Ana sayfa » Yaşam » İnsanların Yaş Aldıkça Sevmeye Başladığı 14 Basit Şey
İnsanların Yaş Aldıkça Sevmeye Başladığı 14 Basit Şey
Yaşlanmak, genellikle gri saçlar, eklem ağrıları ve bitmek bilmeyen nostalji hikayeleriyle anılır. Fakat işin aslına bakıldığında bu süreç sanılandan daha renkli ve hatta şaşırtıcı derecede keyif verebilir.
Yaşlanmak çoğu zaman beyaz saç, diz ağrısı ve nostalji paket programı gibi görülse de işin aslı bundan çok daha eğlenceli. Çünkü zaman geçtikçe bakış açınız değişiyor ve bir zamanlar sıkıcı, anlamsız ya da işkence gibi gelen şeyler bir anda hayatın en keyifli parçalarına dönüşüyor. Eskiden kaçmak için bahane aradığınız aktiviteler, yıllar geçtikçe huzurun ve mutluluğun anahtarı haline gelebiliyor. İşte insanların yaşlanınca sevmeye başladığı şeyler…
1. Sabahın erken saatleri
Gençken sabah alarmı bir işkence aracından farksızdır. Uyanmak, okula ya da işe yetişmek zorunluluk gibi gelir. Ama yıllar geçtikçe, sabahın o sessiz saatlerinin aslında gizli bir hazine olduğunu fark edersiniz. Gün doğarken kahve kokusu eşliğinde oturmak, dünyanın geri kalanı hâlâ uyurken o sessizlikte düşüncelerinizi toparlamak tarifsiz bir huzur verir. Araştırmalar da gösteriyor ki erken uyananlar daha proaktif ve daha iyimser oluyor. Bir zamanlar gözümü açamıyorum dediğiniz saatlerde, artık gün doğumunu yakalamanın verdiği ilhamla daha enerjik hissetmeye başlarsınız.
2. Evde vakit geçirmek
Gençlik yıllarında eve kapanmak, özellikle hafta sonları, dünyadan kopmak gibi gelir. Sanki herkes dışarıda gezerken siz evde önemli bir fırsatı kaçırıyormuşsunuz gibi… Ancak yaş aldıkça eve kapanma durumu adeta bir lüks olabilir. Pijamaları giyip en sevdiğiniz yemeği hazırlamak, ardından sevdiğiniz filmi açmak, dışarıdaki kalabalıktan daha cazip gelir. Kendi evinizin güveni ve sıcaklığı, en pahalı mekanların cazibesini kolayca geride bırakır. Artık FOMO (bir şeyleri kaçırma korkusu) yerini JOMO’ya bırakır: Bir şeyleri kaçırmanın verdiği huzura.
Çocukken bahçedeki çimleri sulamak ya da çiçeklerle uğraşmak sıkıcı bir görev gibi görünebilir. Ama yıllar geçtikçe bir bitkinin büyüdüğünü görmek, onunla ilgilenmek hayatın en huzurlu ritüellerinden birine dönüşür. Doğayı hissetmek, toprağa dokunmak sadece çiçek yetiştirmekle alakalı değil, ruhunuzu beslemenin en iyi yoludur. Bilim insanları da bahçeciliğin stresi azalttığını, ruh sağlığına iyi geldiğini söylüyor. Bahçede geçirilen birkaç saat, bedeninize egzersiz ve zihninize terapi etkisi yapar.
4. Kitap okumak
İnsanların yaşlanınca sevmeye başladığı şeyler listemize devam ediyoruz. Gençken kitaplar, sınav dönemlerinin kabusu gibidir. Zorunlu ödevler ve bitmek bilmeyen ders kitapları yüzünden okumak sıkıcı bir zorunluluk gibi görünür. Ama yaşlandıkça okumak, bambaşka bir zevke dönüşür. İyi bir romanda kaybolmak ya da yeni bilgiler edinmek, yalnızca vakit geçirmek değil, aynı zamanda hayatı zenginleştirmek demektir. Kitaplar hem sessiz bir yol arkadaşı olur hem de farklı dünyalara açılan kapılar. Yaş aldıkça o çocukken sıkıcı bulduğunuz rafların aslında bir hazine sandığına benzediğini fark edersiniz.
Gençken yemek yapmak çoğu zaman “karnımı doyuracak bir şeyler çıkarayım da bitsin” kafasıyla yapılır. Ama yaşlandıkça yemek pişirmek yaratıcı bir hobiye dönüşür. Yeni tarifler denemek, baharatlarla oynamak, hatta tek başınıza bile mutfakta vakit geçirmek keyifli bir seremoni haline gelir. Üstelik dışarıdan sipariş etmeye kıyasla hem daha sağlıklıdır hem de mutfakta çıkardığınız lezzetli sonuç, kendinizi şımartmanın en güzel yollarından biridir.
