Yaşadığımız cicili bicili şehirli hayatımızda hemen hemen hepimiz düzgün bir ilişkimizin olmamasından yakınıyoruz. “Düzgün bir ilişkim yok” şikayetinde bulunmayanlar ise var olan sevgilisiyle içine düştüğü monotonluktan muzdarip. Öyle anne babalarımızınki gibi 30 yılı aşkın evliliklere bugün gıpta ile baka duralım, genç jenerasyon olarak birbirimize tahammülsüzlüğümüz bilim adamlarının bile diline düşmüş durumda. İlişki dediğin inişli çıkışlı bir yol; bazen çeşmeden bir türlü akmayan su, bazen de sütlü köpüklü sıcak bir kahve. Gönül ister sıcaklığı, tadı, kıvamı hep yerinde, üçü bir arada olsun. Olmuyorsa da, oldurmanın yolları var. Nasıl mı? İşte size bir ilişkiyi ayakta tutmanın 11 sütlü köpüklü yolu…
1 – Birbirinize yaşam alanı açın.
Günün 24 saatini birbiriyle geçiren, bütün arkadaş çevresi ortak, iş hayatı birbirine benzeyen çiftler birbirinden daha hızlı soğuyorlar. Erkek arkadaşınız haftada bir gün halı saha maçına mı gidiyor, kız arkadaşınız sadece kendi arkadaşlarıyla dışarı mı çıkmak istiyor? Çıksın. Bırakın herkesin özel alanları olsun. Birbirinizden ayrı nefes almayı öğrenin.
2 – Gün içinde telefonla birbirinizi taciz etmekten vazgeçin.
Gün içinde mesajlaşarak, sosyal medyada birbirinize laf atarak, öğle tatillerinde sürekli birbirinizi arayarak an an birbirinize rapor veriyorsunuz. Sonra da eve gidip hiç konuşmadan televizyon seyretmekten yakınıyorsunuz. E gün içinde konuşulacak her şeyi tüketince, akşama da anlatacak ilginç bir şey kalmıyor. Anlatmaya kalktığınızda da tekrara düşüp sıkıcı oluyorsunuz. Sevgilinizin arkanızdan “ya iyi hoş insan ama sürekli kendi işinden bahsetmesinden yıldım artık” diye atıp tutması bu yüzden. Gün içinde olan biteni akşama saklayın, sohbet konusu yaratın.
3 – Evdeki 2. televizyonu kaldırın.
Evet, birinizin maçı, birinizin de dizileri var. Ama zibilyon tane dizi içinden ikinizin ortak beğenisine sunulmuş bir tane illaki vardır. Aynı evin içinde ayrı odalarda saatler geçirip, tesadüfen mutfakta karşılaşan çiftlerden olmayın.
4 – Sohbet konuları bulun ama sessizlikten de korkmayın.
Yeni tanıştığınızda saatlerce konuşup, bu uğurda uykusuz kalan siz aşk böcükleri, ilişkinin üçüncü ayında konuşacak bir şey bulamamaktan şikayetçisiniz. İki dakika mantıklı düşünmeye davet ediyoruz: Tüm dünyada var olan konu başlıklarını tükettiğiniz için konuşacak bir şey kalmamış olabilir mi? Elbette hayır. Siz konuşmak istemiyorsunuz. Burada acayip olan ise, suskunluğun kötü gidişe delaletmiş gibi düşünülmesidir. İnsanlar bazen sessizlikten de zevk alabilirler. Çiftsiniz diye muhabbet kuşu misali cak cak cak konuşma mecburiyetiniz yok. İlişkinizde sessizlikten de zevk almaya çabalayın.
5 – Birlikte yeni bir şeyler öğrenin.
Her konuda iyi anlaşacaksınız diye bir kural yok. Birbirinizin hobilerine musallat olmaktan vazgeçin. Siz fotoğrafçılıktan zevk alıyorsunuz diye, sevgiliniz de gördüğü her martıyı, her sümüklü çocuğu, her hamur açan yaşlı teyzeyi fotoğraflamak zorunda değil. Ya da kız arkadaşınızın her haftasonu siz seviyorsunuz diye mangal yellemesi gerekmiyor. Sevmediğiniz şeylere hatır gönül için katlanmak dünyanın en saçma kavgalarını da beraberinde getiriyor. Birlikte bambaşka bir hobi edinin. O hobiyi de bulana kadar denemeye devam edin.
6 – Tartışma konularını biriktirmeyin.
“He işte Aysun aynı sen!” diyerek kadınlara yüklenmeyelim; zira bunu erkekler de çok yapıyor. Huyumuz kurusun, “çamaşır makinesi için tamirci çağırdın mı?” sorusuyla başlayıp, iki yıl önceki yılbaşı partisine gelen davetsiz misafirin hesabının sorulduğu kavga modeli bir tek bizde var. Yahu siz birbirinizin vergi memuru musunuz? Bunun tartışması iki yıl önce yapılmalıydı. Dün ne yediğini hatırlamayan adam iki yıl önceki hikayeyi nasıl hatırlasın? Rüyaya mı yatsın? MR mı çektirsin? Birbirinize sinirlendiyseniz veya kırıldıysanız bunun tartışmasını ertelemeyin. Kırgınlıklarını biriktiren insanlar hem kendilerine hem karşı tarafa zarar verir.
7 – Eski defterleri açmayın.
Geçmiş geçmiştir. Eski ilişkiler doğrularıyla, yanlışlarıyla size aittir. Yeni bir ilişkide yapmanız ve kesinlikle yapmamanız gereken şeyleri hep o sayede öğrendiniz. Belki bugün nefretle anıyorsunuz, belki hatırladıkça sizi gülümseten anılar olarak kaldılar. Bu sizin için olduğu kadar, sevgiliniz için de geçerli. Geçmişiniz özelinizdir; birbirinizin özeline saygı duyun. Sevgilinizin size kendine yakın hissedip paylaştığı geçmişe dair anılardan, kafanızda yeni senaryolar kurup, bunları silah olarak kullanmayın.
8 – “Seni seviyorum” demek o kadar da zor değil.
“Seni seviyorum” cümlesini kurmanın çok yanlış ve ilişkiyi bitiren bir şey olduğunu iddia eden o zombi kimse çıksın ortaya! Onun yüzünden bir çoğumuz sevgimizi belli edemediğimiz için kendi elimizle aşk hayatımızın içine ettik; ruhsuz, duygusuz insanlar olduk. Kaldı ki ilişki sırasında hissettiğimiz duygunun aşk olduğunu kendimize itiraf etmekten bile korktuk. Aşk kelimesini adını anmaktan kaçındığımız bir üç harfliye döndürdük. Oysa bundan daha doğal bir duygu olabilir mi? Hiç aşık olmadan, birine onu sevdiğimizi söyleyemeden, hayatımızda şu cesareti bir kez olsun gösteremeden bomboş bir ömür geçirmek daha korkunç. Sevgilinize onu sevdiğinizi söylemekten çekinmeyin. İlkinde zorlanırsınız ama ikincisi daha kolay olur, inanın.
9 – Küçük hediyeler her zaman işe yarar.
Sevgililer günü, yılbaşı, doğum günü gibi tarihleri önemsemiyor olabilirsiniz. Sevgilinize hediye almayı sadece özel günlerde yapılması zorunlu bir görev olarak düşünmeyin. Birine hediye almak, o kişiye her zaman sizi anımsatacak bir obje ya da anı sunmaktır. Ancak birbirinize pahalı şeyler alarak, hediye olayını pokere dönüştürmeyin. Pahalı hediyeler zehirlidir; karşı tarafla aranızda altta kalmama savaşı başlatır ve bu durum içinden çıkılmaz bir hale gelene kadar sizi maddi manevi tüketir. Sevgilinizle aranızdaki hediyeleşmeyi, düğünde takılması gereken takı sorunsalına çevirmeyin.
10 – Birlikte plan yapın.
Sürekli evde durmayın. Yeni yerler, yeni mekanlar görmeye açık olun. Hatta yeni arkadaşlar edinin. Birlikte plan yaparken de her şeyin kusursuz olması gerektiği kısmına çok takılmayın. Birlikte çıkılan bir seyahat sırasında arabanızın bozulması, tavsiye üzerine gidilen restaurantın çok kötü çıkması, bilmediğiniz bir şehirde kaybolmak, çok sevilmeyen bir insanla yolda karşılaşmak, uzun süre beklenen filmi sinemada izlerken uyuyakalmak, bir festival uğruna dünyanın öbür ucuna gitmeye çabalarken biletleri kaybetmek… Kötü gibi görünen her şey sadece ikinize ait güzel anılardır. Hayata daha mizahi gözle bakmaya çalışın.
11 – Şöyle bol sütlü köpüklü bir kahve her şeyi çözer.
Birbirinizin sıkıntısını, mutsuzluğunu ya da durgunluğunu paylaşın. Bir bardak NESCAFÉ 3ü 1 arada sütlü köpüklü ile en gergin anlarda bile kara bulutlar dağılır, evin ortasına güneş doğar. Bu neyin kafası demeyin; bir deneyin. Bir fincan kahve ile ilişkiyi köpürtmek gayet mümkün.
En sütlü köpüklüsünden haberler için şimdi sizi şöyle alalım.