Bu derlememizde yer vereceğimiz filmler de oldukça popüler filmler tabii ki; ancak Esaretin Bedeli, Forrest Gump, Yüzüklerin Efendisi, Fight Club gibi her puanlama ve öneri sitesinde en başa yazılan filmleri bu listemizin dışında tuttuk. Bu listede yer alan filmler arasında, izlememiş olduğunuz her film, size iyi geçecek iki saat kazandırabilir. Yahut kazandırmaz. Mesuliyet kabul etmeyiz. Ama filmler güzel. Şimdiden iyi seyirler. (Listemizde yer alan filmler tamamen öznel bir öneri seçkisidir. Ayrıca listemizde, en iyi filmler arasında gösterilse bile eski olduğu için gündemden düşmüş olan bir iki film de bulunmaktadır.) İşte top 10 listelerinde yer almasa da mutlaka izlenmesi gereken filmler
1. The Grand Budapest Hotel / Büyük Budapeste Oteli (2014) – Wes Anderson, IMDb 8,1
20. yüzyıldaki iki büyük savaşın arasında kalan süreçte geçen hikayede; görkemli Büyük Budapeste Oteli’nin otelinin oldukça titiz ve profesyonel konsiyerj görevlisi Gustave H ile yakın dönemde yanında çalışmaya başlayan bellboy Zero Mustafa’nın öyküsü anlatılmaktadır.
Gustave’ın soylu ve yaşlı sevgilisi Madame D. hayata gözlerini yumduğunda, bizim ikili ona veda etmek için yaşadığı şatonun yolunu tutarlar. Vardıklarında kendilerini ciddi bir miras paylaşım mücadelesinin içerisinde bulurlar. Çünkü Madame D, Gustave için de çok değerli bir şey bırakmıştır… Göz kamaştıran bir oyuncu kadrosu olan filmde Ralph Fiennes, Saoirse Ronan, Bill Murray, Jude Law, Edward Norton, Léa Seydoux ve Owen Wilson gibi isimler yer alıyor. Bizce kesinlikle izlenmesi gerekenler arasında
2. Hodejegerne / Kafa Avcıları (2012), Morten Tyldum, IMDb 7.6
Türkçe ismi Kafa Avcıları olan Hodejegerne, bir sonraki sahneyi büyük bir merak ile beklememizi sağlayan sürükleyici senaryosuyla ön plana çıkıyor.
İK uzmanı olan Roger, varlık içerisinde kaliteli bir hayat sürmektedir. En büyük derdi kısa boyu ile ilgili kompleksidir ve kendisinden daha uzun bir Viking dilberi olan eşinin kendisini terk edebileceğini düşünmektedir. Bu yüzden kendisini hep daha fazla para kazanmak zorunda hisseder ve dünyanın en ilginç ek mesleğini yapmaktadır.
Böylesine saygın bir işi olmasına rağmen ek iş olarak sanat eseri hırsızlığı ve işinde oldukça iyidir. Bir galeride tanıştığı, askeri geçmişi olan, karizmatik bir adam (Game of Thrones’tan Jamie Lannister olarak bildiğimiz ağabey) çok değerli bir tabloya sahiptir ve Roger bu tablo ile hayatının vurgununu yapmaya karar verir. Ancak işler tam istediği gibi gitmeyince gerilimi hiç düşmeyen bir serüven başlar. Olay örgüsünün bu kadar iyi kurgulandığı pek fazla film olmadığını söylemek abartı olmaz. İzleyin, izlettirin.
3. Primal Fear / İlk Korku (1996) – Gregory Hoblit, IMDb 7.7
Öldürülen bir rahibin şüphelisi olarak yakalanan kişi kimsesiz, son derece çekingen bir gençtir. Bütün deliller kimsesiz olduğu için kiliseye sığınmış bu genci işaret etse de; neden kendisine sahip çıkan rahibi öldürmek isteyeceği konusu tam bir muammadır. Bu çelişkiyi gören ünlü avukat Martin Vail, hiçbir ücret talebi olmadan bu davaya bakmayı kabul eder. Primal Fear filmi, o dönemler henüz toy ve tanınmamış bir oyuncu olan Edward Norton’u sinema camiasına armağan eden filmdir. Hatta bu filmdeki muhteşem performansıyla En İyi Yardımcı Oyuncu dalında Oscar’a aday olmuş, bu da ona Fight Club, American History X gibi filmlerin kapısını açmıştır. Ayrıca filmin muhteşem bir finali olduğunu da eklemeden geçmeyelim.
