17 Ağustos 1999’de merkez üssü Gölcük olan bir deprem meydana geldi. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda meydan gelen kırılma sebebiyle, Marmara Bölgesi’nin genelinde hissedilen 7,4 büyüklüğündeki deprem, Türkiye tarihinin en büyük ikinci depremi olarak kayıtlara geçti. Ve ne yazık ki bu korkunç depremde resmi rakamlara göre 18.373 kişi yaşamını kaybetti. 48.901 kişi yaralandı, 5840 kişi kayboldu. Bütün Türkiye, bu korkunç deprem sebebiyle büyük acılar yaşadı! Deprem o günden beri ülkemizin aklından çıkmayan ve daha önemlisi her an kapıda bekleyen bir afet haline geldi! Özellikle de İstanbul için! 1999 yılında meydana gelen depremler nedeniyle, o günden bugüne akıllara gelen ilk soru, İstanbul’da ne zaman deprem olacak? Daha önemli bir diğer soru ise, İstanbul beklenen büyük depreme hazır mı? Yapılan çalışmalar, değişen yönetmelikler İstanbul’u depremden korumak için yeterli mi? Detaylara birlikte bakalım…
Tarihi bilinmiyor ama İstanbul’da büyük bir deprem olacağına kesin gözüyle bakılıyor
17 Ağustos 1999’ yılındaki depremden bu yana, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde hem Türkiye’den hem de yurt dışından pek çok bilim insanı çalışıyor. Bu çalışmaların hemen hepsinde dikkat çeken bir benzerlik var: İstanbul’daki depremin büyüklüğü 7’nin üzerinde olacak! Hatta yapılan ölçümlere ve tarihsel verilere dayanan bazı çalışmalar, fay hattında sırasıyla 7,5, 7,4 ve 7,2 büyüklüğünde depremler meydana gelecek! Dünya çapında firmalar ve bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar da benzer sonuçlar ortaya koyuyor. Kısacası İstanbul’un yakın bir gelecekte büyük bir depreme yakalanacağına kesin gözüyle bakılıyor.
İstanbul’daki en riskli bölgeler hangileri?
İstanbul’un altında bir fay hattı yok. Ancak Marmara Depremi’nde kırılan fay hattının uzantısı, Adalar ilçesinin güneyinden geçiyor. Yani İstanbul’da güneyden kuzeye gidildikçe deprem riski artıyor! Bununla birlikte İstanbul’da pek çok riskli bölge var. Kimi bölgeler bulundukları konum itibarı ile risk altındayken, kimi bölgeler yapı stoku nedeniyle risk altında! Uzmanlar özellikle Bahçelievler ve Fatih’in yapı stoku nedeniyle büyük risk taşıdığını, ciddi şekilde hasar görme ihtimali olan binaların yoğunluklu olarak bu iki bölgede bulunduğunu belirtiyorlar! Kartal, Maltepe ve Zeytinburnu gibi bölgeler ise hem yapı stoku hem de denizin yükselmesi ihtimaliyle risk altında! Elbette İstanbul’un genelinde hakim olan çarpık kentleşme de büyük depremin yıkıcı etkilerini artıracak faktörlerden biri.
Yapılan bazı çalışmalar, yaşanacak depremin büyüklüğünü şimdiden gözler önüne seriyor!
Örneğin 2002 yılında İBB ile Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ortak çalışmasında İstanbul depreminde 73 ile 87 bin arasında can kaybı olacağı, 120 ile 135 bin kişinin ise ağır şekilde yaralanacağı öngörülüyordu! Depremin doğrudan etkileyeceği insan sayısı en az 1 milyon olarak ifade ediliyordu! AFAD tarafından hazırlanan bir başka senaryoya göre yalnızca kent merkezinde 26 ila 36 bin kişi yaşamını yitirecek! 50 bin kişi yaralanacak, yaklaşık 45 bin bina yıkılacak, 2 milyon 374 bin insan açıkta kalacak! Bunlara benzer başka çalışmalar ve farklı senaryolar da var. Hepsine göre de İstanbul’daki deprem, bütün ülke için son derece korkunç ve trajik bir şeye neden olacak! Peki, yakın gelecekte depremin olacağı, depremden milyonlarca insanın etkileneceği kesinken, hazırlıklar nasıl gidiyor? İstanbul, büyük deprem için hazır mı?
Özellikle 1999 yılından sonra beklenen büyük İstanbul depremi için bir dizi hazırlık başladı
2002 yılında JICA ile ortak bir çalışma yapıldı. 2003 yılında İBB, İTÜ, YTÜ, ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi tarafından “İstanbul Deprem Master Planı” hazırlandı. 2016 yılında “Kentsel Dönüşüm Master Planı” hazırlandı. Bunların dışında özellikle inşaat yönetmeliklerinde önemli değişiklikler gerçekleştirildi. 2000’li yılların başından itibaren İstanbul Valiliği, kentin farklı noktalarına enkaz kaldırma ve ilk yardım malzemeleri içeren konteynerler yerleştirdi. Ayrıca İstanbul’un ana arterleri, tahliye yolları olarak sınıflandırıldı. Bazı parklar ve baş araziler toplanma alanı olarak belirlendi.
Toplanma alanları, deprem anı ve sonrası için oldukça önemli!
Çünkü bu noktalara yerleştirilen ilk yardım ve kurtarma malzemeleri binlerce yaşamı kurtarabilir. Ayrıca, yine binlerce insanın depremden güvenli bir şekilde kurtulmasını sağlayabilir. Marmara Depremi’nden sonra hazırlanan “Afet Acil Eylem Planı’nda” İstanbul’da 470 toplanma alanı belirlendi. Bu sayı 2015 yılında 1332’ye yükseldi. 2018 yılında ise 2850’ye. Ancak bazı uzmanlar, İstanbul’da uluslararası kriterlere sahip toplanma alanı sayısının yetersiz olduğunu düşünüyor! Çünkü bu uzmanlara göre, büyük çaplı toplanma alanların pek çoğu imara açıldı. Yerlerine AVM veya konutlar inşa edildi. Kalan toplanma alanları ise, binlerce kişiyi aynı anda barındıracak kadar geniş değil. Bu ise deprem sonrası için oldukça büyük bir problem.
Deprem hazırlıkları için önemli bir diğer husus ise kentin farklı noktalarına ve toplanma alanlarına yerleştirilen konteynerler. 2002 yılında İstanbul’da 2000 konteyner olduğu açıklanmıştı. 2012 yılında yapılan değişiklikle, konteynerlerin sorumluluğu ilçe belediyelerine devredilmişti. Ancak şu an bu konteynerlerden ne kadarının aktif olduğu bilinmiyor. Ayrıca pek çok konteynerin hırsızlık ve yağmalama gibi olaylar nedeniyle kaldırıldığı ifade ediliyor.
Kaynak: 1