Çocukların sağlıktan beslenmeye, eğitimden korunma ve barınmaya kadar tüm hakları Çocuk Hakları Sözleşmesi‘yle koruma altında. Ancak ne yazık ki hem ülkemizde hem de dünyada bazı çocuklar tüm bu haklarından mahrum bırakılıyor. Özellikle Türkiye’deki geçim sıkıntısı çocukların yaşamlarına bile mal olabiliyor. Hatırlayacağınız gibi geçtiğimiz haftalarda İstanbul Bakırköy’de bir baba geçim sıkıntısı nedeniyle intihar etmiş eşi ve çocuğunu da beraberinde sürüklemişti. Aynı şekilde Antalya’da da bir aile iki çocuğu ile birlikte intihar etmişti. Peki Çocuk Hakları Sözleşmesi olmasına rağmen niçin bu sözleşme günümüzde gereken değeri görmüyor? Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne rağmen neden bazı çocuklar sokaklarda yaşıyor, çocuk işçiler hala çalıştırılıyor, hatta çocuklar öldürülüyor. İşte son birkaç yılın istatistikleriyle Türkiye’de çocuk olmak…
20 Kasım 1989 yılında imzalanan çocuk hakları sözleşmesine göre her çocuğun yaşama, barınma, beslenme ve eğitim hakkı bulunuyor
Devlet ise çocukların haklarını korumak ve imkanı olmayan çocuklara bu hakları temin etmek ile yükümlü. Bunun yanı sıra biz yetişkinlerin de bu hakları göz önünde bulundurması gerekiyor.
Ancak ne yazık ki Türkiye’de de dünyada da çocuk hakları sözleşmesinin gereklilikleri tam olarak yerine getirilmiyor
Çocuklar işçi olarak çalıştırılıyor, öldürülüyor, sokakta yaşamak zorunda bırakılıyorlar. 2018 yılında yayımlanan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre çocukların iş gücüne katılma oranı 21.1 oldu
2017’de ise çocukların iş gücüne katılma oranı yüzde 20.3’tü.
2018 yılında 0-14 yaş grubundaki çocukların “birinin bakımına muhtaç olma oranı” yüzde 34.5 olarak belirlendi
Öte yandan herhangi bir ülkede 15-64 yaş grubundaki çalışma çağındaki her 100 kişinin, bakmakla yükümlü olduğu 0-14 ile 65 ve üzeri yaş grubundaki kişi sayısı olarak tanımlanan toplam yaş bağımlılık oranı, ADNKS sonuçlarına göre; 2018 yılında yüzde 47.4 oldu.
Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk bağımlılık oranının 2023 yılında yüzde 33.5, 2050 yılında yüzde 28.7 ve 2080 yılında yüzde 26.7’ye gerileyeceği öngörülüyor.
Milli eğitim istatistiklerine göre ise çocukların okula katılımı 2017 – 2018 öğretim yılında yüzde 91.5 oldu
Cinsiyet bazında okullaşma oranına bakıldığında ise cinsiyetler arasında önemli bir farklılığın olmadığı görüldü. Ancak yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; eğitim masrafları ailelerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri. Eğitim masraflarında sorun görenlerin oranı 2018 yılında devlet okullarında yüzde 44.2 iken özel okullarda yüzde 60.4 oldu.
Türkiye’de en büyük problemlerden biri ise çocuk evlilikleri. İstatistiklere göre 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının evlendirilme oranı yüzde 3.8’e düştü
2014 yılında ise bu oran yüzde 5.8’di. Öte yandan bu istatistiklere il bazlı bakıldığında; 2018 yılında Ağrı ili yüzde 14.8 ile kız çocuk evlenmelerinde en üst sırada yer aldı. Ağrı’yı, yüzde 14.1 ile Muş ve yüzde 12.5 ile Bitlis izledi. Kız çocuk evlenmelerinin toplam evlenmeler içindeki oranının en düşük olduğu iller ise yüzde 0.7 ile Bolu, yüzde 0.9 ile Trabzon ve Artvin.
Bunun yanı sıra Türkiye’de çocuk ölümleri ve cinayetleri de gündem olan konulardan biri. 2017 istatistiklerine göre, bu ölümlerin çoğu dışsal yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle gerçekleşti
Bu nedenlerle hayatını kaybeden, 1-17 yaş grubundaki çocuk ölüm sayısı 2016’da 2 bin 270 iken 2017’de bin 846’ya düştü. Sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları ise 1-17 yaş grubundaki çocuklarda ikinci en yüksek ölüm nedeni oldu. Bu yaş grubunda, 2016’da bin 85 çocuk, 2017’de ise 992 çocuk sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti.
Dünyamızın geleceği olan çocuklara karşı işlenen en büyük suç belki de fiziksel ve psikolojik şiddet. Maalesef dünyada bu oran oldukça fazla
Dünyada 2-4 yaş aralığındaki çocukların dörtte üçü yani 300 milyon çocuk evlerinde kendilerine bakan kişilerin psikolojik ya da fiziksel saldırısına maruz kalıyor. Öte yandan 30 ülkede yapılan araştırmaya göre 1 yaşındaki her 10 çocuktan 6’sı “disiplin” adı altında şiddete uğruyor. Bu 10 çocuktan biri ise yüzüne, başına ya da kulaklarına darbe alıyor. Çocukların psikolojilerini ve gelişimlerini etkileyen şiddet eylemleri, onların ileride şiddet davranışlarını topluma karşı sergilemesine ya da psikolojik problemler yaşamalarına neden oluyor. Araştırmalara göre toplumun düzenini bozan suçluların neredeyse yarısı geçmişinde bu tip travmalara maruz kalmış durumda.
Çocuklara yönelik yaşanan cinsel istismar vakalarının rakamları da maalesef ürkütücü boyutta. İstatistiklere göre;
Dünyada 1-19 yaş aralığındaki yaklaşık 15 milyon ergen kız çocuk yaşamlarının bir noktasında cinsel ilişkiye ya da başka cinsel eylemlere zorlanıyor. Bu çocuklardan ise yalnızca yüzde 1’i durumu anlatıp profesyonel destek alabiliyor. Çoğu çocuk yaşamlarındaki bu kötü anı konuşmak istemiyor, utanıyor. Üstelik 28 ülkeden elde edilen veriler sonucunda cinsel ilişkiye zorlanan çocukların yüzde 90’ı failini tanıyor.
Biz de Listelist olarak, Çocuk Hakları Günü’nde aslında çoğu hakkı elinden alınmış çocuklara dikkat çekmek istedik. Tüm çocukların hep gülmesi, şiddet ve taciz olaylarının son bulmasını umut ediyoruz.