4. La Famille Bélier / Hayatımın Şarkısı 2014 – Eric Lartigau, IMDb 7.4
Bélier ailesi hayatlarını mandıracılık yaparak kazanan ve bir ferdi hariç hepsi işitme engelli olan bir ailedir. Ailede işitme engeli olmayan tek kişi olan 16 yaşındaki Paula, ailenin birçok gündelik işiyle tek başına ilgilenmektedir. Bununla birlikte ailesinin diğer kişilerle kurduğu ilişkide de çevirmen görevi görmektedir. Özellikle de cesur ve radikal bir kararla belediye başkanlığına adaylığını koyan babasının kendisine çok ihtiyacı vardır. Ancak bu süreçte müziğe olan doğuştan yeteneğini keşfeder ve müzik öğretmeninin de teşvikiyle bir şarkı yarışmasına katılır. Hayallerini gerçekleştirmek ve ailesinin yanında olmak arasında kalan Paula’yı zorlu bir karar verme süreci beklemektedir.
5. District 9 / Yasak Bölge (2009) – Neill Blomkamp, IMDb 8.0
Otuz yıl önce, uzaylı canlılar, insanlarla ilk bağlantılarını kurarlar. İnsanlar onlardan iyilik ya da kötülük gelebileceği ihtimaline karşı belirsiz bir beklenti sürecindedir. Fakat ne bir saldırı, ne de ileri teknoloji anlamında onlardan faydalanabilecekleri bir etkileşim olmaz. Bilakis, Dünya’ya sığınmak için gelmişlerdir. Bu uzaylılarla ne yapılacağı konusu için uluslararası bir konsorsiyum kurulur ve Güney Afrika’da District 9 adlı bir bölgeye yerleştirilirler. Tıpkı kamplara yerleştirilen savaş göçmenleri benzeri bir rahatsızlık meydana gelir. Bu sefer savaş sığınmacıları uzaylılardır.
6. Slumdog Millionare / Milyoner (2008) – Danny Boyle, IMDb 8,0
Bazıları Bollywood filmlerine biraz mesafelidir. Özellikle de Aamir Khan oynamıyorsa. Ama bu film kesinlikle izlemeye yönlendiren kişiye teşekkür ettirebilecek türden. Bir roman uyarlaması olan filmde, Mumbai’nin fakir gettolarından birinde yaşayan genç bir adamın enteresan hikayesi anlatılıyor. Olayın kahramanı olan Jamal fakir, babasını yitirmiş ama ideallerine sıkı sıkıya bağlı bir çocuktur.En büyük hayali olan, bilgi yarışmasındaki büyük ödül için de son soruya kadar gelmeyi başarmıştır. Ancak son soruda o haftalık yayın süresi dolmuş ve final sorusu haftaya çekilecek olan bölüme kalmıştır. Jamal’ın hile yaptığı düşünülerek, sorguya alınmasına karar verilir. Sorguda soruları nasıl yanıtladığı bir bir açığa çıkacaktır. En İyi Yabancı Film kategorisinde Oscar’ı almaya hak kazanan bu film şiddetle önerdiklerimiz arasında.
7. Diarios de Motocicleta / Motosiklet Günlüğü (2004) – Walter Salles, IMDb 7,8
Biyografik bir yapım olan Motosiklet günlüğü, Genç Ernesto’nun (Che Guavera) bir arkadaşıyla birlikte Güney Amerikayı dolaşmasını konu alıyor. Filmde Ernesto Guavera henüz Marksist bir devrimci değildir. O yüzden film, Guevera ile ilgili olan diğer yapımlar gibi doğrudan Marksizm ile ilişki değil. Ancak, aslında varsıl sayılabilecek bir aileden gelen Ernesto’nun, bu yolculuk sayesinde yoksul halkın acılarına ortak olabilmiş ve bu da politik geleceğini şekillendirmiştir. Bu açıdan bakıldığında bir politikadan tamamen kopuk bir yapım olduğu kesinlikle söylenemez.
