Birkaç hayvanı memnun edeceksiniz diye filler tarafından kırbaçlanarak dans etseydiniz ne hissederdiniz? Ya da üzerinize binen atlar eşliğinde diğer insanlarla anlamsız bir yarışa girseydiniz? Kısaca başka bir canlı türüne keyfinden temel ihtiyaçlarına kadar birçok şeye hizmet etmeniz sizi nasıl hissettirirdi?
Hiç sorguladınız mı?
Kendimizi doğanın kanunu bu diyerek rahatlatıp bahanelerin altına saklanıyoruz. Hayvanları bize hizmet etmek zorunda olan canlılarmış gibi bakıyor, haklarına hiçbir zaman saygı göstermiyoruz. Sanki bizler için varlar gibi davranırken bundan asla rahatsızlık duymuyoruz. Paçalarına kadar yiyoruz onları. Sirklerde oynatıyoruz, kafeslerde birbirleriyle dövüştürüyoruz, çocuklarımıza göstermek için hayvanat bahçelerinde tıkıyoruz. Özgürlüklerini yaşam alanlarını ellerinde alıyoruz. Festivaller, dini törenler bahanesiyle tam anlamıyla katlediyoruz. Daha havalı görünmek, daha sıcak tutan giysiler için onlara adeta can çekiştiriyoruz.
Peki bunları onlar bizlere yapsaydı?
İşte Berlin’de yaşayan İrlandalı sanatçı Barbara Daniels de tam da bu konuya yoğunlaşmış. Hayvana yaptığımız zulümün yanı sıra hayvan türleri üzerindeki sömürümüze ve de türcülüğümüze dikkat çekmek adına çok çarpıcı çizimler hazırlamış. Sanatçı “Dominition over Men” ismini verdiği serisi ile diğer türler tarafından sömürülmek nasıl hissettirdi sorusuna cevap verirken, empati yeteneğimizden ne kadar yoksun olduğumuzu, vahşiliğimizi ve de caniliğimizin aslında ne kadar modernleştiğini gözler önüne seriyor.
Lafı fazla uzatmadan sizleri sanatçımızın çarpıcı ve de etkili çalışmalarına alalım. Kendisini Instagram‘dan da takip edebilirsiniz.
