti. İnan, Side ve Perge’de uzun yıllar devam eden kazı çalışmaları sırasında önemli tarihi eserlerin gün yüzüne çıkarılmasında hayati bir rol oynadı. Öte yandan bu tarihi eserlerin korunmasına ve sergilenmesine de öncülük etti. Kazı çalışmaları sırasında Side’deki Roma hamamının müzeye dönüştürülebilmesi için yoğun bir çaba harcadı. Bu çabaların sonunda, tarihi Roma hamamı Side Müzesi olarak hizmet vermeye başladı…
Prof. Dr. Jale İnan hayatı boyunca tarihi eser kaçakçılığına karşı da ciddi bir mücadele yürüttü
Bu mücadele kapsamında Türkiye’nin farklı bölgelerinde çeşitli kurtarma kazılarına katıldı. Burdur’daki Kremna ve Manavgat’taki Pampfilya Seleukeia antik kentlerinde yaptığı kazılar, İnan’ın tarihi eser kaçakçılığına karşı yürüttüğü mücadelenin en önemli örnekleri arasında gösteriliyor.
“Yorgun Herakles” heykeli, Jale İnan tarafından ortaya çıkarılan onlarca tarihi eser arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip
Çünkü Yorgun Herakles’in öyküsü oldukça ilginç. İnan, 1980 yılında Perge’de binlerce yıl öncesinden kalma bir Herakles heykeli keşfetti. Ancak heykelin yukarısı kazı alanında bulunamadı. Üst kısmı bulunamayan heykel, uzun yıllar Antalya Müzesinde sergilendi. Ancak ömrünü Türkiye’deki kültür varlıklarının bulunmasına ve korunmasına adayan Jale İnan, heykelin üst kısmını bulabilmek için titiz bir çalışma yürüttü. Bu titiz çalışmanın sonunda, Yorgun Herakles’in eksik parçasının Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Boston Güzel Sanatlar Müzesinde olduğu tespit edildi. 1990 yılına kadar uzanan zorlu bir sürecin ardından Jale İnan ABD’deki parçanın Türkiye’ye ait olduğunu kanıtlamayı başardı. Böylece heykelin üst kısmı 2011 yılında Türkiye’ye getirildi. İnan’ın yoğun çabaları sayesinde doğduğu topraklara kavuşan Yorgun Herakles, bir bütün haline getirildi ve Antalya Müzesinde sergilenmeye başladı…
İnan, 1983 yılında emekli oldu ancak ne arkeolojiden ne de kazı alanlarından hiçbir zaman uzaklaşmadı
Bir yandan kazı alanlarında çalışmaya devam etti. Diğer yandan yaptığı araştırmaları ve kazı çalışmalarını yazıya aktardı. Böylece çok sayıda tarihi eserin yanı sıra arkasında oldukça kıymetli kitaplar da bıraktı. “Side’nin Roma Devri Heykeltraşlığı,” “Toroslar’da Bir Antik Kent” ve “Boubon Sebasteionu ve Heykelleri Üzerine Son Araştırmalar” bu kıymetli eserlerden sadece bazıları.
Neredeyse bütün yaşamını ülkemizdeki tarihi eserlerin bulunması, korunması ve sergilenmesi için harcayan Jale İnan 27 Şubat 2001’de 87 yaşındayken hayatını kaybetti
Henüz çok küçük yaşlarda arkeolojiye ilgi duyan Jale İnan, Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu oldu. Ancak onun tarihe adını yazdırmasına sebep olan şey sadece bu değildi. Ortaya çıkardığı onlarca tarihi eser, öncülük ettiği kazı çalışmaları, kurduğu müzeler, yazdığı kitaplar… Jale İnan Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu olduğu gibi, bu alanda ülkemizin yetiştirdiği en kıymetli isimlerden biriydi…
Kaynak: 1