İstanbul’da yaşamak bir ayrıcalık mıdır dert mi bilinmez; tek bildiğimiz kesinlikle insanı kendisine bağımlı yaptığı. Bu şehire gelip bir kez havasını soluduktan sonra, bırakıp gitmeniz imkansız. Yaşarken sürekli şikayet ederek geçer zaman ve bunalmak için çok da haklı sebepleriniz vardır. Bu şehir, içinde bir sürü dert barındırır. Denizine, vapuruna, martısına aşık olmasaydınız bir an bile düşünmeden çekip giderdiniz, biliyoruz. Ama olmuyor işte. Nereye giderseniz gidin; gittiğiniz yeri ne kadar çok beğenirseniz beğenin; İstanbul’a geri döneceğiniz gün kadar mutlu edemez hiçbiri sizi.
Ne söylesek eksik kalacak ama İstanbul’da yaşayanlar olarak, hislerimizde yalnız olmadığımızı biliyoruz. İşte aynılarını hissettiğinizden yüzde yüz emin olduğumuz bazı ortak hislerimiz.
1. Emekli olup Kaş’a yerleşmek istemek
Olacak olacak, dert etmeyin.
2. Kalabalıktan şikayet etmek ama yine de başka şehirlerde 3 günden sonra sıkılmak
Evet çok kalabalık, evet nefret ediyoruz hepimiz bu kaostan. Ama en güzel şehirler bile çok sıkıcı değil mi?
3. İnsanını beğenmeyip çok karma bulmak
“İstanbul güzel de insanı kötü”… “Her dilden, her dinden insan var; çok karışık. ”
4. Asya yakasında yaşıyorsa Avrupa’yı, Avrupa yakasında yaşıyorsa Asya’yı reddetmek
İstanbullular ikiye ayrılır: Kadıköy severler ve Taksim severler. Her ortamın değişmez tartışmasıdır bu. Ve genelde iki yakanın insanı da, mecbur kalmasa geçmez bile diğer yakaya.
5. İstanbul’da değil sadece kendi semtinde yaşamak
Her yer çok kalabalık ve trafikli olduğundan yaşam alanını sadece kendi semtin olarak sınırlandırmak. İşini ve yapacağın tüm etkinlikleri mümkünse evinin iki sokak ötesine taşımak.
6. Trafikte ve toplu taşımada saatler geçirdiği için panik atağa yakalanmak
Hayatının belli bir döneminde mutlaka panik atak teşhisi konulması. Sonrasında insan uzun uzun hayatını sorguluyor ve metrobüste geçirdiği saatler yüzünden başına gelmiş olabileceğini anlıyor. Bir ay ara veriyorsun metrobüse, hoopp geçmiş gitmiş panik atak…
7. Başka bir şehre gidince düzenli yapılaşma karşısında şok geçirmek
Gittiğin şehir güzel olsun, olmasın; binalar 3 kattan fazla değilse ve sıra sıra yan yana dizilmişse, bir İstanbullu olarak şoka girmemek imkansız.
8. Ağaç olan herhangi bir yeri ‘cennet’ sanmak
İstanbul’da bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az yeşil alan kaldığından, yeşili bol şehirler İstanbullular’ı gerçekten büyüler. Cennet algımız hiç sürreal değildir bu yüzden; balkonumuz ormana baksın yeter.
9. Her akşam yaşanılan “bugün de ölmeden eve vardım” sevinci
Trafikte sinirli bir şöfor tarafından öldürülmediği için şükretmeyi bilir bir İstanbullu.
10. Daha yeni Pazartesi sabahına uyanmışken birdenbire Cuma olması
Zamanın bu kadar acımasız ve hızlı geçiyor olmasının yalnızca İstanbul’da yaşamakla ilgisi olduğunu, küçücük bir tatilde bile anlayabilirsiniz. Çünkü sakin bir şehirde geçireceğiniz bir hafta, sizin algınızda en az üç haftaya denk gelecektir.
11. Yazları az oksijenle yaşamaya alışık olmak
“Hava çok sıcak değil de nem var nem.”
12. Çantanda biber gazı taşımak
“Biz burada belayı severiz dostum.” Bu yüzden güvenlik önemleri almak önemli.
13. İlginç duvar yazılarına aşina olmak
Her an her yerde karşınıza çeşitli duvar yazılamaları çıkar ve şehrin her yerinde olmasına rağmen sizi yine de şaşırtabilir.
14. İstanbul’a yapılan övgülere göz devirmek ama bir tek İstanbul’u sevmeyen İzmirlilere gıcık olmak
Burada yaşasın yaşamasın her insanda hayranlık uyandırdığı bir gerçek İstanbul’un. Dolayısıyla İstanbullular da çok alışıktır yaşadıkları yerle ilgili övgülere. Bir tek İzmirliler. Onlarla başa çıkmanın herhangi bir yolu yok. Çünkü savunulacak bir yanı da yok İstanbul’un, İzmir’ le kıyaslandığında, iş imkanı dışında.
15. Eski İstanbul’u özlemek
Giderek daha kalabalık bir şehir olduğundan, 17 yaşında bile olsa iki sene önceki İstanbul’u özleyebilir bir İstanbullu.
16. Bayram tatilleri için İstanbul’da plan yapmak ve sessizliğin tadını çıkarmak
Dünyanın her yerinde, insanlar tatillerini başka ülkeler, başka şehirler için planlarken; yaşadığı yerin normalde tadını çıkaramayan İstanbullu, sırf yollar boş olacağı için tatilini kendi şehrinde planlayabilir.
17. Tüm çirkinliklere rağmen, ansızın karşılaştığınız muhteşem bir manzara sonucunda, ‘vazgeçilmez’ olduğunda karar kılmak
İstanbul’la ilgili “aşk mı nefret mi” konusunda sık sık kafanız karışsa da; yorgun bir günün akşamında gözünüze ilişen martılar bu şehri affetmeye yeter…