‘Hayatım mükemmeldi… Ta ki hemşirenin gelip ‘bir oğlan’ dediği ana kadar…’
27 yaşındaki Jacob Tobia, erkek veya kadın olarak tanımlanmanın karşısında duran bir Los Angeles sakini. Cinsiyet kelimesinin hayatı boyunca kendisine zarar verdiğini düşünen aktivist, yalnızca cinsiyet üzerinden tanımlanmayı sonuna kadar reddediyor. Konuşmacılık ve yazarlık yapan Tobia, sık sık yolda yürürken kendisine dik dik bakan çocuklarla karşılaşıyor. Erişkin insanlarla nasıl başa çıkacağını bilse de çocuklara karşı ne yapacağını, nasıl yaklaşacağını bilmiyordu. Bunun çözümünü çocukların ailelerine ‘cinsiyete bağlı olmayan insanları çocuklarına nasıl anlatmaları gerektiğiyle’ ilgili mektup yazarak bulmuş.
Sevgili Amerika ya da başka herhangi yerdeki aileler, toplumsal cinsiyete uygun olmayan bir insan olarak sokakta yürürken birçok bakışa maruz kaldım
Bu sırada gülmek için sıraya giren, sözlü olarak saldıran, rızam olmadan fotoğrafımı çeken ya da kıyafetime bayıldığını söylemek için durduran kişilere karşı tek söylediğim; ‘Ah, rujum nerede?’ oluyor.
Fakat bir şey var ki diğerlerinin üzerine çıkıveriyor: şaşkın çocukların ilgisi. Bunu ilk kez 22 yaşında New York’a taşındığımda fark ettim
Çocuklar beni metroda sakallı ve rujlu halde gördüklerinde ne tepki vereceklerini bilemiyorlar. Bu hafta konferans için Los Angeles’tan Florida’ya gittiğimde tekrar dikkatimi çekti. Otelin yarısı trans gençlere nasıl daha iyi davranacağını öğrenmeye çalışanlarla diğer yarısı ise Disney World’de Minnie, Elsa ve Goofy ile tanışmak için gelenlerle doluydu. Bu gerçekten ilginç bir kombinasyondu.
Açılış konuşmamın ardından mor bir ruj, mayo ve bornozla otelin önündeki nehre doğru yürüdüm. Beni takip eden tanıdık gözleri fark ettiğimde arkamı döndüm ve çocukların gözlerini ayırmadan bana baktığını gördüm
Daha önce muhtemelen yaşadıkları yerde benim gibi birini görmemişlerdi. Bazıları aval aval bakarken diğerleri meraklı ve kıkırdayan suratlarıyla bakmaya devam ediyordu. Çocuklardan aldığım en bilindik tepki, anne ya da babalarına beni gösterip; ‘anne bak şu çocuk ruj sürmüş’ ya da ‘baba şu adamın ne giydiğine baksana’ oluyor.
Çocuklarınızın bana verdiği tepkiyi gördükten sonra hepiniz aynı şeyi yaptınız. Tarzıma bakıp benimle göz teması kurduktan sonra hızlıca bir kendinizden utanç duyup çocuğunuza aynı cümleyi söylediniz: ‘yabancılarla ilgili böyle konuşman hoş değil’
Çocuklarınız sizin bu durumdan utanç duyduğunuzu görüp kendilerinin de utanması gerektiğini fark etti. Birkaç dakikalık anlaşılmaz yüz ifadeleri sonucunda tekrar havuzun etrafında zıplamaya devam ettiler. Orlando’daki hafta sonum boyunca defalarca yaşandı bu.
Bunun sonunda ebeveynlerle biraz konuşmaya karar verdim. Çünkü daha iyisini yapabilirsiniz, yapmalısınız da. Bunu bana, trans topluluğuna ve çocuğunuza borçlusunuz
Yaşanan etkileşimin sadece çocuklara yabancılardan bahsetmemeyi ya da daha dikkatli bahsetmeyi öğretmekle ilgili olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü sorun biraz daha temel. Çocuğunuz dönüp size ‘bak ruj sürmüş’ dediğinde aslında açıklamanız gereken bir soru soruyor. Çocuğunuzun bu yorumda bulunması ‘Anne/baba/ebeveyn ünitesi, bu kabul edilebilir mi?’nin cevabını araması demek.
Siz çocuğa dönüp konuyu kestirip atan bir cevap verdiğinizde onların sorularını cevaplamamış, üretken olmalarını engellemiş ve öğrenmeleri gereken bir konuyu örtmüş oluyorsunuz
Çocuğunuzun toplumsal cinsiyet çeşitliliğini öğrenip saygı duyması gerektiğini engelleyerek kendi rahatsızlığınızı daha fazla öne çıkarıp çocuğunuzu da rahatsız ettiniz. Ve tabii ki insanları çevreleyen damgalama ve rahatsızlık kültürünü daha da genişlettiniz.
Size bir öneride bulunacağım, bir dahaki sefere çocuğunuz dönüp size buna benzer bir cümle kurduğunda konuşmayı sonlandırmayı değil sorularını yanıtlamayı deneyin
Dünyamızda cinsiyet ifadesinin güzel çeşitliliği hakkında onlarla konuşabilirsiniz. İnanın bana o kadar zor olmayacak. Onlara, ‘Evet, erkekler de ruj sürebilir ve bu kötü bir şey değil. İstersen sen de sürebilirsin.’ ya da ‘Evet kızlar da papyon takabilir. Sen de ister misin?’ diyebilirsiniz.
Çocuğunuzu toplumdaki cinsiyet algısıyla ilgili miyop düşüncelerden kurtarmalısınız
Hatta ileri gidip üniversitede Judith Butler ve Michel Foucault tezleri okuyup yazdıklarında bununla ilgili her şeyi öğrenebileceklerini ekleyebilirsiniz. Ve ne olursa olsun, hangi cevabı verirseniz verin garip olmayın. Çocuklar, milyonlarca kilometre uzaktaki ebeveynlerinin rahatsızlıklarını hissedebilir. Onlara benim gibi biriyle karşılaştığınızda rahatsız olduğunuzu gösterirseniz, çocuğunuz bu davranışı yansıtmayı öğrenecektir. Tahmin edeceğiniz gibi, bu hiç iyi değil.
Verdiğiniz yanıtla, çocuğunuzun gözünde soruyu geçiştirmemiş olacak ve ona dünyamızdaki doğal çeşitliliğe saygı duymasını öğretmiş olacaksınız
Aynı zamanda çocuğunuzun önümüzdeki yıllarda kendi cinsiyet kimliğini sevgiyle keşfetmesi için yeni olanaklar yaratacaksınız.
Yani sevgili aileler, siz herhangi kamusal bir alanda çocuğunuzla benimle ilgili rahatça konuşabildiğiniz sürece bunu sorun etmeyeceğim
Bir dahaki sefere metroda topuklularla yürüyen veya havuz kenarında mor rujuyla duran bir erkek gördüğünüzde çocuğunuz soru sormak isterse onu engellemeyip benden bahsedebilirsiniz.
Benden bahsetmekten çekinmeyin, çocuklarınıza tüm dünyadaki güzel cinsiyet gökkuşağından bahsetmekten çekinmeyin
Ne olursa olsun kendilerini doğru ifade ettikleri müddetçe onlar adına mutlu olacağınızdan bahsedin. Bunu tüm kalbim ve coşkuyla isterim.
Not: Ayrıca havuz kenarındaki bardan ücretsiz içecekler kabul ediyorum.
Kaynak: 1