8. PK (2014) – Rajkumar Hirani IMDb 8,2
Peekay, Dünya’ya sıkışıp kalmış olan bir uzaylıdır. İnsanlarla ve inançlarıyla tanıştıktan sonra yaratıcıyı aramaya koyulur. Bu dünyanın gerçeklerine yabancı olduğu için kimsenin sormadığı sorular sorar. Masum, öğrenmeye aç bir çocuk gibidir sorduğu sorular. Bizim içinde büyüdüğümüz kalıplara çok yabancı olduğu için bu sorulara bulduğu cevaplar da son derece ilginçtir. PK inançları anlamaya çalışırken kimseyi kırmadan, hiçbir inancı hor görmeden salt bir anlamlandırma çabası içerisindedir. Bu serüvende bir çok arkadaşı olur. Ve ilk akla gelenin aksine tanrının varlığını inkar etme çabasında değil, tanrının insanların çizdiği sınırdan daha büyük olduğunun altını çizmektedir. PK, Aamir Khan Filmleri arasında en beğenilenlerden biri olarak yerini almıştır.
9. Bread And Roses / Ekmek ve Güller (2000) IMDb 7.1
Sosyalizme yakınlığıyla bilinen yönetmen Ken Loach, bu yapımında ucuz iş gücü olarak görülen göçmen işçilere odaklanıyor. Göçmen işçilerin yaşadığı sorunların anlatıldığı filme, Meksikalı iki kız kardeşin bireysel öyküleri de başarıyla yedirilmiş. Film en az göçmenlik teması kadar, kadın temasını da içeriyor. Ken Loach’ın işçi sınıfıyla ilgili çokça eseri var ancak bu eser kapitalizmin merkezi olan Amerika’da çektiği ilk film olmasıyla da diğerlerinden ayrılıyor.
10. Det Sjunde Inseglet / Yedinci Mühür (1957) – Ingmar Bergman, IMDB: 8.2
Avrupa’da veba salgını kol gezmektedir. 10 yıl süren Haçlı seferinden ülkesine geri dönen bir şövalye, yolda “Ölüm” ile karşılaşır. Ölüm’ü bir satranç oyununa davet eden şövalye eğer onu yenebilirse yaşamına kaldığı yerden devam edecektir.
Kıyamet tehdidi altında yaşamın anlamını çözmeye çalışan yalnız bir adamın çarpıcı bir portresi olan film, inanç sistemlerinin erozyona uğradığı, nükleer bir kıyametin gündelik tehdit olduğu 1950’lerin dünyasında insanlığın hangi değerlere sarılması gerektiğini sorgular. Bu özelliğiyle yeni bir tür varoluşçu sinemanın da ikonu olmuştur. Film 1957 yılında Cannes’da Jüri Özel Ödülü kazanmıştır.
11. The Thing / Şey (1982) – John Carpenter, IMDb 8.2
Antartika’da araştırma yapan bir grup bilim insanı, bilmedikleri nedenlerden ötürü birkaç çalışma arkadaşlarını kaybeder. Ölümlerin nedeni hakkında hiçbir fikirleri olmadığı gibi sıranın kendilerine gelebileceği riskiyle de korkmaktadırlar. Gerçeği öğrendiklerinde ise oldukça şaşırırlar. Çünkü arkadaşlarını öldüren şey, öldürdüğü kişilerin şekline bürünebilen bir yaratıktır. Artık bu bir araştırmadan ziyade hayatta kalma mücadelesidir.
Bir grup bilim adamı Antartika’da araştırma yapmaktadır. Grup içinden bazı kişiler anlayamadıkları nedenlerden dolayı hayatını kaybeder. Bir süre sonra ölümlerin nedeninin, öldürdüğü kişilerin şekline bürünebilen bir uzaylı olduğunu anlarlar.
