İstanbul, kültürel ve mimari açıdan dünyanın en zengin şehirlerinden biri. Hal böyle olunca İstanbul’da gezilecek tarihi yerler de modern binalar da şehrin sembolleri haline gelmiş durumda. İstanbul’un simge yapıları ise sadece muhteşem mimarileriyle değil, aynı zamanda sahip oldukları hikayelerle ve şehir hayatına kattıkları anlamlarla da ön plana çıkıyor. İşte İstanbul’un 15 simgesel yapısı ve bilinmeyen hikayeleri…
1. Ayasofya Camii
Çeşitli sebeplerle yıkılan ve üç kez aynı yere inşa edilen Ayasofya, ilk olarak I. Konstantin döneminde inşa edilmiştir. İlk açılışı ise 360 yılında II. Konstantin döneminde gerçekleşmiştir. İkinci Ayasofya ise 415 yılında İmparator II. Theodosius tarafından inşa edildi, ancak 532 yılında Nika Ayaklanması’nda isyancılar tarafından yakılarak yıkıldı. Fatih Sultan Mehmet döneminde ise camiye dönüştürülen ve Mimar Sinan tarafından sağlamlaştırılan Ayasofya, günümüzde de camii olarak varlığını sürdürüyor.
Ayasofya, görkemli kubbesi ve akustik tasarımıyla da dikkat çekiyor. Bizans döneminde yapılan bu yapı, büyük toplulukların dualarınının yankılanması için özel bir mühendislik harikası ile tasarlanmış. Bugün de bu akustik tasarım, içeride duyulan en küçük sesi bile yankıya dönüştürür.
2. Galata Kulesi
Galata Kulesi, tarihi boyunca İstanbul’un simge yapıları arasında yer almıştır. Kule hem yerli halk hem de turistler arasında aşıkların buluşma noktası olarak bilinir. Bir inanca göre, kuleye çıkan çiftlerin evleneceği düşünülür. Bu sebeple Galata Kulesi, aşk ve romantizmle de ilişkilendirilir.
İstanbul’un simge yapıları listesindeki Galata Kulesi, şehre derin izler bırakmıştır. Ziyaretçilerine muhteşem manzaralar sunarak onlara unutulmaz anlar yaşatır. Aynı zamanda kentin modern yaşamının içinde köklü bir geçmişi temsil eder ve ziyaretçilere tarihin derinliklerinde bir yolculuk yapma fırsatı verir.
3. Topkapı Sarayı
Topkapı Sarayı, 1460-1478 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilmişti. İstanbul Yarımadası’nda saray, 700 bin metrekarelik bir alana yayılmış ve yaklaşık olarak dört yüzyıl boyunca imparatorluğun hem yönetim merkezi hem de eğitim ve sanat alanı olarak kullanılmıştır.
Topkapı Sarayı, hizmet ve koruma alanı, idari merkez, eğitim bölümü ve padişahların özel yaşam alanını oluşturan dört farklı bölüme sahip. Sarayın yapıları arasında dört avlu ve çevresindeki mimari yapılar yer alıyor.
Sarayın içinde Aya İrini Kilisesi, Darphane, Fırın, Hastane gibi yapılar ilk avluda bulunuyor. İkinci avlu olan Adalet Meydanı ise çeşitli törenlere ev sahipliği yapmıştır. Üçüncü avluda ise Enderûn Avlusu adıyla bilinen büyüklü küçüklü odalar ve diğer yapılar bulunmaktadır. Son olarak dördüncü avluda padişaha ait köşkler ve asma bahçeleri yer almaktadır.
4. Kız Kulesi
Kız Kulesi’nin gerçekten prensese mi yapıldığına dair bilinen efsanenin aksine, yapının aslında stratejik bir gözetleme kulesi olarak kullanıldığı tarihi belgeler ile kanıtlanmıştır. M.Ö. 410 yılına kadar uzanan tarihi geçmişiyle Kız Kulesi, Karadeniz’den gelen gemileri denetlemek ve vergi toplamak amacıyla inşa edilmiştir. Fatih Sultan Mehmet ise İstanbul’un fethinden sonra Kız Kulesi’nden top atışını bayramlarda ve padişahların tahta çıktığı zamanlarda gelenek haline getirmiştir. 1600’lerin ortasından 1700’lerin ortasına kadar kule deniz feneri olarak hizmet vermiştir. Tarihler boyunca farklı amaçlarla da kullanıldıktan sonra 2003 yılında restoran ve tarihi yapı olarak ziyaretçilerini ağırlamaya başlamıştır.