6. Klasik müzik
Gençlik zamanlarında klasik müzik dinlemek, sıkıcı bir aktiviteye dönebilir. Ama yaşlandıkça, Beethoven’ın bir senfonisinde saklı duyguları keşfetmek ya da Mozart’ın melodilerinde kaybolmak insana tarifsiz bir keyif verir. Klasik müzik yalnızca kulakları değil, ruhu da besler. Konser salonunda geçirilen birkaç saat, zamanı durdurur ve sizi bambaşka bir dünyaya taşır. Özellikle yaşlılar açısından günün yorgunluğunu atabilmek adına klasik müziğin sunduğu huzur, geri kalan yaşamın vazgeçilmez ritüellerinden birine dönüşmeye hazır.
Yürüyüş yapmak, bir yerden bir yere ulaşmanın en yavaş yolu gibi görünebilir. Fakat yaş almaya başladıkça yürüyüş yapmak bedensel açıdan farklı bir anlam kazanmaya başlar. Yürüyüş yaparken doğanın renklerini fark etmek, kuş seslerini dinlemek ya da sadece her adımda yepyeni düşüncelere dalabilmek… Yürüyüş, beden için hafif bir egzersiz olmanın ötesinde, zihni dinlendiren bir terapi haline gelir. Uzmanlar da düzenli yürüyüşün kaygıyı azalttığını ve ruh sağlığını iyileştirdiğini söylüyor.
8. Öğle uykusu
Gençken öğle uykusu sadece küçük çocuklara özgüymüş gibi görünür. Oysa yaş aldıkça, kısa bir şekerleme günün kalanını kurtaracak bir enerji kaynağı haline gelir. 15-20 dakikalık bir uyku, sanki beynin reset tuşuna basılmış gibi yenilenmiş hissettirir. Eski dönemlerde tembellik olarak görülen öğle uykusu, yaşlılar açısından sağlıklı bir alışkanlığa dönmeye başlar.
Gençken “ne kadar çok, o kadar iyi” mantığıyla yaşanır. Çok arkadaş, çok kıyafet, çok plan… Ama yaşlandıkça azın da değerini anlamaya başlarsınız. Birkaç gerçek dost, kaliteli bir sohbet veya sizi gerçekten mutlu eden birkaç eşya, yüzeysel kalabalıklardan çok daha kıymetli hale gelir.
10. Sessizlik
Gençken sessizlik, sıkıcı ve rahatsız edici olabilir. Ancak seneler geçtikçe sessizlik, huzurlu olmanın en saf hali olarak görünür. Gürültüden uzak, sadece kendi düşüncelerinizle kalmak, yaratıcılığınızı artırır ve zihninizi dinlendirir. Sessizlik, adeta hayatın içinde saklı bir meditasyon gibidir.
Bir zamanlar topuklulara ya da dar spor ayakkabılara katlanırken, yaş aldıkça rahat ayakkabının değerini öğrenirsiniz. Ayaklarınıza iyi gelen bir ayakkabı, bütün gününüzün keyfini değiştirebilir. Artık moda değil, konfor ön plandadır ve bu küçük değişim yaşam kalitenizi ciddi biçimde artırır.
12. El yazısıyla yazılmış notlar
E-posta ve mesaj kutularının arasında, bir ajandaya el yazısıyla yazılmış bir not almak insanın kalbine dokunan bir hareket. Aslında yaşlandıkça bu küçük jestlerin değerini daha çok fark edersiniz. Birinin sizin için kalemi eline alıp birkaç satır yazması, samimiyetin en güzel ifadesi haline gelir.
Gençken yemek, çoğu zaman hızlıca geçiştirilen bir ihtiyaçtır. Ama yaşlanınca insanların sevmeye başladığı şeyler arasında, sofranın başında oturmak, her lokmanın tadını almak ve sohbet eşliğinde yavaş yavaş yemek büyük bir zevk haline gelir. Yemek artık sadece doymak için değil, hayatın tadını çıkarmak için bir ritüeldir.
14. Gönüllü çalışma
Gençken gönüllülük biraz angarya gibi gelebilir. Ama yaşlandıkça başkalarına yardım etmenin, bir topluma katkıda bulunmanın verdiği mutluluk paha biçilmez hale gelir. Gönüllü olmak yalnızca başkalarına değil, size de çok şey katar. Yeni dostluklar, farklı bakış açıları ve derin bir tatmin duygusu kazandırır. Genel olarak yaşlanınca insanların sevmeye başladığı şeyler aslında görünenden daha masum ve aslında hepimizin günlük rutininde devam ettirdiği şeyler. Görüldüğü gibi, yaşlanmak sadece kırışıklık eklemek değil, hayata bambaşka bir tat katmak demek. Bir zamanlar sıkıcı gelen şeyler, günün en keyifli anları haline gelebiliyor.