12. Freedom Writers / Özgürlük Yazarları 2007 – Richard LaGravenese IMDb 7.5
Sorunlu öğrencilerden oluşan bir sınıf ve kendisini adamış bir öğretmen temasının çeşitli örnekleri mevcut. Bu temanın en başarılı örneklerinden birsi olan Freedom Writers filminin başrolünde Oscar’lı oyuncu Hilary Swank yer alıyor. Öğrencilerine eğitim kavranın okul içine sıkışmaması gerektiğini öğretmek için çabalayan Erin Gruwell, bir yandan da çok başka dünyalardan gelen öğrencileri arasında bir köprü kurmaya çalışmaktadır. Film gerçek bir hayat hikayesinden esinlenmiştir. İdealist öğretmenin filmdeki ismi olan Erin Gruwell, esinlenilen karakterin gerçek ismidir.
13. 12 Angry Men / 12 Kızgın Adam 1957 – Sidney Lumet IMDb 8.9
Bazıları eski siyah beyaz filmlere karşı ön yargılıdır. Sinemada o dönemde özgün olan bir fikrin günümüzde artık bayat olabileceğini düşünürler. 12 Kızgın Adam, işte tam da bu önyargıları kırmak için şahane bir başıt Bir duruşma salonunun jüri odası, cinayet zanlısı bir çocuk ve o çocuğun idamı üzerine karar verecek olan 12 jüri üyesi… Sidney Lurnet’in yönettiği ilk uzun metraj film olan 12 Angry Man, sinema tarihinin önemli kült yapımlarından birisidir.
Cinayet zanlısı çocuk hakkında karar vermek için hakim, Juri üyelerini oylamaya gönderir. Jüri oy birliğiyle “suçlu” hükmü verirse idam cezası alacaktır. Amerikan yasalarına göre bu karar 12 üyenin oy birliğiyle alınmalıdır. Eğer “suçlu” ya da “suçsuz” için on iki tam oy çıkmazsa jüri değiştirilecek ve yeniden oylanacaktır. Sanık aleyhindeki delillerin çokluğu nedeniyle bu oylamaya formalite gözüyle bakılmaktadır. Jüri üyeleri vakit kaybetmeden hükmü verip dağılma eğilimindedir. Fakat oylamada on bir “suçlu” çıkar.
Bir adam (Henri Fonda), bütün delillere rağmen, bir çocuğu idama gönderme oylamasına sadece formalite olarak bakılmasına karşı durur. Suçlu bulunacaksa bile uzun uzun üzerinde tartışılmalı en ince detaylar bile incelenmelidir. Diğer jüri üyeleri, sebepsiz yere süreci uzattığı için ona karşı öfkelenirler. Tek bir oda içerisinde olmasına rağmen temposu yüksek ve son derece sürükleyici bir senaryosu olan bu yapım kesinlikle izlenmesi gereken filmlerden.
14. Eyes Wide Shut / Gözleri Tamamen Kapalı (1999) – Stanley Kubrick IMDb 7.3
İlluminati deşifresi olduğu ile ilgili çokça spekülasyon yapılan Eyes Wide Shut, Stanley Kubrick’in 3 yıl boyunca ince ince işlediği çok özel bir yapım. Filmin son halini Warner Bros. Entertainment’a teslim ettikten 4 gün sonra ölmesi de bu söylentilerin artmasında etkili olmuştur.
Detaylara çılgınlık derecesinde önem veren Kubric, bu filmde sembolizmin adeta dalağını yarmıştır diyebiliriz. Filmin konusuna gelecek olursak:
Doktor Bill Harford, hayat arkadaşının o güne dek gizlediği cinsel arzularını öğrenince, hayatında şüphe, korku ve cinsel keşiflerle dolu yeni bir sayfa açılır. Piyanist bir arkadaşının gözleri bağlı olarak maskeli bir partide müzik yapacağını öğrenince ondan partiye giriş parolasını öğrenir ve partiye uygun bir kostüm edinir. Gittiği parti, partiden ziyade ayin gibi bir toplantıdır. Uzun ve macera dolu bir gece ve ardından yaşananlar anlatılmaktır.
