Ticari başarıdan çok sanatsal kaygı taşıdığından İsveç sineması yeri geldi mi hiç bir halt anlamadığımız ama yeri geldi mi de ağzımız 5 karış açık hayran hayran izlediğimiz görsel şölenler sunar. Oyuncuları olsun yönetmenleri olsun vakti zamanının sinema ekollerini yönlendirmişlikleri vardır. İsveç dediğin hap kadar ülke ama gel gör ki ne oyuncular ne yönetmenler ne bilimadamları kazandırmıştır canım dünyamıza. Vallahi insan hayret ediyor. Bknz. bu güzide yönetmenlerden bir kaçını sizler için bir liste altında toplayalım dedik ;
1. Ruben Östlund
Kendilerini bu sene bir çoğumuz Filmekimi’nin Force Majeure’u bizim Turist diye yerelleştirdiğmiz filmden hatırlıyoruzdur. 41 yaşındaki yönetmenimiz bu yaşına kadar 11 filmin yönetmenliğini yapmıştır. Kimileri Haneke ile aralarında çok benzer özellikler gördüğü gibi kimileri de “bırak allasen Haneke nere, Ruben nere” der konuyu kapatır. Filmlerinde belki de çok çok çok gizli, farkedilmesi güç bir mizah kullanır. Benzerlik konusunu sizin takdirinize bırakıyoruz ve izlemediyseniz en kısa zamanda Turist’i, onla da yetinmeyip ardından Play filmini izlemenizi öneriyoruz. Turist yönetmenin ülkemizde gösterilen ilk ve tek filmi ne yazık ki.
2. Mai Zetterling
Kariyerine gençlik yıllarında sovyet savaş dönemi filmleriyle başlayıp sonrasında Bergman’ın Çılgınlık filmindeki rolüyle kendini farkettirmiştir. 1960’lara bir çok filmde boy gösterdikten sonra yönetmen koltuğuna terfi etmiş, 63’de bir kısa filmle kariyerine başlamıştır. Bergman’dan fazlaca etkilendiğini de söylesek yalan söylemiş olmayız. Politik belgeseller ve kısa filmlerle kariyerine devam etmiş, 68 yaşında kanserden vefat etmiştir. Tabi ki dönemin güzelleri arasında yer aldığından karışık bir aşk hayatı da vardır.
3. Ingmar Bergman
İsveç sineması denince herkesin aklına gelen ilk, belki de tek isimdir Bergman. 2005 yılında Times dergisi tarafından dünyanın yaşayan en büyük yönetmeni olarak adlandırılmıştır. 9 defa Oscar’a aday olmuş, 3 defa eserleriyle En İyi Yabancı Film Akademi Ödülü’nü kazanmıştır. Filmlerinde her zaman kadınların tarafında bir duruş sergilemiş ve gerçek dünyadan uzak, melankolik bir anlatım kullanmıştır. Bir fimini övsek diğerine haksızlık etmiş oluruz. Ama en bilindiklerinden Persona ve Yaban Çilekleri’ni izlememişseniz ayıp etmişsiniz.
4. Roy Anderson
Kardeşi Benny Andersson Abba’nın piyanistiydi ve birbirlerinin yeteneklerinden faydalanmayı akıl etmişlerdi. Roy’un filmlerinin soundtracklerini Benny , Abba’nın klip çekimlerini ise Roy hallediyordu. İlk filmi Swedish Love Story ile Berlin Film Festivali’nden 4 ödül toplayıp kariyerine şatafatlı bir giriş yapmıştır. Buz gibi bir memleket olan İsveç’e farklı bir bakışla filmlerinde içimizi ısıtmıştır. İnsanları Seyreden Güvercin, İkinici Kattan Şarkılar, Siz, Yaşayanlar bizim favorlerimiz.
5. Malik Bendjelloul
Bir Şarkının Peşinde filmiyle tanıdığımız Malik üzücü bir şekilde 36 yaşında intihar etmiştir. Bir Şarkının Peşinde yönetmenliğini yaptığı tek belgesel filmdir, öncesinde kendisini belgesel yapımcısı olarak bilirdik. İçinde bulunduğu depresyonu atlatabilseydi de daha bir çok güzel yapıma imza atabilseydi keşke.
6. Vilgot Sjöman
Filmleri genelde sosyal sınıf kavramı, en büyük tabulardan biri olan seks ve ahlak konularını biraz da Bergman’dan esinlenmiş bir tarzda işler. Adını duyurduğu I Am Curious ikilemesi İsveç sinemasının nadide örneklerindendir.
7. Jan Troell
Her karesi ayrı bir fotoğraf şaheseri olan filmlerinin tarzını fazla gerçekçi olarak adlandırabiliriz. 1971’de The Emigrants ile adını duyurmuş sonrasında da kimse tutamamış kendisini. Öyle ki şuan 81 yaşında olmasına rağmen hala film çalışmalarına devam ediyormuş, eski toprak işte. Mutlaka izleyin diyebileceğimiz filmi ise 2008’de çekilmiş Ölümsüz Anlar adlı bir dönem filmi.
8. Lukas Moodysson
Cinsel devrim, tabular, özgürleşme gibi konuları kendine has tarzıyla çeken sinefillerin gözdelerindendir yönetmenimiz. Filmleri başarılı oyuncu seçimleri bir yana, her zaman harika soundtrackleri de barındırır. Kendisine Bergman’ın halefi diyenler bile mevcut. Mamut filminde de Gael Garcia Bernal’e yer vermesiyle de ayrıca bir sempatimizi kazanmıştır. We Are The Best, Yüreğimde Bir Delik ve Daima Lilya yönetmenin bizce en müthiş üçlüsü.
9. Tomas Alfredson
İskandinav melankolisini farklı bir şekilde ele alıp vampir ve casus filmlerine katarak değişik bir bakış açısı ile bizlere sunar Tomas Alfredson. 2008’de Gir Kanıma adlı vampir filmiyle dünya çapında adını duyurmuş ve bir çok ödül kazanmıştır.
10. Bo Widerberg
İsveç sinemasının önemli isimlerindendir Bo Widerberg, çağdaş yaklaşımıyla İsveç sinemasına yeni bir tarz getirmiştir. Bergman ve tarzından da pek haz etmezmiş kendileri. Kvarteret Korpen ve Adalen 31 başyapıltarındandır ancak ne yazık ki filmlerinin hiç biri ülkemizde gösterime girmemiştir. Hell yeah torrent!