Modern dönemin en büyük sanat soygunu, 1990 yılında Isabella Stewart Gardner Müzesi’nde gerçekleşti. Müze’ye giren hırsızlar o kadar profesyoneldi ki arkalarında hiçbir iz bırakmadılar. Bu nedenle FBI ve müze yönetimi tam anlamıyla çıkmaza girdi. Isabella Stewart Gardner Müzesi soygunu, on yıllar boyunca tekrar tekrar gündeme geldi. Milyonlarca dolarlık ödüllere rağmen olayın perde arkası asla aydınlatılamadı. Gelin, bu olayı biraz yakından inceleyelim.
1. Isabella Stewart Gardner Müzesi hem Rönesans hem de Avrupa Gotik tasarım unsurlarını içerecek şekilde inşa edildi
Isabella Stewart, 14 Nisan 1840 tarihinde New York’da zengin bir ailenin çocuğu olarak doğdu. 20 yaşına kadar bu şehirde yaşayan Isabella, iş adamı ve sanat koleksiyoncusu John Lowell Gardner ile evlendikten sonra Massachusetts’e taşındı. 20 yaşındaki sosyetik güzel ve eşi, evlilikleri süresince dünyanın birçok kentini görme fırsatı buldular. Isabella’nın gezip gördüğü yerler, özellikle Venedik’teki Palazzo Barbaro, kendi müzesinin mimarisine ilham oldu.
Isabella, eşinin 1898’deki ölümünün ardından Boston’un gelişmemiş, bataklıklarla çevrili bir bölgesinden arsa satın aldı. Bu arsada hem Rönesans hem de Avrupa Gotik tasarım unsurlarını içeren büyük bir saray inşa ettirdi. En alttaki üç kat; resim, heykel, halı, mobilya, el yazmaları, nadir kitaplar ve sanat koleksiyonlarıyla doluydu. En üst kat ise Isabella’nın özel konutuydu.
2. Sanat tutkunu olan Isabella, hayatının 25 yılını müze oluşturmaya adadı
Isabella koleksiyonuna yeni parçalar eklemek için düzenli olarak seyahate çıkıyordu. Aynı zamanda konferanslar düzenleyerek müzenin görünürlüğünü artırmayı amaçlıyordu. Onun çabaları sayesinde evi, Amerika’nın en sıra dışı müzelerinden birine dönüşmüştü.
3. Isabella Stewart Gardner, müzedeki eserlerini koruyabilmek için vasiyetine çok özel bir hüküm ekletti
Isabella müzenin asla değişmesini istemiyordu. Bu nedenle vasiyetine şöyle bir madde ekletti: “Müze’deki herhangi bir şey kalıcı olarak değişirse, koleksiyonun kasaya konulması, müzayede için Paris’e gönderilmesi ve paranın Harvard Üniversite’sine bağışlanması” gerektiği şeklinde kesin ve net bir tavır ortaya koymuştu. Bu nedenle 1990 yılındaki soyguna kadar müzedeki hiçbir eser yerinden dahi oynatılmamıştı.
4. Dünyanın en büyük sanat soygununu gerçekleştirmek sadece 81 dakika sürdü
18 Mart 1990 tarihinde saat 01:24’de iki adam Isabella Stewart Gardner Müzesi’ne girdi. Hırsızlar, 81 dakika içinde bugün 500 milyon dolar değerinde olan 13 parça sanat eserini alarak kayıplara karıştı. Çalınan envanterler arasında resimler, çizimler ve 12. yüzyıldan kalma bir porselen bulunuyor. Edouard Manet’in Chez Tortoni’si Edgar Degas’ın Üç atlı Jokey’i gibi eşşiz eserler sadece 81 dakika içinde ortadan kaybolmuştu. Soygunun ardından müze yönetimi, bu eserlerin geri dönüşüne katkı sağlayacak bilgiler veren kişilere 1 milyon dolar ödül vereceğini söyledi. 1997 yılına gelindiğinde ödül 5 milyon dolara çıkmıştı. 2017 yılında ise ödül 10 milyon dolardı. Ancak yine de kimse müze yönetimiyle iletişime geçmedi.
5. Soyguncular müzeye gelmeden önce “çalınacaklar listesi” hazırlamıştı
Müze yönetiminin merak ettiği ilk soru, hırsızların neden o 13 parçayı seçtiğiydi. Çünkü çalınan eşyalar iki ayrı katta ve üç farklı galerideydi. Gelişi güzel bir soygun olsaydı üç farklı galeriden değil tek farklı galeriden sanat eserleri çalınırdı. Bu nedenle polis, hırsızların ne istediklerini bilerek müzeye geldiğini düşünmekteydi. Tüm bunların dışında müzenin en değerli varlığına dokunulmamıştı. Daha değerli eserler yerine görece az pahalı parçalar kaybolmuştu. Soygunun cüreti de bu teoriyi destekler nitelikte. Ne de olsa çalınan bir resim yasal olarak satılamazdı.
