Dünya nüfusunun yüzde 40’ı yani yaklaşık üç milyar insan sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor. Sosyal medyayı böylesine aktif kullananların büyük bir kısmı influencer’ların diğer bir tabirle fenomenlerin etkisi altına girmiş durumda. Bir kısmı ise influencer olmanın yollarını arıyor. Siz de influencer olma niyetindeyseniz Türkiye’nin en etkili influencer’larının tavsiyeleri sizi bekliyor.
Influencer ne demek?
Sosyal medyayla eğer biraz içli dışlıysanız, influencer kelimesini kesin duymuşsunuzdur. Influencer’ları moda, makyaj, teknoloji, lifestyle gibi farklı konulardaki paylaşımlarıyla insanları etkileyen kişiler olarak tanımlayabiliriz. Dünyada ve Türkiye’de milyonlarca influencer; Twitter, Instagram ve YouTube kanallarından yayın yapıyor. Deyim yerindeyse bu insanlar, kitleleri peşinden sürüklüyor ve aslına bakarsanız herkes onlar gibi olmak istiyor!
Yükselişleri durdurulamıyor
Dünyada şu an iki milyar doları bulan influencer ekonomisinin 2020’de 20 milyar doları aşması bekleniyor. Türkiye’de ise 35 milyon dolarlık bir ekonomiden bahsediliyor. Yani bu insanlar sadece takipçilerini etkilemekle kalmıyor, bir paylaşımla 100 bin TL’ye varan bir gelir elde edebiliyorlar. Hal böyle olunca, her sosyal medya kullanıcısı da influencer olmanın yollarını arıyor. Fakat sektör karmaşık, hiçbir şey sanıldığı kadar kolay değil.
Peki, Türkiye’de influencer olmak nasıl bir şey? Gelin bu soruyu, Türkiye’nin en çok takip edilen influencer’ları yanıtlasın…
Gurukafa: Micro-influencer’lar daha değer kazanacak
Yemek ve seyahat deneyimlerini, 197 bin takipçisiyle paylaşan Gurukafa nick’iyle bilinen Burak Kan, kendini influencer olarak hissetme hikayesini şöyle anlatıyor: “Bundan üç sene önce San Sebastian’da birkaç kişi ile bir tatlıyı sosyal medyada paylaştık ve şu an Türkiye’de hâlâ San Sebastian cheesecake çılgınlığı devam ediyor. Onlardan daha çok yapar/tüketir olduk. Bu bence bir influencer etkisi.” Influencer olmak için yola çıkmadığını belirten Burak, influencer olmak isteyenlere farklı tavsiyelerde bulunuyor: “Yüksek takipçili olmakla influencer olmak birbirine karıştırılabiliyor. İkisi ayrı şeyler. Özel bir konuya yönelen az takipçili bir hesap da influencer pazarlamada yer alabiliyor. Ben şu an özel konularda iş çıkartan az takipçili hesapların daha değer kazandığını düşünüyorum. Micro-influencer’lar kavramı yavaş yavaş değer kazanacak.”
Dilan Bozyel: Diva tavırlardan kaçının
Uzun yıllar moda, sanat, müzik yayınlarına çektiği fotoğraflarla bilinen fotoğraf sanatçısı Dilan Bozyel, influencer olmanın profesyonel iş hayatının bir parçası olduğunu söylüyor. Instagram’da 80 bin kişinin takip ettiği Dilan, markalarla yaptığı işbirliklerinde çok büyük sıkıntılar yaşamadığını fakat her iş alanında olduğu gibi bu alanda da ödemeler konusunda şikayetleri olduğunu söylüyor. Influencer olmak isteyenlere önerileri ise oldukça detaylı: “Sabır, düzenli ve doğru alanda içerik paylaşımı, saygı içeren samimiyet, dürüstlük, salt para kazanma odaklı olmamak, özgün olmak, kaliteli, ilgi çekici ve zengin görsel oluşturmak, sıkıcı olmamak ama sıkıcı olmamak adına laubali, zoraki ve gereksiz paylaşımlardan kaçınmak, influencer’lığı ana meslek haline getirmemek (yahut büyük kazanç hedefiyle yola çıkacakların kazancını doğru yatırıma yöneltmek), hayatın her alanında olduğu gibi rekabet kelimesiyle mesafeyi koruyabilmek, anlamını bir türlü tam bulamayacağımız tanım olan ‘ünlü olmak’ için uğraşmak yerine saygın bir isim olmaya çalışmak, sektörel tanımıyla elde edilen başarıları kaldırabilmek; diva tavırlardan kaçınmak, marka-tüketici bağlılığı ve sevgisi ile tanımlanan ‘love mark’ terimini marka/ajans-influencer işbirliğine sadık kalmak ve çıkar beklentilerini hoyrat bir hale getirmemek gibi birçok önerim var.”
