Hem Bizans hem de Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapan İstanbul, uzun yıllardır dünyanın en önemli şehirlerinden biri olmaya devam ediyor. Yüzlerce hatta binlerce yıllık bir tarihin izlerini taşıyan şehirde, paha biçilmez sanat ve kültür hazineleri var. Elbette bu kadim şehir birbirinden kıymetli ve tarihi değeri yüksek mimari yapılara da ev sahipliği yapıyor. İşte onlardan biri de Bulgur Palas. Bulgur Palas hikayesi, tarihçesi ve dillere destan güzelliğiyle görenleri büyülemeyi sürdürüyor. İşte yedi tepeli şehrin yedinci tepesine inşa edilen konak hakkında bilmeniz gerekenler.
İstanbul’un yedinci tepesine inşa edilen Bulgur Palas, şehirdeki en önemli tarihi konaklardan biri
Bu konağı özel kılan tek şey eşsiz güzelliği değil
Bulgur Palas, ardında son derece ilginç bir hikaye barındırıyor
Gelin bu kadim konağın sıra dışı öyküsüne birlikte bakalım, Bulgur Palas nerede ve Bulgur Palas tarihçesi hangi ilginç olayları içeriyor gibi soruların yanıtlarını birlikte arayalım.
Bulgur Palas’ın inşası 1912 yılında başladı. Şehrin en önemli kültürel hazinelerinden biri haline gelecek konağın mimarı ise İtalyan Giulio Mongeri
Bu tarihi konak Birinci Ulusal Mimarlık Akımının en başarılı örnekleri arasında gösteriliyor
Neoklasik Türk üslûbu olarak da anılan akım, 1908-1930 yılları arasında oldukça yaygın bir mimarî üslûptu. Giulio Mongeri ise bu akımın en önemli temsilcilerinden biriydi. Mimaride yerel bir tarz ve ulusal bir sentez oluşturmayı hedefleyen akımda Osmanlı mimari unsurlarının “canlandırılması” esas prensiplerden biriydi. Bu sebeple Birinci Ulusal Mimarlık Akımının etkisiyle inşa edilen yapılarda Osmanlı mimari eserlerinde yer alan geleneksel unsurlar ve özellikle de süslemeler sıklıkla kullanılmıştı.
Bulgur Palas’ı inşa ettiren kişi ise Mehmet Habip Bey
İttihat ve Terakki Cemiyetinin önemli simalarından biri olan ve 1908 yılında Bolu Milletvekili olarak görev yapan Mehmet Habip Bey, bu büyüleyici konağı yaptıran kişi ve ilk sahibi. Bu sebeple Bulgur Palas’ın esas adı, “Habip Bey Konağı.” Neden Bulgur Palas olarak anılıyor sorusunun yanıtı ise bu eşsiz yapının ilginç hikâyesinde saklı.
Konak, Mehmet Habip Bey’in bulgur ticaretiyle uğraşması sebebiyle halk arasında Bulgur Palas olarak anılıyordu
Mehmet Habip Bey’in bulgur ticareti sayesinde önemli bir servet elde ettiği biliniyor. Öyle ki o yıllarda kendisinden sıklıkla “Bulgur Kralı” olarak söz ediliyordu. Bu nedenle aslında kendi adına yaptırdığı ve inşası 1912 yılında başlayan konak, halk arasında Bulgur Palas olarak anılıyordu.
Bulgur Palas hikayesi oldukça ilginç ayrıntılarla dolu
Örneğin temelleri 1912 yılında atılan konağın tamamlanması uzun yıllar sürmüştü. İnşaatın yarım kalmasına neden olan şey ise Mehmet Habip Bey’in sürgüne gönderilmesiydi. Bir İttihatçı olduğu için başkentin esaret yıllarında İtilaf Devletleri’nin talebi doğrultusunda tutuklanan Mehmet Habip Bey Malta’ya sürgün edildi. Konağın inşası ise Mehmet Habip Bey İstanbul’a döndükten sonra yeniden başladı.
Bu görkemli konak, işgal altındaki başkentte ciddi şekilde tepki çeker hale gelmişti
81 bağımsız bölümü, 1750 metrekare açık, 3 bin 750 metrekare kapalı alanı, 1000 metrekarelik müştemilatı ve 9 metrekarelik süs havuzlu olan bu görkemli yapı yokluk içerisindeki İstanbullular arasında dilden dile anlatılıyordu.
Ne var ki aynı dönemde Mehmet Habip Bey’in işleri de bozulmaya başladı. Ailesi büyük bir borç ile karşı karşıyaydı
Habip Bey’in hayatını kaybetmesinin ardından eşi Bedia Hanım, 1926 yılında bu görkemli yapıyı borçları karşılığı Osmanlı Bankasına devretmek zorunda kaldı
Konak, bu tarihten sonra arşiv merkezi, kanarya hane ve Osmanlı Bankası çalışanları için konut olarak kullanıldı. Binanın bodrum katında şubeler için kanarya yetiştirilirken üç daire çalışanlara tahsis edildi. Bununla birlikte konak ülkemizin uzun bir dönemine ait kıymetli belgeleri barındıran; bankacılık, hukuk ve sosyal yaşam gibi farklı alanlara dair önemli verilere sahip bir kurumsal yapı haline geldi. Ancak Bulgur Palas’ın hikayesi, bu şekilde sona ermeyecekti.
Osmanlı Bankası 2001 yılında Garanti Bankası bünyesine katıldı. Böylece Bulgur Palas’ın sahipliği de Garanti Bankasına geçti
İstanbul’daki en önemli sivil mimari eserlerinden bir olan konak kent sakinlerinin erişimine kapalı, özel bir mülk olarak varlığını sürdürdü. Ancak bu dönemde bir anlamda “kaderine terk edilmişti.” Bulgur Palas, güzelliği dillere destan görkemli bir konak olmaktan çıktı, atıl, ıssız ve ürpertici bir yapı haline geldi. Ta ki, 2021 yılına kadar.
Bulgur Palas 2021 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alındı ve restore edildi
Bulgur Palas tarihçesi yeni bir sayfayla zenginleşiyordu! İBB tarafından restore edilen ve eski görkemli görünümüne kavuşturulan bu kıymetli yapı, 2024 yılında şehir hayatına kazandırıldı, İstanbullulara armağan edildi.
2021 yılına kadar atıl bir halde bulunan konak, üç yıllık restorasyon çalışmasının ardından günümüzde bir kültür ve yaşam kompleksi olarak hizmet veriyor
KİPTAŞ tarafından gerçekleştirilen restorasyon sonrası ziyarete açılan yapıda seyir terası, kütüphane, sergi salonları, kafeler ve çok amaçlı etkinlik alanları yer alıyor.
Bulgur Palas nerede?
Özellikle İstanbul dışından gelenler Bulgur Palas nerede ve Bulgur Palas hangi semtte yer alıyor gibi soruların yanıtını merak ediyor. Hemen söyleyelim, İstanbul’un yedinci tepesi olarak tanımlanan Kocamustafapaşa Tepesi’nde bulunan tarihi konak, İstanbul’un Fatih ilçesi sınırları içerisinde kalan Aksaray mahallesinde yer alıyor.
Kaynak: 1