15. La Vita é Bella / Hayat Güzeldir (1999) – Roberto Benigni, IMDb 8,6
Şimdiye kadar yapılmış en iyi filmler arasında çokça Nazi zulmünü anlatan yapım vardır. 1999 yılı İtalyan yapımı olan Hayat Güzeldir de onlardan birisi. Belki Avrupa yapımı bir film olması sebebiyle popülarite olarak aynı dönemi anlatan Schindler’in Listesi, Piyanist gibi filmlerin biraz gerisinde kalmıştır. Güzel bir aile, II Dünya Savaş’ının patlak vermesiyle Nazi işgali altında kalır ve Yahudi oldukları için toplama kampına gönderilirler. Ailenin babası Guido, oğluna esir kampının aslında bir oyun alanı olduğunu ve oyunu kazanırlarsa hediye olarak bir tank alacaklarını söyler. Bir toplama kampı içinde oyun oynadığını zannederek dolaşan bir çocuğun hikayesi…
16. 3 Idiots / 3 Ahmak (2009) – Rajkumar Hirani IMDb 8,4
3 Idiots filminde baş karakterimiz (Aamir Khan) eğitim sistemi hakkında öyle sorular soruyor ki; klasik tarzda okul eğitimine eleştirel yaklaşanların bile ezberleri bozuluyor. Çokça “A evet yaa!” dedirtecek bir film izlemek için kesinlikle öneriyoruz. Ayrıca filmde bolca kahkaha ve dans da var. Bollywood filmlerindeki dans sekanslarını sevmeyenler için, evde izlerken dans sahnelerini en az 5 dakika ileri sarmalarını tavsiye edebiliriz. Zira sırf gerdan kıran Hintli ağabeyleri görmek istemiyorsanız diye böyle bir yapıtı kaçırırsanız üzülürüz. Herkese yalnızca tek bir Hint filmi izleme şansı verseler, izlenmesi gereken film kesinlikle budur.
17. Mephisto (1981) – István Szabó, IMDb 7,9
Film usta Macar yönetmen István Szabó tarafından, Klaus Mann’ın aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış bir başyapıttır. Hikaye ünlü bir tiyatro sanatçısı olan Hendrik Hoefgen’in, yükselen Nazi rejimine karşı hiçbir tepki vermeden, yalnızca kendi kariyerini düşünerek hareket etmesi ile başlıyor. Ancak zaman geçtikçe Nazi’lerin baskıları daha da artacak ve sanat kariyeri ile sanatçı hassasiyetinin arasında kalacaktır.
18. Donnie Darko (2001) – Richard Kelly, IMDb 8.1
Bu filmin adını daha önce gördünüz ve biraz durağan olduğu eleştirilerini dikkate alarak izlememeye karar verdiyseniz bir daha düşünün.
80’lerde geçen bu hikayenin ana kahramanı olan Donnie isimli 16 yaşındaki bir genç, bazı sanrılar gördüğü için tedavi sürecindedir. Bir gece ansızın odasında beliren tavşan kostümlü gizemli bir kişinin peşinden bilinmeze doğru sürüklenmeye başlar. Bu tavşan kostümlü kişi, Donnie Darko’ya 28 gün, 6 saat, 42 dakika, ve 12 saniye sonra dünyanın sonunun geleceğini söyler. Film esasen kader ve başkalarının iyiliği için fedakarlık yapma konuları çevresinde dolaşırken bir yandan da zamanın doğrusal olmadığı bir evren algısı yaratır.
19. Delicatessen / Şarküteri (1991) – Jean-Pierre Jeunet ve Marc Caro, IMDb 7.7
Sinemada gerçeküstücü akımın en önemli örneklerinden birisi olan Delicatessen, Türkçe ismi “Şarküteri” olan bir kara komedidir.
