Asya ile Avrupa’nın sınır çizgisi olan İstanbul Boğazı, tarihin her döneminde son derece önemli olmuştur. Haliyle nice yaşanmışlığa, hikayeye ve tabii ki nice gemi batığına ev sahipliği yapmaktadır.
İstanbul Boğazı’nın ev sahipliği yaptığı onca olay arasından bir tanesi, başlıktan da anlayabileceğiniz gibi kulağa hayli garip geliyor. Her gün bir şekilde gelip geçtiğimiz İstanbul Boğazı’nın derinliklerinde, dev bir çiftlik için bile fazla sayılabilecek kadar çok koyun bulunuyor. Her yerde duyamayacağınız türden bir şehir hikayesine hazır olun.
Dünyaya açılan zorlu bir yol
Öncelikle, İstanbul Boğazı’nın dünya üzerindeki en zor su yollarından biri olduğunu hatırlatarak başlayalım. Yakın tarihte yaşanan olaylar sonucunda İstanbul boğazında 20’den fazla gemi battı.
Neden tehlikeli?
İstanbul Boğazı’nın neden zor bir yol olduğunu anlatmaya çok da gerek yoktur diye tahmin ediyorum. Yukarıdan bakıldığında, S biçiminde uzayan bu zorlu deniz yolu kaptanların korkulu rüyası.
Hele bir de hava kötüyse…
Tahmin edebileceğiniz gibi, gemi dediğimiz şeyin manevra kabiliyeti çok düşüktür. Haliyle, her hamlenin ön görülmesi ve planlanması gerekiyor. Sis nedeniyle görüş mesafesi düştüğünde ise, boğazın zorlu dönemeçleri daha da zorlaşıyor. Klasik navigasyon ekipmanları kullanan gemiler için görsel referansların daha önemli olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, eskiden durumun çok daha zorlayıcı olduğunu söyleyebiliriz.
Ve boğazda bir kaza daha yaşanır
Boğazın tehlikeli dönemeçleri, 14 Kasım 1991 tarihinde bir kazaya daha neden olmuştu. Nice kazaya sahne olan İstanbul Boğazı’nda yaşanan bu kaza, çok farklı bir şehir hikayesine perde aralamıştı.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yakınlarında…
Lübnan bandıralı Rabion 18 gemisi Karadeniz’den Marmara’ya geçiş yapıyordu. Tam aksi istikamette ilerleyen Madonna Lily gemisi ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yakınlarında karşılaştılar. Birbirlerini fark ettiklerinde her şey için çok geçti. Madonna Lily, Lübnan bandıralı gemiye yandan çarpmıştı.
Güçlü olan ayakta kaldı
Madonna Lily gemisi, hem çarpma pozisyonu açısından hem de boyutları itibari ile avantajlıydı. Burun kısmından aldığı hafif bir hasar ile bu kazayı atlatmıştı. Ancak Lübnan bandıralı Rabion 18, onun kadar şanslı değildi. Hızla batmaya başlayan gemideki 32 mürettebat artık can derdindeydi. 30 mürettebat sağ kurtulmayı başarırken 2 kişi ne yazık ki boğazın karanlık sularında kaybolmuştu.
Toplam can kaybı: 21 bin 700!
Dünya tarihinde, bu denli yüksek can kaybının yaşandığı başka bir ulaşım kazası var mıdır bilmiyoruz. Ama o gün İstanbul Boğazı’nda yaşanan bu kaza sonrasında gerçekten 21 bin 700 can kaybı yaşanmıştı. Evet, tahmin edebileceğiniz gibi Rabion 18 gemisi koyun taşıyordu. Suriye’ye götürülmek üzere yola çıkan koyunların son durağı İstanbul Boğazı’nın derinlikleri olmuştu.
Kazadan kurtuldular ama…
Geminin kapalı alanında bulunan 21 bin 700 koyundan çok az bir kısmı karaya çıkartılabilmişti. Ama onların da akıbeti, boğulan arkadaşlarından farklı olmadı. Bir şekilde karaya ulaşmayı başaran koyunlar, vatandaşlar tarafından oracıkta kesildi ve etleri paylaşıldı.
Koyunların sessizliği
İstanbul Boğazı’nın derinliklerinde halen yaklaşık 20 bin adet koyun var. Bir gün boğaz geçişiniz sırasında buna benzer bir ses duyarsanız şaşırmayın…
Peki Kerem Gök kimdir?
Yakın tarihe dair satır aralarında kalmış ilginç detayları, insan hikayelerini, uçakların havalı dünyasından yansıyanları, aslında merak edilmeye her şeyi mini belgesel formatında insanlara aktarmaya çalışıyorum. Bunun yanında gezip gördüklerimi, duyup anlatmak istediklerimi sizinle paylaşıyorum. Eğer siz de tarihi, gökyüzünü, hayatı, insanları ve hepsinden önemlisi dünyayı merak ediyorsanız, kesinlikle içeriklerimden keyif alacaksınız…
YouTube kanalım için şuradan, Blogum için buradan buyrun. Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarıma ise buradan ulaşabilirsiniz.