5. Balat renkli evler
Balat, tarihi boyunca Rum, Ermeni ve Yahudi topluluklarına ev sahipliği yapan, çok kültürlü yapısıyla öne çıkan bir semt. Balat’ı ikonik kılan detay ise cumbalı ve rengarenk tarihi evleridir.
Balat renkli evler, geçmişin izlerini taşıyan ancak hala sağlam bir şekilde ayakta duran yapılar arasındadır. Her bir ev, farklı renklere boyanmış olup, kendine özgü bir karaktere sahiptir. Fotoğrafçılar ve gezginler için popüler bir cazibe merkezi olan Balat renkli evler, İstanbul’un simgesel yapıları arasındadır.
6. Haydarpaşa Garı
Haydarpaşa Garı, İstanbul’un simge yapıları listesinde öne çıkıyor. Gar mimari planlamada yapılan hatalar nedeniyle, denize eğimli bir şekilde inşa edilmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında çıkan büyük yangın ve hasar da garın tarihi etkisini artırmıştır. Bu görkemli bina, 1870’lerden beri gar olarak kullanılmıştır. Haydar Paşa’dan adını alan gar, neo-klasik tarzda inşa edilmiş ve 19 Mayıs 1908’de tamamlanmıştır. 5 katlı olan Haydarpaşa Garı, Osmanlı döneminde yük ve yolcu istasyonu olarak hizmet vermiştir. 2010 yılında çıkan bir yangın sonucu garın çatısı zarar gördü ve yenileme çalışmaları halen daha devam etmektedir.
7. Dolmabahçe Sarayı
Dolmabahçe Sarayı, deniz ve kara tarafından görülebilen bir yapıdır ve İstanbul’un simgesel yapıları arasında yer alır. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethederken gemilerini karaya çıkardığı yer olarak da bilinen Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı döneminde denizcilik törenleri için kullanılmıştır. 17. yüzyıldan itibaren de Dolmabahçe adıyla padişahların hasbahçesi olarak hizmet verdi. 19. yüzyıla kadar ise Beşiktaş Sahil Sarayı olarak anılan ahşap köşkler burada inşa edildi.
Sultan Abdülmecit tarafından Dolmabahçe Sarayı’nın yapımına 13 Haziran 1843’te başlandı ve 7 Haziran 1856’da inşaat tamamlandı. Sarayda altı padişah ve son Halife Abdülmecid’in yaşadığı biliniyor. Mustafa Kemal Atatürk de Cumhuriyet döneminde belirli tarihlerde sarayda kaldı ve devlet çalışmalarını buradan yürütmüştür.
285 odası, 44 salonu, 68 tuvaleti ve 6 hamamı ile Türkiye’deki en büyük sarayı olan Dolmabahçe, Osmanlı’nın önemli bir dönemine ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına tanıklık etti.
8. İstanbul Modern Sanat Müzesi
İstanbul Modern Sanat Müzesi, Renzo Piano’nun İstanbul siluetine modern bir dokunuş yaparak mimari ile sanatın buluştuğu eşsiz bir noktadır. Müze, İstanbul’un çağdaş sanatını büyük ölçüde dönüştürmüş ve şehirdeki kültürel etkinliklere yepyeni bir soluk getirmiştir. Yenilenen binasıyla müzenin, ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunması ve sanatseverleri etkileyici sergilere davet etmesi de bu dönüşümün önemli bir parçası olmuştur.
9. Beyazıt Kulesi
İstanbul’un tarihi sembollerinden biri olan Beyazıt Kulesi, Osmanlı döneminde yangınları tespit etmek amacıyla inşa edilmiştir. Günümüzde ise bu kule hava durumunu takip etmek için renkli ışıklarla donatılmıştır. Gece mavisi, kırmızı ve sarı ışıklar ile donatılan kule, şehirdeki günlük hayatı yönlendirmekte de önemli bir role sahip.
