Italo Svevo, modern İtalyan edebiyatının en büyük ustalarından birisi olarak kabul edildi. Edebi yönü kadar iyi bir insan analizcisi de olan Svevo, romanlarında psikanaliz olgusuna sıkça yer verdi ve çok başarılı tespitler yaptı.
Bu romanlardan en çok ses getireni “Zeno’nun Bilinci” oldu. Aslında kitapta bize aktarılanlar, Svevo’nun hayatına bir kapının anahtar deliğinden bakma fırsatını sunuyordu. Zeno hastalık hastası, evhamlı, zaman zaman hileci, aylak, kararsız bir burjuvadır. Hepsinden de önce insan davranışlarını keskin bir zekâyla yorumlayan tuhaf, obsesif bir adamdır.
Sizleri Zeno’nun yani Svevo’nun bilinciyle baş başa bırakalım…
1. “Pek hoşumuza gitmeyen bir şeyler de yapmak pahasına, istediğimizi yapabilmek gerçek özgürlüktür aslında. Tutsaklık ise sevilen şeylerden el çekmektir: Hercules değil, Tantalos’un durumudur”
2. “Gel gör ki, ne kadar çok düşünürsem o denli değişik buluyordum yaşamı. Hem de garip yaratılmış olduğunu görmek için öyle dışından falan gelmek de gerekmiyordu ki!”
“Biz insanların yaşamdan neler neler umduğumuzu anımsamak yeterdi, insanın yaşamın içine yanlışlıkla salıverildiği, aslında yerinin orası olmadığı sonucu kendiliğinden ortaya çıkıyordu.”
3. “Ne tuhaf, söylenmiş sözleri, dile getirilmemiş duygulardan daha iyi anımsıyor insan”
4. “Yaşam biraz hastalığa benziyor benzemesine, nöbetleri, ayılmaları, kendine göre bir seyri var, bir günlük iyileşmeleri, kötüleşmeleri var. Öteki hastalıklardan ayrı olarak, her zaman ölümcül. Tedavisi yok”
5. “Yalancıların dikkat etmeleri gereken bir nokta vardır; söylediklerine inandırmak istiyorlarsa mutlaka yalnızca gerekli olduğu kadar yalan söylemelidirler”
6. “Aslında Carla unutulmaz bir sevgiliydi ama iyi bir anne olamazdı, çünkü iyi bir evlat değildi”
7. “Bazen kadınların kendileri bile ne istediklerini tam olarak bilemezlerken, bunu biz erkeklerin çözmesi ise hayli güçtü”
8. “En yoğun yaşam en ilkel sestir, denizin dalgalarının sesi, dalga oluştuğu andan ölüp gidene değin her an değişir!”
9. “Vallahi, yaşam ne çirkindir, ne güzel, depdeğişik bir şeydir işte!”
10. “İnsan evlense de, bekâr da kalsa sonunda pişman olacaktır”
11. “İnsan ihtiyarladı mı, yaşama da, getirdiği her şeye de gülümseyip geçiyor. Hatta diyebilirim ki, bir süredir bol bol sigara içiyorum ve… bu son olsun diye niyetlenmiyorum”
12. “Bu yüzden, sanıyorum ki, pişmanlık yaptığımız bir kötülükten değil, kendimizi suça eğilimli bulmamızdan kaynaklanır. Bedenin üst yanı eğilip öteki yanına bakar, yakışıksız bulur onu, iğrenir. İşte pişmanlık diye buna derler”
13. “Yoksa ben sigaraya kendi yeteneksizliğimin ayıbını yüklemek için mi öylesine tutkundum? Acaba sigara alışkanlığımdan vazgeçsem o umduğum güçlü adam olur muydum?”
“Belki beni tiryakiliğime zincirleyen de o kuşku olmuştur, çünkü insanın kendisini gizli kalmış bir büyük adam sanması rahat bir yaşama biçimidir.”