Dünya genelinde Katolik inancını benimsemiş milyonlarca insan var. Milyonlarca insana ruhani olarak liderlik eden kişiler isi Papa olarak isimlendirilen Katolik din adamları. Bununla birlikte Papalık, yüzlerce yıldır hem siyasi hem de kültürel olarak oldukça önemli bir makam. Öte yandan bu makam, binlerce yıllık kadim geleneklere ve oldukça katı kurallara sahip. Örneğin bir kadının Papa olması mümkün değil. Ancak tarih, Papalık makamının, ne kadar geleneksel ve katı kurallar altında varlığını sürdürse de, oldukça ilginç bazı istisnalara da sahne olduğunu söylüyor! Milattan sonra 800’lü yılların ortalarında, daha sonra VIII. Joan olarak anılacak bir kadın, Papa olmayı başarmıştı!
Papa VIII. Joan, yaklaşık iki yıl boyunca Papalık makamında oturmuş, Katolik Kilisesi’ne liderlik etmişti. Tarihin bu en sıra dışı Papasının bir kadın olduğu ise çok sayıda Katolik din görevlisini hayretler içerisinde bırakacak bir şekilde ortaya çıkmıştı. Bununla birlikte Joan isimli kadının tüm Katolik dünyasını iki yıl boyunca erkek olduğuna inandırmayı başarması, Papalık makamında oldukça ilginç tedbirlerin ortaya çıkmasına da neden oldu. Gelin, tarihin en sıra dışı, ilk ve son kadın Papası VIII. Joan’ın tuhaflıklarla dolu hikâyesine yakından bakalım…
Papalık, yüzlerce yıllık kadim geleneklere ve ilginç ritüellere sahip olan, siyasi ve kültürel açıdan büyük önem taşıyan köklü bir kurum
Haliyle milyonlarca Katolik için büyük bir anlam ifade eden kurumun, yüzlerce yıldan beri titizlikle uygulanan pek çok katı kuralı var. Bu katı kuralların en önemlilerinden biri ise kadınların Papa olamayacağına dair olan kural. Ancak günümüzden yüzlerce yıl önce yaşayan bir kadın, Papalığın bu kadim kuralını yerle bir etmeyi başardı…
İleride Papa seçilecek ve böylece tarihe geçecek olan Joan isimli kadın, 9. yüzyılda Almanya’da dünyaya geldi
Joan’ın yaşamanın ilk yıllarına dair farklı anlatılar var. Ancak pek çok anlatıda ortak olan şey, onun gençlik yıllarında bir rahiple tanıştığı ve ikilinin birbirlerine âşık olduğu yönünde. Joan hakkında anlatılan hikâyelerin devamı ise çok daha ilginç. Buna göre Joan ve âşık olduğu rahip, birlikte Avrupa’nın farklı şehirlerine bir seyahate çıkmak istiyordu.
Ancak bir sorun vardı. Joan’ın sevgilisi bir rahip olduğu için, bu seyahati bir kadınla birlikte gerçekleştirmesi mümkün değildi! İşte, Katolik dünyasının ve Papalık makamının tarihini değiştirecek fikir, tutkulu âşıkların aklına tam da bu noktada geldi! Joan, rahip sevgilisiyle birlikte olabilmek için erkek kılığına girdi!
Erkek kılığına giren Joan ve rahip sevgilisi birlikte seyahat etmeye başladı
Çift, Avrupa’nın farklı ülkelerindeki manastırları ziyaret ettikten sonra, bir süre Atina’da yaşamaya karar verdi. Uzun süreli manastır ziyaretleri ve sevgilisinden öğrendikleri sayesinde Joan, Hristiyanlık hakkında ortalama bir din görevlisi kadar bilgi sahibi oldu. İşte zaten yeterince ilginç bir yaşamı olan Joan’ın hayatını daha da ilginç haline getirecek olayların başlangıcı da Atina’da gerçekleşti…
Sevgilisinin Atina’da beklenmedik bir şekilde hayatını kaybetmesiyle Joan, Katolik dünyasının merkezine, Roma’ya yerleşti
Son derece zeki ve bilgili bir kadın olan Joan, Roma’daki günlerini de bir erkek kılığında geçiriyordu. Üstelik bilgisi, zekâsı ve yeteneği ile Katolik Kilisesi tarafından kabul gören bir isim haline gelmişti. Kısacası dışarıdan bakıldığında Joan’ı Roma’daki diğer erkek din görevlilerinden farklı kılan şeyler, üstün zekâsı ve hemen fark edilen yetenekleriydi…
Zekâsı, hitabet gücü ve kendisini özel kılan yetenekleri, Joan’ın Katolik Kilisesi içerisinde hızla yükselmesini sağladı!
Hem de ne yükseliş! Joan, bazı kaynaklara göre 847, bazı kaynaklara göre ise 855 yılında VIII. Joan ismiyle Papa olarak seçildi! Üstelik yaklaşık iki yıl boyunca Papalık görevini sürdürdü. İşte tarihin “İlk Kadın Papası” bu şekilde Vatikan’ın mutlak yöneticisi konumuna yükseldi…
VIII. Joan’ın hikâyesi, Papa seçildikten sonra daha da ilginçleşti
VIII. Joan, 858 yılında Vatikan’da halka açık bir ayini yönetiyordu. Ancak bir anda hiç olmaması gereken bir şey oldu. Kadın Papa Joan’ın hamilelik sancıları başladı! Evet, tarihteki ilk kadın Papa, Vatikan’daki din görevlilerinden birisiyle bir ilişki içerisindeydi ve hamile kalmıştı. Uzun süredir kadın olduğunu bütün Katolik dünyasından gizlemeyi başaran Joan için hamile olduğunu gizlemek, çocuk oyuncağıydı. Ancak ayin sırasında ortaya çıkan hamilelik sancıları, bu tuhaf hikâyenin sona doğru yaklaştığının habercisiydi…
Yönettiği ayin sırasında hamilelik sancıları başlayan Papa VIII. Joan, bir erkek çocuk dünyaya getirdi!
Joan, bu olaydan sonra bir erkek olduğuna hiç kimseyi inandırmadı. Bununla birlikte uzunca bir zamandır kendilerini ruhani açıdan teslim ettikleri insanın bir kadın çıkması, başta Vatikan’daki din görevlileri olmak üzere bütün Katolik dünyasında büyük bir şaşkınlık ve öfke yarattı.
Bazı anlatılara göre VIII. Joan, doğum yaptıktan sonra çocuğuyla birlikte öldürüldü
Bazı anlatılara göre zaten ölü bir çocuk dünyaya getirmişti. Bu nedenle tek başına öldürüldü! Bununla birlikte bütün Katolik dünyasını hayretler içerisinde bırakan Joan’ın nasıl öldürüldüğü hakkında da bazı muhtelif anlatılar var. Bazılarına göre Joan, bir kadın olduğunun anlaşılmasının hemen ardından ayin alanında taşlanarak öldürüldü. Kimi anlatılara göre ise bir atın arkasına bağlandı, metrelerce yerde sürüklendi ve bu şekilde hayatını kaybetti…
Katolik Kilisesi, uzun yıllar boyunca kadın Papa olayını reddetti
Öyle ki VIII. Joan hakkında var olduğu iddia edilen bütün kayıtlar yok edildi. Böylece bu tuhaf hikâye unutuldu. Ancak 13. yüzyılda bazı tarihçiler ve hatta Katolik din görevlileri bu sıra dışı olayın yazılı olduğu bazı eserler ortaya koydular.
Özellikle Jean de Mailly isimli tarihçinin 1250 yılında yayımladığı “Chronica Universalis Mettensis” isimli eserinde geçmişte Papa seçilen bir kadından bahsetmesi, VIII. Joan’ın pek çok yazılı eserde ortaya çıkmasına, yeniden hatırlanmasına neden oldu. Ancak Papalık makamı, bu ilginç bir olayın yaşandığını hiçbir zaman kabul etmedi…
Kadın Papa olayının gerçekliği hakkında bugün de farklı görüşler var
Bazı tarihçilere göre böyle bir olay hiçbir zaman yaşanmadı. Bazı tarihçilerse olayın gerçek olduğunu düşünüyor. Katolik Kilisesi ise bu olayın, 12. ve 13. yüzyıllarda Papalık karşıtları tarafından uydurulan bir hiciv hikâyesi olduğunu ileri sürüyor…
Papalık kurumunun en ilginç geleneklerinden biri olan “testis kontrolü” geleneğinin, kadın Papa olayının ardından ortaya çıktığı düşünülüyor
Yeni bir Papa seçildiğinde, halka duyurulmadan önce özel olarak tasarlanmış bir sandalyeye oturuyor, çoğu zaman en yaşlı kardinal, Papanın testislerini kontrol ediyor, bu sayede yeni seçilen Papanın erkek olup olmadığı anlaşılıyor. İşte bu ilginç geleneğin, kadın Papa olayından sonra uygulanmaya başladığı ileri sürülüyor…