10. Atatürk Kültür Merkezi (AKM)
Atatürk Kültür Merkezi (AKM), İstanbul’un kültür-sanat hayatında önemli bir yere sahiptir. 1969’daki açılışından günümüze kadar AKM, politik ve kültürel dönüşümler yaşamıştır. 2008 yılında kapatılan merkez, yeniden inşa edilme sürecinde yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. Günümüzde ise hala İstanbul’un kültür-sanat hayatındaki etkisi devam etmekte olup, birçok önemli etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.
11. Çırağan Sarayı
Çırağan Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Avrupa’dan gelen konuklar için özel olarak tasarlanmış kumarhane odalarıyla biliniyor. Bu yapı, tarihi boyunca birçok önemli olaya da ev sahipliği yapmıştır.
İstanbul’da çıkan yangın felaketi sonrasında uzun yıllar harabe kalan Çırağan Sarayı, restorasyon çalışmalarının ardından lüks bir otele dönüştürülmüştür. Restorasyon sürecinde, sarayın orijinal mimarisine ve detaylarının bozulmamasına dikkat edilerek tarihi dokusu korunmuştur. Günümüzde ise otel, düğünler ve etkinlikler için tercih edilen en prestijli mekanlardan biri haline gelmiştir.
Sarayın bahçeleri ve boğaza hakim konumu, düğünler veya özel etkinlikler için ideal bir ortam sunuyor. Aynı zamanda, sarayın iç mekanları da lüks ve ihtişamlı dekorasyonuyla misafirlerini büyülemektedir.
12. Rumeli Hisarı
Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’un fethi için Rumeli Hisarı’nı sadece 4 aydan kısa bir sürede inşa ettirmesi tarihe geçen bir başarıdır. Rumeli Hisarında yer alan yazıtların farklı dillerde olması, o dönemdeki kültürel zenginliği de yansıtıyor. Günümüzde ise Rumeli Hisarı, konser ve etkinlikler için kullanılan popüler bir tarihi mekandır.
13. Yerebatan Sarnıcı
Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından inşa edilen Yerebatan Sarayı, Bazilika Sarnıcı olarak da biliniyor ve 1000 m² alana sahip. 336 sütunun bulunduğu sarnıç, şehrin en büyük kapalı su deposudur ve 80 bin ton su depolama kapasitesine sahiptir.
Yerebatan Sarnıcı, yüzyıllar boyunca şehrin su ihtiyacını karşılamıştır. Sarnıcın sembolik yapılarından Medusa başlı kabartmalı bloklar ise 1985-1987 yılları arasında keşfedilmiştir. Efsanelere göre Medusa başları Zeus’un oğlu Perseus ile Athena ve Medusa arasındaki kıskançlık hikayesine konu olmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülen Yerebatan Sarnıcı, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
14. Büyük Mecidiye Camii (Ortaköy Camii)
Osmanlı’nın barok mimariye yaptığı en önemli katkılardan biri olarak kabul edilen Büyük Mecidiye Camii, kartpostallardan çıkmış gibi bir görünüme sahip. Boğaz’ın kıyısında, suyun üzerinde konumlanan camii günümüzde hem tarihi hem de estetik açıdan büyük bir öneme sahiptir.
15. Kapalıçarşı
İstanbul’un simge yapıları arasında bulunan Kapalıçarşı, 110 bin 868 m²’lik bir alana yayılan, 45 bin m² kapalı alanı olan ve 65 sokak üzerinde 3.600 dükkân ile 14 hanı bulunan bir handır. Çarşının tam 11 kapısı var: Beyazıt, Çarşıkapı, Çuhacıhan, Kuyumcular, Mahmutpaşa, Nuruosmaniye, Örücüler, Sepetçihan, Takkeciler, Tavukpazarı ve Zenneciler. Aktardan kuyumcuya, dericilerden kumaşçılara kadar hemen hemen her şeyi bulabileceğiniz bu çarşıda tarihi Türk el sanatlarından restoran ve kafelere kadar birçok dükkan mevcut.
İlginizi çekebilir: