İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 5-16 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan 38. İstanbul Film Festivali, bu sene 186 film ile karşımızda. İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma bölümünde; Güney Kore’den İsveç’e, Sudan’dan Arjantin’e uzanan ve sinemaya dair farklı bakış açıları sunan 12 film Altın Lale ödülü için yarışacak. Dokuz filmin seyirci ile buluşacağı Ulusal Yarışma bölümünde, sinemaseverleri oldukça heyecanlı dakikalar bekliyor olacak. Sayılı günlerin kaldığı festivalde, birbirinden farklı bölümlerde gösterilecek olan 186 film arasından öne çıkan ve kaçırılmaması gereken 15 filmin listesini sizler için derledim, keyifli seyirler.
1. Greta
İrlandalı yönetmen Neil Jordan’ın ilk filmi olan Greta’nın başrollerini iki farklı dünyanın oldukça yetenekli oyuncularından olan, Isabelle Huppert ile Chloë Grace Moretz paylaşıyor. Filmde, metroda bulduğu bir çantayı sahibine ulaştıran iyi yürekli genç bir kadın ve onu takıntı haline getiren piyanist Greta’nın heyecan ve gerilim dolu ilişkisini izleyeceğiz. Isabelle Huppert’in kusursuz performansıyla kültleşme potansiyeline sahip bir film olan Greta, sıradışı öğelerle psikolojik gerilim çatısı altında sinemaseverlerin dikkatini oldukça çekecek cinsten.
2. Aşk 1: Köpek / Dragoste 1: Câine
2010 yılında Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı ödülünü kazanan Florin Şerban, aşk teması üzerine kurulu bir üçlemenin ilk halkası Aşk 1: Köpek filmiyle karşımızda. Romanya’nın kırsal kesiminden muazzam görüntüler eşliğinde hem ürkütücü bir havası olan hem de masalların büyüsü arasında gidip gelen, bir kadınla erkek arasındaki irade savaşı üzerine oldukça yalın bir romantik-psikolojik dram ile karşımıza çıkıyor.
3. Ying / Shadow
Uzakdoğu Sineması’nın geniş bir beğeni kitlesine sahip yönetmeni Zhang Yimou, yine ihtişamlı bir Uzakdoğu savaş filmiyle geliyor. 3. yüzyılda geçen film, Çin geleneksel mürekkep sanatından esinleniyor. Artık alıştığımız unutulmaz aksiyon sahneleri, izleyenleri saniyesinde etkisine alacak gibi görünüyor.
4. Fabric / Lanetli Kumaş
Kendine has, ilginç bir üslup sahibi ve işlerinin çok sevildiği yönetmen Peter Strickland‘in In Fabric filmi de festivalde yerini aldı. Dario Argento ve Mario Bava’ya saygı duruşu niteliğindeki film, koyu kırmızı bir elbisenin lanetini takip ederek seyirciye heyecan dolu dakikalar yaşatıyor.
5. On Kadın
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Türk sinemasının klasikleşmiş bir filminin kopyasını restore ettiren İstanbul Film Festivali, 1987 yapımı Şerif Gören filmi On Kadın’ı sinemaseverlerle buluşturuyor. Türkan Şoray’ın dokuz ayrı karakteri canlandırdığı filmde, toplumsal alanda kadının temsili üzerine Türkiye’nin tarihinden kareler sunuyor.
6. Bolsae / SinekKuşu
Ödüllü kısa film yönetmeni olan Bora Kim’in aile ve toplum baskısı, ergenlik ve yalnızlık kavramlarını ele alan bu ilk uzun metrajlı filmi, ilerde büyük bir yetenek olma yolunda ilerlediğini ve heyecan verici bir film izleyeceğimizi müjdeliyor.
7. Kız Kardeşler
Emin Alper’in yönetmenliğindeki filmde, farklı yaşlardaki üç kız kardeşin, yaşadıkları köyden başka bir kasabaya besleme olarak gönderilmek için rekabet haline girişi anlatılıyor.
8. High Life
Fransız yönetmen Claire Denis’in çektiği ilk bilimkurgu film olan High Life, uzay-zamanın büküldüğü bir noktada, hızla kara deliğe doğru ilerleyen bir uzay gemisinde geçiyor. Oyuncularına astronot eğitimi aldıran yönetmenin, işini ne denli sağlam yaptığını görüyor ve sabırsızlanıyoruz!
9. Rojo / Kırmızı
Arjantinli yönetmen Benjamin Naishtat’ın yeni filmi Rojo, 70’li yıllardaki ülkenin, kasvetli politik ortamını konu alan bir suç hikâyesi. Arjantin’in karanlık zamanlarındaki toplumsal düşüşünü ve ortaya çıkan sorunları anlatan bir suç filmi izleyenleri o yıllara götürecek cinsten.
10. Sokağın Dili Olsa (If Beale Street Could Talk)
70’li yıllarda yayınlanıp hayli ilgi görmüş James Baldwin romanı uyarlanarak sinemaseverler ile buluştu. Paralel kurguyu filmde kullanan yönetmen Barry Jenkins, romantik bir aşkı farklı zamanların birleşimiyle seyirciye sunuyor.
11. El Pepe, Yüce Bir Yaşam / El Pepe Supreme Life
Yönetmenliğini Emir Kusturica’nın yaptığı El Pepe, Yüce Bir Yaşam 2010-15 yılları arasında Uruguay’ın devlet başkanlığını yürütmüş olan, “El Pepe” lakaplı José Mujica hakkında bir belgesel. Siyasetçinin insani portresini çeken film, hem aşkı hem siyaseti hem de sosyal psikolojiyi kusursuz bir harmanla anlatıyor.