Cizenbayan: Şu anki ortamda influencer olmak istemezdim
2011 yılından beri blog yazan Cizenbayan, Elif Tanverdi’nin Instagram’da 140 bin takipçisi bulunuyor. Müzik, lifestyle, yoga gibi alanlarda içerik üreten Elif, marka işbirliklerine dair markaların büyük ilerleme kaydettiklerini söylüyor: “O zamanlar insanların gözlerini sayıyla boyamak mümkündü. Şimdi nicelik değil niteliğin önemini kavrayan markalar arttı.” “Şu anki ortamda influencer olmak istemezdim” diyen Elif, şimdilerde bu yola çıkmak isteyenlere şöyle sesleniyor: “Motivasyonunun amacı nedir? Kendine dürüst ol, değer yargılarınla bir yol haritası çıkar ve ondan sonra yapılması gerekeni yap.”
Styleboom: Sabırlı ve kendin olmak önemli
Uzun yıllardır moda ve lifestyle üzerine blog yazan ve Instagram’da 76 bin takipçisi olan Styleboom, markaların bir ajans ya da sosyal medya danışmanı aracılığıyla kendine ulaştıklarını söylüyor. Zaman zaman kendi ürettiği projeleri de markalara sunan Styleboom, bu yola çıkmak isteyenlere şunları öneriyor: “Sabırlı olmak, kendin olmak, bunu kazanç için değil önce kendin için yapmak, bunu kazanç beklentisi ile yapıyorsan o zaman bir iş disiplini içinde yapmak: Yani çoğunlukla tek kişi, onlarca saat, saatlerce emek ve dahasını feda edebilmek gerekiyor.”
Onurollstyle: İçten, gerçekçi olmak…
2009’dan bu yana blog yazan Onurollstyle, şu an Instagram üzerinden lifestyle, moda ve seyahat üzerine paylaşımlarda bulunuyor. 53 bine yakın takipçisi bulunan Onur Erol, marka işbirliklerindeki en büyük sıkıntısını şöyle paylaşıyor: “Markaların doğru kişiden ziyade daha çok takipçisi olan kişilerle çalışmak istemesi, en önemli sorun.” Onur da, influencer olmanın sırlarını, “İçten, gerçekçi olmak çok önemli. Taklit yerine kendin olmak, influencer olmak dışında her meslek için geçerli” diyerek açıklıyor.
Koray Caner Öztürk: Kullanmadığım ürünü ya da hizmeti paylaşmıyorum
2009’dan bu yana blog yazan bir diğer isim de Koray Caner Öztürk. Moda alanında içerik üreten Koray, etkilediği insanların hayatındaki değişimlere şahit olduğundan bu yana kendini influencer olarak gördüğünü söylüyor. Instagram’da 24 bin takipçisi olan Koray, yazılı basında da kendine yer bulmuş bir içerik üreticisi olarak her iki tarafta da etik kuralların geçerli olması gerektiğine inanıyor. Bu alanda kendini geliştirmek isteyenlere ise bir örnekle şöyle tavsiyede bulunuyor: “Kullanmadığım ya da kullanıp da memnun kalmadığım bir ürünü ya da hizmeti asla paylaşmıyorum. Kimi zaman, biraz da hatır gönül ilişkileri nedeniyle, şahsen bir araya gelemeyeceğim ürün ya da hizmetleri paylaşmam gerektiğinde de ‘Bunu çok beğendim, siz de hemen gidin, alın’ demek yerine ‘Böyle bir ürün var, böyle bir mekan açılmış, bu hizmet sunulmaya başlanmış’ gibi daha bilgi düzeyinde paylaşımlar yapıyorum.”