Türümüzün şafağında beri aklımız yaşadığımız dünyayı değiştirdi. Problem çözmekten fikir üretmeye ve bunları hayata geçirmeye kadar, etrafımızda gördüğümüz her şey insan zihninin bir ürünüdür. Ancak zihinlerimizde düşünce ve yenilik yapma yeteneğinden çok daha fazlası vardır. Aklımızda gerçekleşebilecek en tuhaf olayların bazılarına göz atın…
1. Déjà vu — Şu an yaşanmakta olan bir durumun, geçmişte yaşanmış olduğu izlenimine kapılmak
Déjà vu tam da şu an hissetmekte olduklarımı ya da deneyimlediğim tecrübeyi zaten data önce deneyimlediğimi hissetmemdir. Déjà vu gizemli ve büyülü bir deneyim. İçinizde aniden bir anlam ifade eden garip bir aşinalık büyümeye başlar. Bu durumu daha önce deneyimlediğinize emin olsanız bile tam olarak nerede ve nasıl tespit edemezsiniz.
Bazıları bunun rüyalarla ilgili olduğunu düşünmektedir. Daha önce rüyanıza yaşadığınız bir şeyle, gerçek hayatta tekrar karşılaştığınız düşünülür. Daha radikal olan bir bakış açısı ise aynı senaryonun geçmiş hayat için kurgulanmış olanıdır. Bu durumda önceki hayatınızda yaşadıklarınızı tekrar yaşadığınızda geçmişi hatırlarsınız. Neyse ki bilim bizim bu gibi senaryolar içinde kaybolmamıza engel oluyor.
Yapılan çok sayıda araştırma gösterdi ki temporal lobun içinde gerçekleşen yanlış elektrik akımları, sahte anılar yaratarak bizlerde yaşanmışlık hissi uyandırıyor.
2. Déjà visité – Daha önce hiç ziyaret etmediğimiz bir yerle ilgili esrarengiz bir biçimde bilgi sahibi olmak
Déjà visité popüler kuzeninin yanında biraz gölgede kalmış olsa da bu hissi de çok iyi biliyorsunuz. Daha önce hiç ilk defa gittiğiniz yerlerle ilgili bilgi sahibi olduğunuz hissine kapıldınız mı? Engel olamadığınız bu garip tanıdıklığa bir de şaşkınlık ve nasıl — neden soruları eşlik etti değil mi? Gerçek olamayacağını bildiğiniz halde daha önce orada bulunduğunuza yemin edebilirdiniz.
Bu konu halen bir araştırma konusu ve olayın kaynağı anlaşılabilmiş değil. Ancak bu durumun mekansal ilişkiler üzerine kurulu olduğu ve bazı insanların diğerlerine oranla bu çevresel koşullardan daha fazla etkilendiği anlaşılmış durumda.
3. Capgras Sanrısı — Yakın bir tanıdığınızın taklidiyle değiştirildiğine inanma
Bu fenomende kişi yakın bir arkadaş ya da aile üyesinin, tam olarak onlara benzeyen ir sahtekar ie değiştirildiğine inanıyor.
Yüzyıllar önce, orta çağda, bebeklerin çalınmaları ve değiştirilmeleriyle ilgili konuşulan bir dizi hikaye vardı. Orta çağ folkloründe çocukların kaçırılıp perilerle değiştirildiğine inanılıyordu. Kadınları da cadı diye yaktılarına göre aslında hiç de anlaşılamayacak bir durum değil.
Bugün bile, dünyada; onlara yakın birinin kaçırıldığına ve uzaylılar tarafından değiştirildiğine inanan yüz binlerce insan var. Capgras Sanrısı -ya da Capgras Sendromu- çoğunlula şizofreni hastalarında gözlemlenir. Ancak bir dizi başka mental sorunla birlikte ortaya çıkabileceği de görülmektedir.
4. Fregoli Sanrısı – Etrafınızdaki herkesin aslında kılık değiştirmiş tek bir kişi olduğuna inanma
Fregoli Sanrısı aslnda Capgras Sanrısı’na benzer olmakla birlikte önemli bir takım farklılıkları da mevcut. Bu yanılsamadan muzdarip olan insanlar etraflarındaki dünyada yaşayan insanların aslında kılık değiştiren tek bir kişi olduğuna inanıyor. Hç zorlanmadan tahmin edebileceğiniz gibi bu bozukluğu taşıyan kişilerde paranoya da oldukça yaygın. Bu hastalık ismini, farklı kostümlere geçiş yaptığı gösterilerle ünlenen Leopoldo Fregoli adlı aktörden almıştır.
5. Prosopagnosia (Yüz Körlüğü) — Tanıdığınız insanların yüzlerini tanıyamamak
Prosopagnosia ya da yüz körlüğü, insanların; arkadaşlarının, aile üyelerinin ya da zaten tanıyor oldukları kişilerin yüzlerini tanımalarını imkansız kılan benzersiz bir olgudur. Bu bozukluk farklı şiddetlerde görülebilir. Ancak bu durumdan tam anlamıyla etkilenenler, genellikle diğerlerini tanımak için koku ya da dokunma gibi diğer duyuları kullanırlar. Hatta bazıları insanları tanımlamak için saç stilleri ve sesleri ezberlemeye çalışır. Bu bozukluktan etkilenen kişiler, genellikle yerleri, hayvanları ve yer işaretlerini de tanımakta zorlanırlar.
