“Biz artık bunlar olarak gidiyoruz eylesin neyleyecekse şehrin insanı. Şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin. Bozuk paraların insanı, sivilcelerin.”
Sanıyoruz; İsmet Özel’in bu mısraları halimizi tam olarak özetliyor. Her şeyin günden güne yapaylaştığı, suni bir düzene girdiği ve bu düzene bizatihi alıştırıldığımız günümüzde, başka bir dünya yaratmak mümkün mü? Hem de Türkiye’de? Biz de mümkün olduğunu düşünmüyorduk. Ta ki yanıbaşımızdaki bu komün köyün ismini duyana kadar.
2007 yılında İzmir, Menemen’deki Dumanlıdağ’da bir cennet kuruldu…
Bir ekolojik kamp olarak kurulan İmece Evi önce bir çiftliğe, sonra da kendiliğinden bir öğrenme merkezine dönüştü. Şu an tüm çalışmalar İzmir-Menemen’deki Dumanlıdağ’da bulunan arazide yoğunlaştı. Amaç ise şu:
“Barış içinde temiz bir dünyayı hemen şimdi yaşamak.” Doğanın cennet köşesinde, hep birlikte doğal üretim yapıp bunları dostlarıyla ve ziyaretçileriyle paylaşan bu güzel yürekli insanları daha yakından tanımanın zamanı geldi…
Bu köyde ekonomik ihtiyaçlar, az sayıda üretilen doğal ürünlerin çalışmalara katılan “imecan” larla paylaşılması ile karşılanıyor…
Onlar sadece üretmiyorlar; köylüyü üretim konusunda da cesaretlendiriyorlar. Sonra da üretilen ürünleri, şehirlerde yaşayan dostlara satıyorlar. Yani her şeyde muhteşem bir denge söz konusu.
Ve herkesin kendi gıdasını, yiyeceğini, evini, elektriğini; kısacası ihtiyaç duyduğu pek çok şeyi üretmesi mümkün…
Bunun için tek gerekense biraz cesaret ve doğayla tekrardan barışmak.
Evler kerpiçten yapılıyor; çünkü doğal ve bedava!
Kendi temizlik ürünlerini kendileri üretiyorlar; zaten ihtiyaç duydukları ürünler basit: Su ve sabun!
İmece Evi’nde hiçbir kimyasal olmadığı için, insanları kirletecek bir şey yok; toprak dışında. Toprak da zaten su ve sabun yardımıyla kolayca temizleniyor.
Köyün kuruluş amacı, şehirden doğala göç modasına uymak değil; savundukları “bugün herkesin zaten doğal olarak çevreci olması gerektiği” düşüncesi
Çünkü onlar, bunu moda diye küçümsemeye çalışmanın sadece gezegenin biraz daha bozulmasına neden olacağını düşünüyorlar.
İmece Evi’ne doğal yaşama susamış ve şarj olmak isteyen toplumun her kesiminden insan geliyor ve bu çabaya destek veriyor
Onlar, ziyaretçilerinin; alkol gibi bağımlılık yaratan maddeler, peçete, ıslak mendil gibi çöp olacak türden şeyler yerine; birlikte yemek istedikleri yiyecekleri, müzik aletlerini, heyecan ve coşkularını yanlarına almalarını istiyor.
Ve onların kapısı katılımcı demokrasiye, ekolojik yaşama saygısı olan herkese açık!
İmece Evi, herkesin ziyaret edebileceği ve konaklayabileceği bir yer. Sadece dikkat çekmek istedikleri birkaç nokta var. Onları da şu cümlelerle anlatıyorlar:
“Kapımız; olası her işe gönüllü olan, ‘şehirlerarası uçak’ kullanmadan gelen, kendi sorumluluğunu almasını engelleyecek psikolojik bir rahatsızlığı olmayan, alkol ve benzeri bağımlılıkları olmayan, konuşmaktan çok dinlemeyi başarabilen, toplumsal duyarlılığı olan, büyük ailenin parçası olabilmeyi isteyen, uzlaşarak birlikte yaşamaya, doğayla uyumlu olmaya hazır olanlara, katılımcı demokrasiye, ekolojik yaşama saygısı olan herkese açık.”
İmece Evi, kendi websitesi üzerinden aklınıza gelebilecek tüm soruları yanıtlıyor; deneyimlerinin tamamını merak edenlerle paylaşıyor. Dilerseniz buradan bakabilir, site içinde yer alan sosyal medya hesaplarından da onları takip edebilirsiniz.