1905 yılında film sektörüne giriş yapan İtalyan Sineması, zaman içerisinde ortaya sunduğu eserler ile sinema tarihinin en nadide filmlerini izlememize olanak sundu. Totaliter rejime karşı duran yönetmenleriyle birlikte, siyasi film algısı açısından her zaman en başta hatırladığımız yönetmenler de bu şekilde zihnimize kazındı.
1960’larda modern sinema akımının en büyük öncüleri olan Federico Fellini, Luchino Visconti ve Michelangelo Antonioni hayatımıza girdi. Seneler geçtikçe, Ferzan Özpetek, Gabriele Muccino ve Paolo Sorrentino, yeni akımlarla karşımıza çıktı. Marksist Visconti, ahlak tabularını yıkan Pasolini ve din olgularına kara mizah ile yaklaşabilen Fellini…
Yaklaşık 100 seneden fazla olan tarihi ile sinema sektöründeki en başarılı sinemalardan biri olan İtalyan Sineması’nın 7 filmine değinmemiz gerekirse;
1. Nuovo Cinema Paradiso
Film, ana karakter olan Alfredo ve küçük bir çocuğun hikayesini anlatıyor. Sinema sevgisini en saf haliyle karşımıza çıktığı bu film, oyunculuk konusunda ise ders verir nitelikte. Bu film bizi, eski sinemalara olan hasretimize, nostaljimize geri götürüyor. Sinema sever herkesin mutlaka izlemesi gereken, sıcacık bir film Cinema Paradiso, yani Cennet Sineması…
2. La Dolce Vita
Büyük sinema ustası Federico Fellini’nin en popüler filmidir La Dolce Vita. Bir dönem gazeteci olan Fellini, kendi tecrübelerinden yola çıkarak bu başyapıtı ortaya koyuyor. Modern insan toplumunun gösterişe olan merak ve tutkusunu en sert şekilde gösteren ki bunu eleştirmeye dair herhangi bir şey yapmadan seyirciye hissettirebilen en nadide, en eleştirel filmlerden biridir La Dolce Vita…
3. Ladri Di Biciclette
İtalyan Yeni Gerçeklik Akımı’nın hatta tüm dünya filmlerinin en bilinen filmidir, Bisiklet Hırsızları… Vittorio De Sica’nın bu başyapıtı, savaş sonrasındaki derbederliği ve insanların yaşadıklarını konu alıyor, bir insanın ne şekilde kötülük yapmaya zorlandığını en net şekilde izleyicisine sunuyor. Kapitalist sistem eleştirisi açısından tüm zamanların belki de en başarılı filmlerinden olan Bisiklet Hırsızları, çoğu Yeni Gerçeklik Akımı’nda olduğu gibi daha amatör oyunculardan oluşuyor. Bu ise filmi daha gerçekçi ve size daha dokunan bir yere sahip kılıyor. Filmin ana karakterleri ise öncesinde ise başka hiçbir filmde yer almıyor.
4. Umberto D.
Umberto D. savaş sonrasındaki süreci ve adaletsizliği en çıplak şekilde seyirciye sunan bir film. Neredeyse tamamı amatör oyunculardan oluşan bu film, döneminin de dışında tüm zamanların en başarılı filmlerinden birisi. Herkesi sorgulamalara itmekle beraber bazen umut veren bazen de umutsuzluğa sokan bu başyapıt, İtalyan Sineması’nın bir diğer önemli filmlerinden birisi.
5. L’Avventura
Michelangelo Antonioni’nin iletişimsizlik üçlemesinin ilk filmidir. İnsanların, iletişimsizliklerine, yalnızlıklarına ve korkularına değinen bu film, herkesin kendi içine dönüp bir bakmasını sağlıyor. İçerik açısından bir roman okuyor gibi hissederken bir yandan da oyunculukların gerçekçiliğiyle bir tiyatro izliyormuşsunuz hissine kapılırsınız…
6. La Battaglia Di Algeri
Bir belgesel tadında olan bu film, bir şehrin direnişinin beyaz perdeye yansımasıdır. İki kent arasındaki yaşamı tamamen yorumsuz ve objektif bir şekilde seyirciye aktaran Gillo Pontecorvo’nun teknikleri ile insanı büyülüyor. Fransız sömürgesi altında olan Cezayir’i konu alan filmin, Fransa tarafınca 1990’lı yıllara kadar yasaklatıldığını da eklememiz gerekir.
7. Accattone
Pasolini’nın alt sınıfın, işsizlik, parasızlık ve hayat standartlarını beyaz perdeye yansıttığı bu film, marksist ve feminist eleştirilerin son derece açık bir şekilde görüldüğü bir filmdir. Yine amatör oyuncular ile çekilen bu film, toplumsal sorunlara tekrar bakmamızı sağlıyor.