Burada yaşanılan şey görüntülerin kaydedilmesi değildir. Beyin görüntüleri sorunsuz şekile kaydeder. Ancak gerekli olduğunda bu görsel bilgileri çağıramaz. Bazı vakalarda, normal şartlarda hatırlanamayan detayların rüya sırasında hatırlanabildiği gözlemlenmiştir.
Dünya nüfusunun %2’sinde bu mental sorunun bulunduğuna inanılmaktadır.
6. Apophenia – Olmayan desenler görme
Apophenia (Latince Apofeniya olarak seslendiriliyor) olmayan desenler ve motifler görmeyle ilgili bir bozukluk. Bu bozukluğa sahip kişiler, bir somun ekmek ya da duvardaki bir leke gibi sıradan nesneler üzerinde tanıdık görüntüler yaratırlar. Bu bozukluğun temelinde, hasta kişinin beyninin örüntü düzenleme ve işleme yeteneğinin normal bir kişiye göre çok daha yüksek olması yatar. İnsanların bir cipsin üzerinde Hz. İsa’nın suretini gördüğünü söyleyen hikayeleri kayda geçmiştir. Apophenia insanlara sürekli bu gibi görüntüler gösteren bir bozukluktur.
7. Cotard Sanrısı – Zaten ölmüş olduğumuz inancına sahip olma
Cotard sanrısı aynı zamanda “Yürüyen Ceset Sendromu” olarak da adlandırılır. Bu sanılardan muzdarip kişi zaten öldüklerine inanır. Hatta bazıları organ ve kanlarının bile olmadığını düşünür. Bu konuda kararlı olanlar madem ki organlarım yok ve ben bir ölüyüm o halde neden beslenmeye ihtiyacım olsun ki diyerek yemek yemeyi ve su içmeyi bırakırlar.
Genellikle şiddetli depresyon eğilimleri olanlar bu durumdan etkilenirler. Tedavi, kendi başlarına bırakıldıklarında sağlıklarına ciddi şekilde zarar vereceklerinden hastalar için çok önemli bir süreçtir.
8. Alice Harikalar Diyarında Sendromu – Algıyı etkileyen kafa karıştırıcı bir nörolojik durum
Alice Harikalar Diyarında Sendromu (ya da Todd Sendromu), kişinin etrafıdaki nesneleri olduklarından daha büyük ve daha küçük görmelerine neden olan bir bozukluktur. Bu durum kalıcı değildir. Nöbetler şeklinde belirerek kısa süre sonra düzelir. Ancak nöbetler günde birkaç kez yaşanabilecek sıklığa ulaşabilir.
Alice Harikalar Diyarında ismi, yalnızca Alice’in benzer durumlar yaşamasından dolayı değil, aynı zamanda yazar Lewis Carroll’un bu durumdan dolayı acı çektiğine inanılması yüzünden seçilmiştir. Görsel algıları etkileyen bu sendrom genellikle çocuklarda görülür.
9. Hipertimezi – Son derece ayrıntılı bir otobiyografik hafızaya sahip olma durumu
Rainman’i hatırlıyor musunuz? Hani müzikleriyle de ün salmış olan o kült film. Dustin Hoffman’ın canlandırdığı Raymond, kısa süre içinde bütün telefon rehberini ezberliyordu…
Bu fenomen olguda beyni problemli olan kişi, yaşamı boyunca başına gelen her şeyi karmaşık bir detaylandırma becerisiyle birlikte hatırlama yeteneğine sahiptir. Bazen bu yetenek hayatın sonlarına kadar ortaya çıkmaz. Ortaya çıktıktan sonra da yalnızca hastalığın başladığı zamandan sonrası için böyle bir durum söz konusudur. Burada bahsedilen hafıza becerisi disleksi hastalarında görülen üst düzey yeteneklerin ötesinde bir durumdur. Ayrıca son derece nadir bir hastalıktır. Dünyada kayıtlara geçmiş yalnızca 20 hasta bulunmaktadır.
10. Boantropi – Kişinin kendini inek ya da öküz zannetmesi
Komik ve saçma gelebilir ancak bu hastalığın pençesindeki kişiler kendilerini inek ya da öküz zannetmektedirler. Genellikle vejeteryan olurlar ve çimler için bir tat hafızası geliştirmeye başlarlar. Daha ağır vakalarda dört ayak üzerinde yürüme ve ellerini kullanmadan ot yeme gibi garip davranışlar olasıdır.
Daniel Book’taki Kral Nebuchadnezzar’ın bu durumdan yana acı dertli olduğu söylenir.
İncil’de ise Nebuchadnezzar tanrı tarafından kibri nedeniyle cezalandırılır ve aklını yitirerek 7 yıl boyunca -Tanrı O’nu iyileştirene dek- bir hayvan gibi yaşar.
Kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak anksiyetenin bozuklukta hayati rol oynadığına inanılmaktadır.