6. Hırsızlar, Isabella Steward Gardner müzesine polis kılığında girdi
Soygunun olduğu gece müzenin bulunduğu cadde oldukça sessizdi. Polis gibi giyinmiş iki adam müzenin yan kapısındaki zili çaldı. Güvenlik, sözde polislere kapıyı açtıktan sonra hırsızlar orada bulunan iki kişiyi kelepçeledi. Daha sonra hırsızlardan biri “Beyler, bu bir sanat soygunu” dedi. Müzenin gece bekçileri gafil avlanmıştı. Hırsızlar, güvenlik görevlilerini bodruma kapattıktan sonra hızlıca ganimetleri almaya başladılar. Müze yönetimi sabah olduğunda, güvenlik ofisinin camının kırıldığını ve galerideki çerçevelerin zemine dağıldığını gördü. En son ise bodrum katındaki güvenlik görevlileri fark edilmişti.
7. FBI, Isabella Stewart Gardner Müzesi’nin güvenlik görevlilerinden şüphelenmeye başladı
Dünyanın en büyük sanat soygunu kusursuz bir şekilde gerçekleşmişti. Hırsızlar, müzedeki güvenlik protokolüne hakimdi. O gün bir galerinin gizli kapısı açık bırakılmıştı. Tüm bu faktörler güvenlik görevlisi Richard Abath’ı şüpheli konumuna düşürüyordu. Bununla birlikte, güvenlik görevlisinin olaya karıştığına dair somut bir kanıt olmadığı için Abath resmi bir şekilde suçlanmadı.
8. Müze’nin hırsızlık ve diğer kayıplar için sigortası bulunmuyordu
Isabella Stewart Gardner Müzesi’nin yıllık bütçesi 2.8 milyon dolardı. Öte yandan hırsızlık sigortasının yıllık maliyeti 3 milyon doları aşıyordu. Bu nedenle müze, hırsızlık vakalarına karşı sigortalanmamıştı. Hırsızlık sigortası, kayıp sanat eserinin maddi bedelini karşılayabilirdi. Ancak müzenin sahibi Isabella Stewart’ın vasiyeti çok açıktı. Müzede herhangi bir değişiklik olduğunda ikame sanat eseri alınamayacaktı. Bu nedenle müzenin sigortası olsa bile çalınan sanat eserlerine benzer yeni tablolar müzenin envanterine eklenemeyecekti.
9. FBI, soygunun ardından Myles Connor isimli bir sanat hırsızını soruşturmaya dahil etti
1975 yılında Myles Connor isimli Amerika’nın en meşhur sanat hırsızı, Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nden Rembrandt’ın bir eserini çalmıştı. Boston Güzel Sanatlar, Isabella Stewart Müzesi’ne sadece yürüme mesafesi uzaklığındaydı. Bu yüzden bölgede ikinci bir sanat soygunu yaşandığında Connor hemen şüpheli listesine alındı. Tek sorun Connor’ın o sırada hapiste olmasıydı. Yine de yetkililer, Connor’ın Isabella Stewart Gardner Müzesi hırsızları için bir ilham kaynağı olduğunu düşünmekteydi.
10. Soygundan kısa bir süre sonra FBI, hırsızların kimliğini tespit ettiklerini iddia etti. Ancak kim olduklarını hiçbir zaman açıklamadı
FBI’ın Boston ofisinden sorumlu ajanı Richard DesLauriers, sanat soygunu yapan kişilerin New England’daki bir suç örgütünün üyeleri olduğunu söyledi. Ancak aradan yıllar geçse de herhangi bir tutuklama ya da dava gerçekleşmiyordu. 2015 yılında tekrar bir açıklama yapıldı. Açıklamaya göre; müze soyguncuları aşırı doz uyuşturucudan öldüğü için herhangi bir sorgulama yapılamamıştı.
11. Isabella Stewart Gardner Müzesi’nden çalınan sanat eserlerinin çerçeveleri soygundan beri boş duruyor
Soygundan altı gün sonra müze tekrar halka açıldı. Sanat eserleri çalınmış olsa da boş çerçeveler tekrar duvara asıldı. Tuvalleri olmayan bu boş çerçeveler, 30 yıldan uzun bir süredir sergileniyor ve daima dünyanın en büyük sanat soygununu hatırlatıyor.
12. Müze soygunuyla ilgili tüm suçların zaman aşımı süresi doldu. Fakat çalınan sanat eserleri için araştırma devam ediyor
Çalınan sanat eserlerinin tekrar müzeye dönmesi için hala çalışmalar yapılıyor. Yetkililere soygunla ilgili bilgi verecek kişiler ise 10 milyon doların sahibi olabilir.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
İnternet Üzerinden Gezebileceğiniz Dünyaca Ünlü 10 Müze
2 Milyondan Fazla Esere Ev Sahipliği Yapan Tarihin Koruyucusu: Metropolitan Sanat Müzesi
Kaynak: 1