Jean-Pierre Jeunet ve Marc Caro ikilisinin yönettiği film bir apartman dairesinde yaşayan insanların ilginç yaşantılarını konu ediniyor. Apartmanın zemin katında bulunan kasap dükkanının sahibi de yine aynı apartmanda oturmaktadır. Apartmana taşınan işsiz bir palyaço kasapta çırak olarak çalışmaya başlar. Ayrıca kasabın kızına aşık olur. Peki kasaptaki et nereden temin edilmektedir? Sistem insanı yutmadan önce nasıl parçalara ayırır? Hiç gerçekçi olmayan bir gerçeklik deneyimi için kesinlikle önerdiğimiz filmlerden.
20. The Untouchables / Dokunulmazlar (1987) Brian De Palma, IMDb 7.9
ABD’de içki yasağı olan dönemde, içki kaçakçılığıyla büyük bir imparatorluk kuran Al Capone dönemini anlatan filmin başrollerinde Sean Connary, Robert De Niro, Kevin Costner gibi büyük oyuncular var.
Al Capone’nun büyük suç örgütüyle mücadele etmek için kurulan özel birliğin başındaki Eliot Ness, hayatı pahasına da bu örgütü parçalamaya kararlıdır. Ancak Al Capone’un eli emniyet güçlerine kadar uzanmış, birçok polisi rüşvet ya da korkuyla kendisine bağlamıştır. Bu yüzden yapılan bütün operasyonlar başarısız olmaktadır. Bunun üzerine ekibi ihanet etmeyeceklerinden emin oldukları 4 kişi ile sınırlarlar…
21. Seven Samurai / Yedi Samuray (1954) – Akira Kurosawa, IMDb 8.7
Yine eski filmlere karşı ön yargısı olanların, bu kanılarını kırabilecekleri muhteşem bir film.. Gelmiş geçmiş en yetenekli yönetenlerinden birisi olarak gösterilen Akira Kurosawa’nın elinden çıkmış bir başyapıt olan Yedi Samuray (Seven Samurai) filmi, sinema tarihinin en önemli kültlerinden birisidir. 1954 yapımı bir Japon filmi olarak bütün dünyada hala izleyenleri etkilemeyi başaran bu film, sinemanın evrenselliğinin en önemli kanıtlarından birisidir. Hasat döneminde haydutlar tarafından her şeyleri alınacak olan köylüler, bunun önüne geçmek için samuray kiralamaya karar verirler ancak onlara ödeme yapmak için ellerinde pirinçten başka bir şey yoktur. Bu kadar düşük bir ücretle kocaman bir haydut ordusuyla mücadele etmek için samurayları ikna etmekten başka şansları yoktur.
22. Edward Scissorhands / Makas Eller (1990) IMDb 8.0
Edward Makaseller’i (Johhny Depp) yaratan mucit, henüz eserini tamamlayamadan hayatını yitirdiği için Edward makaslardan oluşan elleriyle kalmıştır. İnsanlardan uzak bir yaşam sürmek zorunda kalan Edward, Peg Boggs’un onu evine götürmesiyle birlikte insanlarla sosyalleşmeye başlayacaklardır. Evin kızı Kim ile aralarındaki duygusal ilişki zamanla ironik ve umutsuz bir Frankenstein hikayesine dönüşür.
23. L.A. Confidential / Los Angeles Sırları (1997) IMDb 8.3
1950’lerde Los Angeles’in yeraltı dünyasının lideri Mickey Cohen’in hapse girmesiyle birlikte b,r güç savaşı başlar. Liderlik için mafya arasında başlayan savaş, hapisteki Mickey Cohen’in bütün adamlarının gece baskınlarıyla infaz edilmesi sonucunu doğurur. Öldürülenler arasında Cohen’e çalışan polis memurlarının da olduğu ortaya çıkınca L.A. polis departmanın bir numaralı gündemi bu konu olur. Birbirinden oldukça uzak karakterleri olan 3 polis ise bu olayları bireysel olarak farklı nedenlerden dolayı çözmek istemektedirler.
En Güncel Bilgiler ve En Eğlenceli Paylaşımlar İçin Sayfamızı Takip Edin